Türkgün 3. Sayfa Kütahya'da silahla yaralanan gençten acı haber

Kütahya'da silahla yaralanan gençten acı haber

Kütahya'da Ramazan Bayramı'nın ilk günü, husumetli gruplar arasında çıkan kavgada Uğur Ö. tarafından silahla vurulan Ceyhun Sönmez, hastanede hayatını kaybetti. Zanlı Uğur Ö. tutuklandı, 20'den fazla suç kaydı olduğu belirtildi.

KAYNAK: İHA

Kütahya’da Ramazan Bayramı'nın ilk günü silahla vurularak ağır yaralanan genç, hastanede tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti.
 

30 Mart'ta Ağaçköy Mahallesi’nde bulunan mesire alanında, daha önceden husumetli olduğu belirtilen iki grup arasında tartışma yaşandı. Tartışmanın kısa sürede büyüyerek kavgaya dönüşmesi sonucu 30 yaşındaki Uğur Ö., yanında bulundurduğu tabanca ile Ceyhun Sönmez’e (22) ateş etti. Sönmez, ağır yaralı olarak yakınları tarafından özel bir hastaneye kaldırıldı. Durumunun kritik olması nedeniyle Kütahya Evliya Çelebi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edilen Sönmez, yoğun bakımda 3 gün boyunca tedavi gördü. Ancak doktorların tüm çabalarına rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti.
 

20’den fazla suç kaydı

Olayın ardından kaçan şüpheli Uğur Ö., jandarma ekipleri tarafından yakalanarak gözaltına alınmıştı. Adliyeye sevk edilen Öztürk, çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. Cinayeti işleyen zanlının 20’den fazla suç kaydının bulunduğu belirtildi.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Türkgün Röportaj Yapay zekâyla verim artıyor, maliyet düşüyor

Yapay zekâyla verim artıyor, maliyet düşüyor

Yapay zekânın iş dünyasında hem teknik yapıları hem de çalışma kültürünü yeniden şekillendirdiğini ifade eden MHP Mersin Milletvekili Dr. Levent Uysal, karar alma süreçlerinden müşteri deneyimine kadar pek çok alanda yapay zekâdan yararlanılmasının verimlilikleri artırırken maliyetleri önemli ölçüde azalttığını söyledi.

Kaynak: Bahadır Çoban

Milliyetçi Hareket Partisi Mersin Milletvekili Dr. Levent Uysal, hem TBMM Dijital Mecralar Komisyonu hem de Yapay Zekâ Araştırma Komisyonu üyesi olarak Türkiye’nin dijital dönüşümüne ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Yapay zekânın iş dünyasından ekonomiye, güvenlikten toplumsal yapıya kadar uzanan etkilerine dikkat çeken Uysal, artan siber tehditler karşısında Türkiye'nin "Siber Vatan" stratejisini geliştirmesi gerektiğini vurguladı. 

SORU: Yapay zekâyla insanı birbirinden ayıran en temel fark sizce nedir?

En büyük fark duygular. Biz duygularımızı belli edebilen varlıklarız. Hissederiz, sevincimizi de hüzünlerimizi de yüzümüzde taşırız. Yapay zekâ ise programlandığı kadarını yapar; empati kuramaz, içten bir tebessüm edemez. Ne kadar gelişirse gelişsin, onu tasarlayan en nihayetinde yine insandır. Bu yüzden teknoloji ne kadar ilerlerse ilerlesin, biz daima “Önce İnsan” demeye devam edeceğiz.

YAPAY ZEKÂ YENİ BİR ÇAĞ BAŞLATTI

SORU: Yapay zekâ, iş dünyasında neleri değiştiriyor? Bu alanda özel olarak çalışan birisi olarak gözlemleriniz neler?

Yapay zekâ, iş dünyasında adeta yeni bir çağ başlatıyor diyebilirim. Özellikle son yıllarda, teknolojinin hızlı ilerleyişiyle birlikte şirketlerin iş yapma biçimleri ciddi şekilde değişmeye başladı. Artık pek çok işletme, karar alma süreçlerinde yapay zekâdan destek alıyor, rutin işleri otomatikleştiriyor, maliyetleri düşürüyor ve verimliliği artırıyor. Ama burada önemli bir nokta var. Bu dönüşümün teknolojik olduğu kadar kültürel bir içeriği de var. Yapay zekâ doğru ve etik bir şekilde kullanılmazsa, bazı riskleri de beraberinde getirecek gibi görünüyor. Yani sadece teknolojiyi kullanmak yetmiyor, aynı zamanda bu dönüşümü doğru yönetmek, toplumsal etkilerini gözetmek de gerekiyor.

YAPAY ZEKÂNIN FARK YARATAN ÖZELLİKLERİ

SORU: Yapay zekâ deyince pek çok insanın aklına biraz da korku senaryoları geliyor. Sizce bu teknoloji bize ne gibi avantajlar sunuyor?

Bu endişeleri anlayabiliyorum, çünkü yapay zekâ gerçekten çok güçlü bir araç ve gücün olduğu yerde tedirginlik de olacaktır. Ama madalyonun öbür yüzüne baktığımızda, yapay zekânın sunduğu olanakların bir o kadar etkileyici olduğunu görmek gerek. Örneğin, en basitinden başlayalım. Verimlilik. Yapay zekâ, rutin işleri bizim yerimize yapabiliyor. Böylece insanlar daha yaratıcı, daha stratejik, daha katma değerli işlere odaklanma fırsatı yakalıyor. Bu ne demek? Öncelikle iş yerlerinde büyük bir dönüşüm demek. İkincisi, ciddi bir maliyet avantajı demek. Çünkü yapay zeka sayesinde hem hata oranları azalıyor hem de süreçler daha az kaynakla yürütülebiliyor. Özellikle büyük veriyle çalışan şirketler adına yapay zekânın sunduğu hız ve hassasiyet ciddi bir fark yaratıyor.

Keza, kişiselleştirme tarafı da çok önemli. Müşteri deneyimini kişiselleştirmek için artık yapay zekâ teknolojisi kullanılıyor; öneri sistemleri, müşteri hizmetleri, müşteri memnuniyetini artırmaya yarıyor. Diyebiliriz ki müşteri deneyimi hiç olmadığı kadar özel hale geliyor. Ve tabii inovasyon… Yeni ürünler, yeni hizmetler, yepyeni fikirler… Bunların birçoğunun arkasında artık yapay zekâ destekli analizler, modellemeler var.

Güvenlik konusunu da unutmamak lazım. Siber saldırılara karşı hızlı tepki vermek, tehditleri önceden tahmin etmek artık mümkün. Kısacası, yapay zekâ doğru kullanıldığında bize büyük kolaylıklar ve fırsatlar sunuyor.

RİSK FAKTÖRLERİ ÖNEMSENMELİ

SORU: Peki, bu kadar avantajından söz ettik ama... Yapay zekânın hiç mi olumsuz tarafı yok?

Olmaz olur mu? Her yeni teknolojide olduğu gibi yapay zekânın da dikkatle ele alınması gereken bazı handikapları var. En başta veri güvenliği geliyor. Yapay zekâ, doğru çalışabilmek için büyük miktarda veriye ihtiyaç duyan bir teknoloji. Bu da hassas bilgilerin paylaşımını gündeme getiriyor. Eğer bu veriler iyi korunmazsa ciddi güvenlik açıkları oluşabilir. Bir de etik meseleler var. Mesela, yapay zekâ ile alınan bazı kararlarda önyargılar oluşabiliyor. Çünkü sistem, kendisine verilen veriler üzerinden öğreniyor. O verilerde bir yanlılık varsa, sonuçlar da aynı şekilde yanlı olabiliyor. Diğer yandan, özellikle küçük işletmeler açısından bu teknolojiye entegre olma maliyetleri, astarı yüzünden pahalı hale gelebilecek olan bir risk faktörü. Yani, yapay zekâdan faydalanırken bütün bu parametreleri göz önünde bulundurmak ve gerekli önlemleri almak lazım. Yoksa fayda beklerken zarar görebiliriz.

SEKTÖREL DENGELER DEĞİŞİYOR

SORU: Ekonomi cephesinde de yapay zekâ çokça konuşuluyor. Sizce yapay zeka sektörler arası dengeyi ve rekabet ortamını zedeler mi?

Yapay zekâ, ekonomide adeta yeni bir çağ açtı. İş yapma biçimlerini değiştirdi, verimliliği artırdı ve bu haliyle birçok sektörü şimdiden teknolojik dönüşüme zorlamaya başladı. Yapılan birçok araştırma yapay zekânın küresel ekonomiye trilyon dolarlık katkı sağlayabileceğini gösteriyor. Yani evet, dengeleri değiştiriyor ama genel tabloya bakarsak bu değişim, büyümeyi ve gelişimi de beraberinde getirecektir.

