Türkgün 3. Sayfa Küçükçekmece’de bulunan cesedin kimliği belli oldu

Küçükçekmece’de bulunan cesedin kimliği belli oldu

Küçükçekmece'deki metruk binada bulunan cesedin, 9 aydır kayıp olan Fatih Aydın'a ait olduğu tespit edildi. Annesinin DNA örneğiyle yapılan inceleme sonucu kimliği belirlenen Aydın’ın ölüm nedeni ise henüz belirlenmedi.

KAYNAK: İHA

İstanbul Küçükçekmece’de 7 Temmuz 2024 tarihinde Rabia Aydın isimli kadın, karakola başvurarak oğlu Fatih Aydın’ın babası ile tartışma yaşamasının ardından evden çıkarak bir daha geri dönmediğini belirtmişti. İhbar üzerine harekete geçen polis ekipleri Fatih Aydın’ı bulmak için çalışma başlattı. Çalışmaların devamında Aydın’ın yurtdışına çıkmadığı öğrenilirken yapılan incelemede de banka hesaplarında da bir hareket olmadığını belirlendi.
Polis ekiplerin çalışmaları sürdüğü sırada 13 Nisan Pazar günü Küçükçekmece Fatih Mahallesi Basınköy İstanbul Caddesi üzerinde metruk bir binada bir erkek cesedi bulundu. İhbar üzerine olay yerine polis ve olay yeri inceleme ekipleri sevk edildi. 

İhbarı yapan kişiler polis ekiplerine, metruk bina önünden her gün işe gitmek için yürüyerek geçtiklerini, yaklaşık 4 ay önce de bina önünden geçerken kötü koku aldıklarını, ancak hayvan leşi olduğunu düşündükleri için önemsemediklerini, en son pazar günü merak ettikleri için metruk binaya girdiklerinde 2. katta bir iskelet gördüklerini ve bunun üzerine polise haber verdiklerini söyledi. Ekiplerin incelemelerinin ardından ceset, otopsi için Adli Tıp Kurumuna gönderildi.

Cesedin Fatih Aydın’ına ait olduğu ortaya çıktı
 

Adli Tıp Kurumu’nda cesedin Fatih Aydın’a ait olabileceği ihtimali üzerine annesinden DNA örneği alınarak inceleme yapıldı. Tamamlanan inceleme sonucunda cesedin 7 Temmuz 2024'ten bu yana kayıp olarak aranan Fatih Aydın’a ait olduğu belirlendi. Fatih Aydın’ın ölüm nedeninin yapılacak incelemenin ardından belli olacağı öğrenildi.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Türkgün Gündem Ahmed Cevad’ın mezarı yok ama ruhu tüm Türk dünyasında yaşıyor

Ahmed Cevad’ın mezarı yok ama ruhu tüm Türk dünyasında yaşıyor

Azerbaycan’ın bağımsızlık ve özgürlük şairi Ahmed Cevad’ın 133. doğum günü kutlanıyor. Azerbaycan Devlet Marşı’nın söz yazarı, aynı zamanda “Çırpınırdı Karadeniz” marşıyla Türk dünyasının gönlünde taht kuran Ahmed Cevad, sadece şiirleriyle değil, hayatıyla da bir direniş sembolü haline geldi.

MUHABİR: Burhan Tural

Torunu Cevad Ahundzade, büyük dedesi Ahmed Cevad’ın mirasını ve ailenin yaşadığı zorlukları anlattı. “Adını gurur ve onurla taşıdığım ulu dedem Ahmed Cevad, hem kalemi hem de silahı elinden bırakmamış bir mücadeleciydi. Birinci Dünya Savaşı’nda Balkan cephesinde Türk ordusunda savaşmıştı. Ardından kaleme aldığı marş, Türklerin özgürlük sembolüne dönüştü,” dedi.

Üç Kez Tutuklandı, Şiirleri Yüzünden Takip Edildi

Ahundzade, dedesinin “Koynunda yer vardı yıldıza, Aya” mısrası nedeniyle takibe alındığını, “Göygöl” şiiri başta olmak üzere birçok eseri nedeniyle tutuklandığını ifade etti. “Ahmed Cevad toplamda üç kez hapse atıldı. Şiirleri rejime tehdit olarak görülüyordu,” dedi.

Eşine Sürgün, Ailesine Baskı

Ahmed Cevad’ın eşi Şükriye Hanım’ın Kazakistan’ın Akmola vilayetindeki ünlü ALJIR kampında yıllarca sürgünde yaşadığını hatırlatan Ahundzade, babaannesinin dedesine olan sadakatini şu sözlerle dile getirdi: “‘Cevad neredeyse ben de oradayım’ demişti. Bu onun vefasının simgesiydi.”

Cevad Ahundzade, dedesi hakkında en çok bilgiye babaannesi sayesinde ulaştığını, ailesinin Sovyet döneminde baskı altında yaşadığını belirtti. “Sovyetler döneminde dedemin adını anmak bile tehlikeliydi. Ancak bağımsızlıktan sonra onun adını onurla duyduk,” dedi.

Resmi Ölüm Tarihi Tartışmalı

Ahmed Cevad’ın ölüm tarihiyle ilgili çelişkili bilgiler olduğunu belirten Ahundzade, “Vikipedi’de 13 Ekim 1937 gecesi kurşuna dizildiği yazıyor. Ancak 2010’da Azerbaycan Milli Meclisi tarafından yayımlanan bir dergide, arşiv belgelerine göre 11 Ekim’de işkenceler sonucu hayatını kaybettiği belirtiliyor,” dedi.

Şairin ölümünden sonra ailenin dağıldığını, büyük oğlunun tutuklandığını, diğer çocukların yatılı okullara verildiğini ifade eden Ahundzade, Şükriye Hanım’ın uzun süre Cevad’ın hayatta olduğuna inandığını, sürgün dönüşü ona mektuplar yazdığını söyledi.

“Mezarı Yok Ama Ruhu Yaşıyor”

Ahmed Cevad’ın mezarının yerinin bilinmediğini hatırlatan torunu, “Sovyet rejimi onun nereye gömüldüğünü gizledi. Ama biz diyoruz ki, onun mezarı tüm Türk dünyasındadır – Kuzey Kıbrıs’tan Çin Seddi’ne kadar,” diye konuştu.

Ankara’da 2022 yılında Ahmed Cevad’ın 130. yılı anısına bir anıt dikildiğini belirten Ahundzade, en büyük arzularının Cevad’ın naaşının bulunması ve Bakü şehir merkezine bir heykelinin dikilmesi olduğunu vurguladı. “Bu sadece bizim değil, tüm Ahmed Cevad sevenlerin ortak dileğidir,” dedi.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *