Fenerbahçe Yönetimi, Beşiktaş derbisinden beraberlikle ayrıldıkları için mutlu… Taraftar ise mutsuz…

Onlar, sürekli kazanılmasını, takımın hep zirvede kalmasını bekliyor, ki haklıdır… Adı üstünde onlar, “taraftar”… Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, böyle bir taleple gelen taraftara diyor ki; “İnsaf edin! Takım çok iyi oynadı. Beşiktaş’ı ezdik. Sabredin…”

Başkan da haklıdır… O, olayın olumlu tarafına bakmalıdır. Söylemelidir, çünkü o “Başkan”… Ali Koç, Fenerbahçe’nin başına geldikten sonra, Türk Futbolunda farklılıklar oluşmaya başladı. Bunu kabul etmek ve Koç’u kutlamak, alkışlamak gerek. Rakiplere sportmence yaklaşıyor, el uzatıyor. Yakınlık gösteriyor. Bir değişime imza atıyor. Aziz Yıldırım’ın gerilim politikasının tam aksine, ortamı yumuşatıyor. Takıma yeni bir anlayış getirdi. Bir profesyonel Spor Direktörü, her şeyden sorumlu. Bir genç oyuncuları seven onlarla sonuç arayan Teknik Direktör. Ve genç, geleceği olduğu düşünülen futbolcular. Bunların harmanlanması, bir araya gelmesi, sonuç alan bir takıma dönüşmesi için zaman gerekir. Bu zaman, bu sistemi oluşturmayı planlayan Ali Koç için “ucu açık-sonuna kadar” şeklindedir. Taraftar için, “sonraki maça kadar”dır. İşte bu çelişik durum, Ali Koç tarafından net olarak anlatılamadığı için, bu tür tartışmalar, “İnsaf” ölçüsüyle değerlendirilmek zorunda kalacaktır Fenerbahçe’deki bu dönüşüm, mutlak sonuç verecektir. Sistemi olan, sistemini ısrarla savunan, kararlı kurumlar, sonuçta mutlaka kazanır. Türk futboluna ılımlılık, sakinlik, spora odaklanma anlamında artı değer kazandıran Koç’un, taraftara “insaf” tepkisi vermek yerine, “Biz yeni bir takımız. Yeni bir oluşum yaratıyoruz. Bu sezon Şampiyon olamayabiliriz. Ancak, sonunda biz kazanacağız” demesi gerekir... O zaman, taraftar sormaz, eleştirmeden beraberliğe sevinir, bilir ki, gelecek aydınlık…