YAPAY ZEKÂNIN KÖTÜYE KULLANIMI

SORU: Yapay zekâdan epey söz ettik, bir de son zamanlarda duymaya başladığımız ‘kara yapay zekâ’ diye bir tanım var. “Kara yapay zekâ” nedir?

Yapay zekâ iyilik için kullanılabildiği gibi ne yazık ki kötücül amaçlarla da kullanılabiliyor. ‘Kara yapay zekâ’ dediğimiz şey, yapay zekanın kötüye kullanımını kavramsallaştırılan tanımlardan birisi. “Kara yapay zekâ” deyince, ekseriyetle, siber saldırılar düzenlemek, sistemlere sızmak, verileri çalmak ya da manipüle etmek için özel olarak geliştirilen yapay zekâ sistemlerinden bahsediyoruz. Tıpkı “karanlık web” dünyasında olduğu gibi burada da kötü niyetli yazılımlar, yapay zekâ sayesinde daha etkili ve hızlı hale gelebiliyor. 

Son yıllarda yaşanan bazı büyük veri ihlalleri ve fidye yazılımı saldırıları kara yapay zekânın nelere yol açabileceğini gösterdi. Demek oluyor ki teknoloji sadece iyi ellerde değil, kötü niyetli aktörler tarafından da kullanılabiliyor. Bu yüzden güvenlik önlemlerini artırmak ve bilinçli hareket etmek artık her zamankinden daha önemli.

DİJİTAL ÇAĞIN GÜVENLİK ENDİŞESİ

SORU: Siber güvenliği bu kadar önemli bir meseleye dönüştüren şey de bu olsa gerek?

Evet, kesinlikle öyle. Çünkü artık dijital bir çağın içerisindeyiz. Günümüzde  rutin hayatımızdan devletin kritik kurumların kadar her şey dijital sistemler üzerinde işliyor. Kişisel verilerimiz, banka bilgilerimiz, ticari sırlar ve kamuya ait belgeler sanal ortamda dolaşıyor ve doğal olarak siber saldırganlar için cazip birer hedef hâline geliyor. Bu nedenle bireyler, kurumlar ve devletler, siber tehditlere karşı güçlü bir savunma hattı kurmak zorundalar. Rakamlar bunun ne kadar acil bir mesele olduğunu açıkça gösteriyor: 2025 yılına kadar siber güvenlik için yapılacak yıllık harcamaların 10,5 trilyon dolara ulaşması bekleniyor. Her 11 saniyede bir fidye yazılımı saldırısı yaşanıyor ve ne yazık ki bu saldırıların yüzde 95’i insan hatasından kaynaklanıyor. Sadece Türkiye’de günde ortalama 794 siber saldırı gerçekleşiyor. Bu tablo bize şunu söylüyor: Siber güvenlik hem dijital dünyanın bekçisi hem de ihmali büyük bedeller doğurabilecek bir alan. Bu yüzden stratejik, kapsamlı ve sürekli güncellenen bir güvenlik anlayışı artık bir zorunluluk.

‘SİBER VATAN’ STRATEJİSİ GELİŞTİRMELİYİZ

SORU: Peki, Türkiye siber güvenlik tehditlerine karşı nasıl bir yol izlemeli?

Öncelikle tehditleri erken tespit edip hızlı müdahale edebilecek bir yapı şart. Bu noktada yapay zeka ve makine öğrenimi kullanımının siber güvenlik alanında tehditlerin tespit edilmesi ve analiz edilmesinde önemli bir rolü var. Yapay zekâ, ağ trafiğindeki anormallikleri tespit ederek olası tehditleri erkenden tanımlayabilir ve yapay zekâ destekli güvenlik çözümleri, sürekli öğrenme yetenekleri sayesinde yeni tehdit türlerine karşı kendini geliştirebilir.

Ayrıca “sıfır güven” modeliyle, her kullanıcı ve cihazın sürekli olarak doğrulanması ve sadece gerekli erişim izinlerinin verilmesi içeriden gelebilecek tehditlere karşı güçlü bir savunma sağlayabilir. Bir diğer kritik unsur da veri şifrelemedir. Özellikle bulut ortamlarında, verilerin güvenli aktarımı, gizliliği şifreleme ve güvenli iletişim protokolleriyle sağlanmalıdır. Türkiye olarak siber güvenlik stratejimizi teknolojiyle paralel olarak sürekli güncellememiz ve ‘siber vatan’ stratejisini geliştirmemiz gerekiyor.

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *