ABD’nin bu terörist başını iade etmemek için ileri sürdüğü gerekçelerin hiçbiri akla ve hukuka uygun değildir. ABD eğer Türkiye ile iyi geçinmek ve gerçek anlamda bir stratejik ortaklık kurmak istiyorsa, ivedilikle bu terör örgütün korumaktan ve kollamaktan vazgeçmelidir.

Kaşıkçı cinayetiyle ilgili hergün yeni bir gelişme yaşanıyor. Türkiye’ye gelen Suudi savcı, cinayeti işleyen ekibin içinde yer alan 5 kişi için idam istedi. Bu önemli bir gelişmedir, ancak olayın üzerindeki perdeyi tamamen kaldırmaya yetmiyor. Cesedin nerede olduğu hala belli değil. Türkiye artık uluslararası bir mesele hale gelen olayın, kararlılıkla üzerine gidiyor. Yargılanmanın Türkiye’de yapılmasını istiyor.

  SUUD’DA PRENS ÇOK!

ABD’nin bu kararlılık karşısında Prens Selman’ı korumak ve Suudi Arabistan üzerindeki baskıyı azaltmak için Türkiye’ye FETÖ elebaşı üzerinden havuç uzattığı iddiaları konjonktüre uygun olsa da,  akla uymuyor. ABD, Prens Selman’a özel bir önem veriyor, ileriye yönelik planlarını bu isim üzerinden yapıyor olabilir. Ancak, Selman için risk alacağı kanaatinde değilim. Zira, Suudi Arabistan’da bir tane Prens yok. Sayısını bilmediğimiz kadar isim var ve her biri sıranın kendisine gelmesi için her şeye razı durumda. Bu şartlarda Fetullah  Gülen’i havuç olarak uzatmanın çok daha başka ve önemli sebepleri olmalıdır.

  CİDDİ MESELELERİMİZ VAR     

Türkiye’nin ABD’den hayati önemde beklenti ve talepleri var. FETÖ elebaşının iade edilmesi bunlardan bir tanesidir ve son derece haklı ve hukuki sebeplere dayalıdır. ABD’nin bu terörist başını iade etmemek için ileri sürdüğü gerekçelerin hiçbiri akla ve hukuka uygun değildir. Bir ajan papaz için dünyayı ayağa kaldırdılar, ama bütün dünya televizyonlarının canlı yayınladığı bir darbe girişimi ile Türkiye’nin doğrudan varlığına ve birliğine kast eden bir terör örgütünün başı için sudan bahane üretiyorlar. Bu iki yüzlülüğü anlamamız ve kabul etmemiz imkansızdır. ABD ile çözülmesi gereken başka meselelerimiz de var. Hakan Atilla orada hala haksız ve hukuksuz bir şekilde tutukludur. Aynı şekilde Halkbank kararı tamamen kasıtlıdır. Daha önce yapılmış protokole rağmen F-35 savaş uçaklarının teslimi konusunda büyük zorluk çıkarılmaktadır.Menbiç’deki PYD’li teröristlerin temizlenmesi için verilen sözler hala tutulmamıştır.

  TÜRKİYE İÇİN AĞIR TEHDİT

ABD ile aramızdaki sorunları alt alta sıralayacak olsak, en başa PKK uzantısı PYD’ye yapılan desteğin sona erdirilmesi, verilen silahların geri alınması yazılır. ABD’nin terör örgütü PYD’yi kendi elleriyle beslediği, donattığı, eğittiği artık bütün dünyanın bildiği açık bir gerçektir. PYD terör örgütüne Suriye’nin kuzeyinde bir devletçik kurduracak kadar imkan verdiler. Bu durum Türkiye için ağır bir tehdittir. O terör örgütü sınırlarımızda oldukça bize huzur yoktur. Ne görmezden gelebiliriz, ne böyle bir yapının oluşmasına izin verebiliriz. Dolayısı ile ABD eğer Türkiye ile iyi geçinmek ve gerçek anlamda bir stratejik ortaklık kurmak istiyorsa, ivedilikle bu terör örgütün korumaktan ve kollamaktan vazgeçmelidir. Bizim ABD’den öncelikli ve hiçbir şartta vazgeçemeyeceğimiz talebimiz budur. Çeşitli uyarılar yapılmış, defalarca teklif götürülmüştür.

  ALTIN KASEDE ZEHİR

ABD’den bu kanlı örgütle yaptığı işbirliğini sonlandıracak ne bir işaret, ne bir söz vardır. Tam tersine PKK ile PYD’nin aynı şey olmadığını söyleyerek, PKK’lı terör başları için sözde ödüller koyarak aklımızla alay ediyor, bu kanlı yapıyı bize hazmettirmeye çabalıyorlar. Şu tesadüfe bakınız ki, tam da bunlar yaşanırken, birileri yeni bir çözüm sürecinden bahsetmektedir. Yeri gelmişken, Sayın Bahçeli’nin bu konudaki uyarısını bir defa daha hatırlatmakta fayda görüyorum: “Türkiye’yi kurnazca ve kurulan tuzaklarla yeni bir çözüm sürecine çekme, yeni bir çözülme fırtınasına sokma arayış ve çabaları varsa, bilinmelidir ki, Türk milleti altın kase içinde servisi yapılan öldürücü zehri asla içmeyecek, bu oyuna kesinlikle gelmeyecektir. Terörle masa kurulmaz, teröristlerle müzakere yapılmaz, aman dileyerek, seri tavizler vererek akan kan durmaz, cinayetler son bulmaz. Geçmişte yaşananlar tecrübedir ve hamd olsun Türkiye badireli günleri atlatmıştır. Terörizmin bitişi konuşmayla olmaz, hainleri yok etmeden milli huzur ve sükûnet gerçekleşemez.”

  ABD ATEŞLE OYNUYOR

ABD aklımızla daha fazla alay etmesin. Yapılacak olan bellidir. Türkiye kendi hukukunu da, varlığını ve güvenliğini de her şart altında korumak durumundadır. Kaşıkçı cinayeti Türkiye’de işlenmiştir ve dava da Türkiye’de görülmelidir. Terör başlarına ödül oyunları ile FETÖ tiyatroları ile bizi oyalayıp, sınırımızda bir terör devleti kurdurmaya uğraşılmaktadır. Yine sayın Bahçeli’nin dediği gibi, komşu ülkelerin sınır ve haritalarıyla oynamaya kalkışarak Türkiye’yi kafeslemek için zaman ve zemin yoklamak; bunu da kukla ve maşa örgütler IŞİD, PKK, YPG’yle yapmak vahşettir, kaostur, ateşle oynamaktır. Türkiye müttefiklik hukukuna her türlü olumsuzluğa ve aleyhe gelişmeye rağmen saygı duymuş, riayet göstermiştir. Aynı tutum ve tutarlılığı ABD’den beklemek en tabii hakkımızdır.