Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim, sezon başından bu yana yakındığı transferleri yaptırmanın getirdiği rahatlıkla çıktı, Alanyaspor maçına. Karşısında Sergen Yalçın ile toparlanan Aytemiz Alanyaspor vardı. Milli Takımın başındayken, arttırılmasına ön ayak olduğu yabancı oyuncu sayısının gerçeklerini sahaya sürdü. On biri, “A milli futbol takımında oynama yeterliliği olmayan oyuncuları”ndan kurmuştu. Yeni transferler Kostas Mitroglou, Cristian Lyundama, antrenman bile yapmadan takımla birlikteydi. Alıp da oynatamadığı, ‘cezalı’ gol makinesi Mbaye Diagne tek eksikti. Amaç, rakibe korku salmak, güç gösterisinde bulunmaktı. Maça da öyle baskınla başladı. Önde pres, orta alanda saldırı, savunmaya iş bile düşmedi. Ne kadar sürdü, bu baskı, rakibi korkutan ataklar? Çok değil… Galatasaray baskı kurup şut atamazken, oyunu daha iyi kurgulayan Aytemiz Alanyaspor, 15’nci dakikadan sonra korkmadığını, bildiğini uygulayacağını göstermek adına, rakip alana doğru ufak ufak çıkmaya başladı. Şut attı. Muslera kurtardı. Orta yaptı, kafa vurdu, Muslera kurtardı. Sonunda uzatma dakikalarında gol de attı. Bu arada Galatasaray’ın lejyoner kadrosu ne mi yaptı? Seyretti.

İkinci yarı kadronun hakkını vermek, ilk yarıda yenilen golün sıkıntısından kurtulmak için yine baskıyla başladı, Galatasaray. Terim’in sezon başında yüzüne bakmadığı, eksikler artınca oynatmak zorunda kaldığı ve sonradan vazgeçemediği Sofiane Feghouli, yetenekli futbolcu vuruşuyla eşitliği sağladı. Bundan sonrasında skor yazmaktan vazgeçelim… Daha önce de söyledik. Bir kez daha söyleyelim. Bu takımın sorunu ve kazancı Fatih Terim’dir. Hiç antrenmana çıkmamış, takımdaki oyuncuları yalnızca uluslararası oyun konsollarından ya da medyadan tanıyan oyuncuların bir an da takım olmasını beklemek hayaldir. Bu hayali de bir tek Terim kurar. Savunmada birbirini tanıyan Ozan, Serdar, Maicon üçlüsünü yok edip, Lyundama-Marcao ikilisinden kurgu yaratmak, Terim’in düşüncesidir.

Kostas Mitroglou’yu doğrudan sahaya sürmek, ayağına nasıl topun atılacağını bilmeyen oyunculardan kurulu bir forvetin gol üretmesini beklemek de… Sonuç olarak anladık ki Terim, oyuncuların ‘takım’ olması için antrenman yerine, Süper Ligi kullanacak. Ve anladık ki, “Öyle ya da böyle nasılsa ligde kazanırız, bu kadroyla, biz Avrupa’da tura hazırlanalım” hesabında… Başlık mı? Ha, o yeni nesil gençliğin kendilerini, ‘farklı’ anlatma vurgusunun bir denemesiydi…