Türkgün 3. Sayfa Mahkemede şaşırtan anlar! 'Bu adam kendi kendini mi vurdu'

Mahkemede şaşırtan anlar! 'Bu adam kendi kendini mi vurdu'

ANTALYA'nın Manavgat ilçesinde, Hüseyin Zeki Yıldırım'ı (28) öldürdükleri iddiasıyla tutuklanan 3 sanıktan Yusuf Kabak (19), ilk duruşmadaki savunmasında, "Maktul düşünce sırtındaki bıçağın sapını gördüm. Yerden kalkmaya çalışırken göğsünden oluk oluk kan akıyordu. Diğer sanıklar 'Ben vurmadım' diyor. Ben de vurmadım. Bu adamı kim öldürdü? Kendi kendini mi vurdu?" diye konuştu.

Manavgat'ın Kızılot Mahallesi'nde geçen 17 Mayıs günü Hüseyin Zeki Yıldırım ile Yusuf Kabak, Fatih Gırgıç (20) ve Mehmet Polat (19) bir marketin önünde tartıştı. Kavgaya dönüşen olayda, Hüseyin Zeki Yıldırım, 4 bıçak darbesiyle olay yerinde yaşamını yitirdi.

Manavgat İlçe Jandarma Komutanlığı ekiplerince gözaltına alınan 3 şüpheli, sulh ceza hakimliğince tutuklandı.

'Kasten öldürme' suçundan 24'er yıla kadar hapis cezası istemiyle haklarında dava açılan Yusuf Kabak, Fatih Gırgıç ve Mehmet Polat'ın yargılanmasına Manavgat 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlandı. Davanın ilk duruşmasına tutuklu sanıklar ve taraf avukatları katıldı. 

'İNDİRİN ŞUNU' DEDİ

Geniş güvenlik önlemi alınan duruşmada sanık Fatih Gırgıç, savunmasında, 2 arkadaşıyla aynı otelde çalıştıklarını, iş çıkışı sahile gittiklerini söyledi. Çakmak almak için markete gittiklerini kaydeden Gırgıç, sanıklardan Yusuf Kabak'ın marketten çıkan Hüseyin Zeki Yıldırım'dan sigara yakmak için ateş istediğini, maktulün kendilerine küfrettiğini bu nedenle aralarında tartışma çıktığını iddia etti.

Market işletmecisinin araya girdiğini anlatan Gırgıç, "Bir süre sonra Hüseyin Zeki Yıldırım yine küfür etti. Önce Yusuf'a, 'Hayırdır, beni mi vuracaksın?' diyerek, saldırdı. Ayırmak için araya girdiğimde bana vurmaya başladı. Yere düştüm. Yusuf'un 'İndirin şunu' dediğini duydum. Bu sırada adam bıçaklanmış" dedi.

KANLI TİŞÖRTÜNÜ ÇÖPE ATTI

Olay yerinden kaçarak kaldıkları lojmana gittiklerini ifade eden Gırgıç, "Yusuf'un üzerindeki tişörtte kan vardı. 'Ne oldu?' dediğimde bana 'Lojmanda konuşuruz' dedi. Daha sonra Yusuf tişörtü çöpe attı. Lavaboda ellerini ve ayaklarını yıkadı. Lavaboda kan lekesi gördüm. Ardından odama çıktım. Bir süre sonra jandarmalar geldi ve bizi aldı" diye konuştu.

'BIÇAKLANMA ANINI GÖRMEDİM'

Sanık Mehmet Polat da "Marketin merdivenlerinden çıkarken maktulle karşılaştım. Yusuf ateş isteyince ona küfretmiş. Tartışma yaşandı. Marketçiyle birlikte yanlarına gittim, bu sırada Yusuf ve Fatih maktulden özür diledi. Marketçi, maktulü gönderdi. Ben markete girip, çakmak aldım. Bu sırada marketçi, adamın sıkıntılı olduğunu söyledi. Dışarı çıktığımda maktul ve arkadaşlarımın tartıştığını gördüm.

Yanlarına gittiğimde maktul bana yöneldi ancak yere düştü. Ben maktule hiç vurmadım o da bana vurmadı. Bıçaklanma anını görmedim. Daha sonra kaçtık. Yusuf'un tişörtünde kan olduğunu gördüm" dedi.

ÇALIŞTIKLARI OTELDEN MEYVE ÇALMIŞLAR

Sanık Yusuf Kabak ise ifadesinde, diğer sanıkların aynı mahalleden arkadaşı olduklarını, ikisiyle de olaydan 8 gün önce tanıştığını, cinayeti üzerine yıkmaya çalıştıklarını öne sürdü. Olay gecesi çalıştıkları otelden meyve çalarak, sahile gittiklerini belirten Kabak, maktulün Fatih Gırgıç'a yumruk attığını iddia etti.

'BU ADAM KENDİ KENDİNİ Mİ ÖLDÜRDÜ'

Yusuf Kabak şunları söyledi:

"Mehmet, Fatih ve ben yan yanaydık. Bıçaklanma anını görmedim. Fatih'le boğuşuyordu. İkisi birlikte yere düştü. Adam yere düşünce, maktulün sırtındaki bıçağın sapını gördüm. Fatih yerdeki adama tekme atıyordu. Bu sırada yerden kalkmaya çalışan adamın göğsünden oluk oluk kan akıyordu.

Ben ona vurmadım, o da bana vurmadı. Ben ayırmak için sarıldım, bu sırada tişörtüme kan bulaştı. Mehmet bana nezarette, bıçağı Fatih'in elinde gördüğünü, bunu huzurunuzda anlatacağını söyledi ama burada farklı şeyler söyledi.

Bunlar, 'ben vurmadım' diyor. Ben de vurmadım. Bu adamı 'kim öldürdü?' 'Kendi kendini mi vurdu'. Güvenlik kameralarının tek tek incelenmesini ve olayla ilgili tanıkların dinlenmesini istiyorum."

MAKTUL YERE DÜŞÜNCE 3'Ü BİRDEN TEKMELEDİ

Tanık olarak dinlenen market sahibi Hasan Doğmuş ise işyerinin üzerini bir otele lojman olarak kiraya verdiğini belirterek, ölen Hüseyin Zeki Yıldırım'ın olay gecesi işyerine gelip alışveriş yaptığını, yolda birkaç kişinin önünü kestiğini, bu kişilerin lojmanda olup olmadığını sorduğunu söyledi.

Daha sonra maktulün marketten çıktığını, marketin önünde karşılaştığı sanıklarla tartışmaya başladığını anlatan Hasan Doğmuş, "Maktulü uzaklaştırdım. Bir süre sonra yeniden tartışmaya başladılar. Üç kişi ölen çocuğa vuruyordu, arbede vardı.

Maktul yere düşünce üçü birden tekmeledi. Marketten birkaç kişi çıktık. Bizi kalabalık görünce kaçtılar. Adam bize doğru gelirken yere düştü. Sırtındaki bıçağı o zaman gördüm. Hemen 112'yi aradım" dedi.

Mahkeme heyeti, duruşmayı erteledi.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Türkgün Gündem Ömer Çelik: Pakistan'a yapılan saldırıyı kınıyoruz

Ömer Çelik: Pakistan'a yapılan saldırıyı kınıyoruz

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Hindistan'ın yaptığı saldırı sorumsuzca, tansiyonu yükselten, kışkırtıcı bir saldırıdır ve bu bizim tarafımızdan tabii ki şiddetle kınanmaktadır" dedi.

AK Parti Sözcüsü Çelik, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, AK Parti Genel Merkezi'nde milletvekilleriyle kahvaltıda bir araya gelmesinin ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu.

Çelik,  iç ve dış politikayla ilgili, milletvekillerinin illeriyle ilgili değerlendirmeler yapıldığını belirterek, "Soru cevap şeklinde çok sayıda milletvekilimizin gündeme getirdiği konu ve soru oldu. Cumhurbaşkanımız, Genel Başkanımız bunları yanıtladı ve ilgili bakan arkadaşlarımıza yönlendirerek daha detaylandırılmasını, takip edilmesini temin edecek şekilde talimatlandırdılar." ifadelerini kullandı.

Çelik, şöyle devam etti;

Genel Başkanımızın, Cumhurbaşkanımızın toplantının açılışında yaptığı bir konuşma var. Bu konuşma çerçevesinde Cumhur İttifakı'nın büyük bir inisiyatifle sahip çıktığı ve öncülük ettiği terörsüz Türkiye sürecinin başarıya ulaşması için gereken hassasiyetin gösterilmesini, bütün grubumuzun bu hassasiyet çerçevesine, hassasiyet çerçevesinde gerekli inceliklere dikkat ederek terörsüz Türkiye süreci konusundaki süreci yakından takip etmesini ve bütün illerimizde, bütün teşkilatlarımızla birlikte bu sürece destek verilmesini ifade ettiler.

"Terörsüz Türkiye süreci bir devlet politikasıdır "

Ben Cumhurbaşkanımızın iç cephenin güçlendirilmesi çağrısından sonra Sayın Devlet Bahçeli'nin yaptığı stratejik ve tarihi çağrı ve Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu iradeyle ortaya çıkan ve netice itibariyle bugün Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından da bir devlet politikası olarak adlandırılan süreç, bütün yönleriyle takip ediliyor. Gelinen noktada terörsüz Türkiye süreci bir devlet politikasıdır ve bu çerçevede bütün bu hassasiyetler tüm boyutlarıyla takip edilmektedir.

Burada terör örgütünün bütün unsurlarıyla, bütün şubeleriyle ve bütün uzantılarıyla birlikte silah bırakması ve feshini ilan etmesi gerekmektedir. Terör örgütünün feshini ilan etmesiyle ve silah bırakmasıyla birlikte ortaya çıkacak süreç tabii ki yeni bir, çok önemli bir aşamaya işaret edecektir. Bu aşamadan sonra hem bölgede terör örgütlerini, vekalet savaşlarının parçası olarak kullananların, emperyalist denklemlerinin bozulmasına dönük yepyeni bir sayfa açılmış olacaktır ve bu bölge için büyük bir ilham kaynağı olacaktır. Bölgemizdeki kaynamanın, birtakım çatışmaların, fay hatlarının tetiklenmesine dönük bütün kötücül projelerin engellenmesi açısından son derece stratejik olacaktır.

Tabii terörün yıllar içerisinde gerek siyasi sistemimiz üzerinde gerek demokrasimiz üzerinde yarattığı bir yüksek tansiyon var. Terör örgütünün kendini feshetmesi ve silahlarını bırakmasıyla birlikte bu tansiyonun da ortadan kalkması, demokrasimizin daha güçlü bir siyasi enerjiyle donanmasına imkan verecek ve bu çerçevede terörün sona ermesine dönük, terör örgütünün kendisini feshetmesine ve silahları bırakmasına dönük attığı her somut adım, yeni olumlu karşılıkları, yeni olumlu adımları beraberinde getirecektir. Bu çerçevede terör örgütünün kendisini feshetmesi ve silah bırakmasıyla ilgili kararın en kısa zamanda bir an evvel açıklanması son derece önemlidir.

Bu sürecin somut olarak gerçekleşmesi gerekiyor. Sözde kalmaması gerekiyor. Bunun açıklanmasıyla birlikte, bunun somut olarak nasıl hayata geçeceği konusunu devlet kurumlarımız sahada takip edecektir. Sahada bunu organize edecektir. Bunun sahada teyit edilmesi, devlet politikasının gereği olarak da devletin başı olarak Sayın Cumhurbaşkanımıza tabii ki arz edilecektir, rapor edilecektir.

"Hindistan'ın yaptığı saldırı hiçbir şekilde kabul edilemez"

Dün akşam, gece geç saatlerde biliyorsunuz Hindistan'la Pakistan arasında bir gerilim ortaya çıktı. Hindistan'ın Pakistan'a yaptığı füzelerle ve savaş uçaklarıyla bir saldırı söz konusu oldu. Tabii biz Pakistan'a yapılan bu saldırıyı şiddetle kınıyoruz ve reddediyoruz. Hindistan tarafı bunu daha önceki terör saldırılarına bir karşılık olarak ifade ediyor. Fakat Pakistan tarafı bildiğiniz gibi terörün araştırılmasıyla ilgili kapsamlı bir komisyon kurulmasını ve araştırılmasını istemişti. Doğru olan da buydu. Bunun araştırılmasıyla ilgili mekanizmanın hayata geçmesi ve kapsamlı bir şekilde araştırılması ve soruşturulması gerekiyordu.

Bunun yapılması yerine sivil hedefleri hedefleyecek şekilde, sivil alanları ve sivil yapıları, sivil kişileri hedefleyecek şekilde füzelerle ve savaş uçaklarıyla Hindistan'ın Pakistan'a yaptığı saldırı hiçbir şekilde kabul edilemez. Bunu şiddetle kınadığımızı ifade ediyoruz. Tansiyonun daha fazla yükselmemesi için gereken adımların atılması gerekir. Burada Hindistan'ın yaptığı saldırı sorumsuzca, tansiyonu yükselten, kışkırtıcı bir saldırıdır ve bu bizim tarafımızdan tabii ki şiddetle kınanmaktadır. Bundan sonrasında daha bölgede bir savaşı tetikleyecek bir tablonun ortaya çıkmamasını temenni ediyoruz.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *