Türkgün Anne Çocuk Çocuklarda Marka Takıntısı: Tüketim Alışkanlığı mı, Sosyal Baskı mı?

Çocuklarda Marka Takıntısı: Tüketim Alışkanlığı mı, Sosyal Baskı mı?

Günümüzde çocuklar, sosyal medya ve akran baskısının etkisiyle marka bağımlılığı geliştirebiliyor. Pahalı ürünlere sahip olma isteği, aile bütçesini zorlayabilir ve çocukların özgüvenini olumsuz etkileyebilir. Peki, ebeveynler bu konuda nasıl bir yol izlemeli?

MUHABİR: Burcu Öner

Günümüz tüketim kültürü, çocukları da etkisi altına alıyor. Özellikle sosyal medya ve akran baskısı, çocukların belirli markalara yönelmesine sebep olabiliyor. Bazı aileler bu istekleri kolayca karşılayabilirken, ekonomik durumu elverişli olmayan aileler için marka bağımlılığı büyük bir sorun haline gelebiliyor. Peki, çocuklarda marka takıntısının nedenleri nelerdir ve ebeveynler bu durumu nasıl yönetebilir? İşte detaylar...

Çocuklarda Marka Takıntısının Sebepleri

1. Akran Baskısı

Çocuklar, sosyal çevrelerinde kabul görmek için arkadaşlarının sahip olduğu ürünlere sahip olmak isteyebilir. Özellikle okul ortamında marka ürünleri bir statü göstergesi olarak gören çocuklar, baskı hissederek pahalı ürünlere yönelme eğiliminde olabilirler.

2. Sosyal Medya ve Reklamlar

Televizyon, internet ve sosyal medya platformlarında sürekli olarak markaların reklamlarına maruz kalan çocuklar, bu ürünleri edinme konusunda bilinçsiz bir şekilde yönlendirilebilir. Influencerlar ve ünlü isimlerin markalı ürünleri tanıtması, çocukların ilgisini daha da artırabilir.

3. Aile Faktörü

Ebeveynlerin tüketim alışkanlıkları, çocukların marka bilinci geliştirmesinde önemli bir rol oynar. Ailesinde marka takıntısı olan çocuklar, bu durumu normalleştirerek benzer bir eğilim gösterebilir.

4. Popüler Kültür ve Toplum Algısı

Markalı ürünlerin kaliteli olduğu algısı, çocukların bilinçaltına işlenebilir. Aynı zamanda markalar, zenginlik ve statü göstergesi olarak görüldüğünde, çocuklar da bu algıya kapılarak kendilerini bu şekilde ifade etmeye çalışabilirler.

Çocuklarda Marka Takıntısının Olumsuz Etkileri

Özgüven Problemleri: Markalı ürünlere sahip olamayan çocuklar, kendilerini değersiz hissedebilir.
Aile İçi Maddi Zorluklar: Sürekli pahalı ürün talepleri, aile bütçesini zorlayabilir.
Sosyal Dışlanma: Marka ürünlere sahip olmayan çocuklar, bazı çevrelerde dışlanabilir.
Tüketim Bağımlılığı: Çocuklar, mutluluğu yalnızca materyal varlıklarla ilişkilendirebilir.

Ebeveynler İçin Çözüm Önerileri

💡 1. Açık ve Sağlıklı İletişim Kurun
Çocuklarla marka bağımlılığı ve tüketim alışkanlıkları konusunda açık bir şekilde konuşun. Onlara her pahalı ürünün gerekli olmadığını anlatın.

💡 2. Akran Baskısını Yönetmeyi Öğretin
Çocuklarınıza, kendi seçimlerini yapma konusunda özgüven kazandırın. Marka yerine kaliteye odaklanmalarını teşvik edin.

💡 3. Tüketim Alışkanlıklarınızla Örnek Olun
Aileler, gereksiz harcamalar konusunda dikkatli olmalı ve çocuklarına maddi değil, manevi değerlerin önemini aşılamalıdır.

💡 4. Para Yönetimi ve Tasarrufu Öğretin
Harçlık sistemi ile çocuklara bütçe yapmayı öğretin. Paranın değerini anlayan çocuklar, gereksiz harcamalardan kaçınmayı öğrenir.

💡 5. Medya Okuryazarlığı Kazandırın
Reklamların manipülatif etkisini çocuklarınıza anlatın. Medya okuryazarlığı eğitimleri, bilinçli tüketici olmalarına yardımcı olabilir.

💡 6. Hobiler ve Sosyal Aktivitelerle Destekleyin
Çocukları, sanatsal ve sportif faaliyetlere yönlendirin. Bu sayede kendilerini marka ürünler üzerinden değil, becerileri ve yetenekleriyle ifade etmeyi öğrenirler.

💡 7. Kendi Değerlerini Benimsemelerine Yardımcı Olun
Çocuklarınıza, dış görünüş ve maddi varlıkların bir insanı tanımlamadığını anlatın. Onların güçlü yönlerini keşfetmelerine ve bireysel başarılarını ön plana çıkarmalarına yardımcı olun.

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Türkgün Gündem İmamoğlu 'Akın Gürlek' davasında ikinci kez hakim karşısına çıkıyor

İmamoğlu 'Akın Gürlek' davasında ikinci kez hakim karşısına çıkıyor

Ekrem İmamoğlu hakkında, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek ile ilgili ifadeleri nedeniyle açılan davanın ikinci duruşması başladı.

MUHABİR: Beybin Usanmaz

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri'deki Marmara Cezaevi karşısındaki salondaki duruşmaya, başka suçtan tutuklu sanık Ekrem İmamoğlu ve avukatları katıldı.

Duruşmada CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve partililer de izleyici olarak yer aldı.
Mahkeme başkanı, Cumhuriyet savcılığınca hazırlanan esas hakkındaki mütalaanın dosyaya sunulduğunu belirtti.

EKREM İMAMOĞLU İÇİN İSTENEN CEZA BELLİ OLDU

Mütalaada, İmamoğlu'nun "kamu görevlisine karşı görevinden dolayı alenen hakaret", "tehdit" ve "terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek" suçlarından 2 yıl 8 aydan 7 yıl 4 aya kadar hapisle cezalandırılması istendi.

Mütalaada ayrıca, Türk Ceza Kanunu 53. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Kişi, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden, bu kapsamda Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tabi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten yoksun bırakılır." maddesinin de uygulanması talep edildi.

Duruşma, Ekrem İmamoğlu'nun savunmasıyla devam ediyor.

İDDİANAMEDEN

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosunca hazırlanan iddianamede, Başsavcı Akın Gürlek "mağdur" sıfatıyla yer aldı.

İddianamede, İmamoğlu'nun katıldığı bir panelde yaptığı konuşmada, Başsavcı Gürlek'e yönelik kullandığı ifadelerde suç içeriklerinin olduğunun tespiti üzerine resen soruşturma başlatıldığı kaydediliyor.

Halen İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı görevini yapan Gürlek'in geçmişte de terör suçlarına bakmakla görevli ağır ceza mahkemelerinde başkanlık, sulh ceza hakimliği ve Adalet Bakan Yardımcılığı görevlerinde bulunduğu aktarılan iddianamede, Gürlek'in görev yaptığı dönemlerde ve DHKP/C başta olmak üzere çeşitli terör örgütlerince hedef haline getirildiğinin bilindiği kaydediliyor.

Gürlek'in terör örgütlerinin çeşitli basın ve yayın organları ile sosyal medya hesaplarında açık kimlik bilgileri ve fotoğrafının yayımlanarak tehdit edildiğine dikkati çekilen iddianamede, İmamoğlu'nun söz konusu konuşmasıyla Gürlek'i hedef gösterip, "terörle mücadelede yer almış kişileri hedef gösterme" suçunu işlediği ifade ediliyor.

BAŞSAVCIYI HEDEF ALMIŞTI

İddianamede, İmamoğlu'nun aleni şekilde kullandığı söylemlerin, kamu görevini sürdüren Akın Gürlek'i küçük düşürmeye yönelik ve küçültücü ifade niteliğinde olduğu, söz konusu ifadenin düşünceyi açıklama sınırlarını aştığı, suça konu ibare ve konuşmanın da ayrıca bir bütün halinde kişinin saygınlığına zarar vermeyi amaçladığı ve görüş açıklama niteliğinde bulunmadığı, eylemin ifade hürriyeti bağlamında hukuki koruma görmesinin mümkün olmadığı belirtiliyor.

İmamoğlu'nun konuşmasında Başsavcı Gürlek ve aile yakınlarının hedef alındığı, zarara veya kötülüğe uğratılacağını içeren ifadeler kullanıldığı belirtilen iddianamede, "Fiilin mağdur üzerinde korku yaratabilmesi açısından sonuç almaya objektif olarak elverişli, yeterli ve uygun olduğu, bu haliyle şüphelinin tehdit suçunu işlediği anlaşılmıştır." değerlendirmesi yer alıyor.

İddianamede, İmamoğlu'nun 27 Ocak'ta düzenlediği basın toplantısında ise mahkemelerde bilirkişi olarak görevli kişilerden birini, görevli tek bilirkişi gibi göstererek gerçeğe aykırı şekilde soruşturma şüphelileri lehine sonuçlanacak şekilde karar verilmesi amacıyla alenen hedef göstererek ve bu amaçla ismini de açıklayarak "yargı görevi yapanı etkilemeye teşebbüs etmek" suçunu işlediği tespitine ilişkin soruşturmaya değiniliyor.

8 AYDAN 7 YIL 4 AYA KADAR HAPİSLE CEZALANDIRILMASI İSTENİYOR

İki olay bir arada değerlendirildiğinde İmamoğlu'nun görevinin getirdiği konumu ve nüfuzunu basın önünde aleni olacak şekilde kullanarak yargı organları ve mensupları üzerinde baskı oluşturmayı ve mensubu olduğu parti lehine etkilemeyi amaçladığının değerlendirildiğine işaret edilen iddianamede, İmamoğlu'nun "kamu görevlisine karşı görevinden dolayı alenen hakaret", "tehdit" ve "terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek" suçlarından 2 yıl 8 aydan 7 yıl 4 aya kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.

İmamoğlu hakkında ayrıca, Türk Ceza Kanunu 53. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Kişi, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak, sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden; bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tabi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten yoksun bırakılır." maddesinin uygulanması talep ediliyor.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *