Milliyetçi Hareket Partisi, yarım asırlık mazisi ile cumhuriyetin koruyucusu, ülkenin varlığının ve birliğinin teminatıdır. Cumhur İttifakı, beka sorununun aşılabilmesi için ayrı partilerin ortak duruşudur.

Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun'un ve Yüksek Seçim Kurulu’nun yaptığı açıklamaya dayalı olarak, 1 Ocak 2019 tarihi itibarıyla yerel seçim süreci başlamıştır. Partiler, aralarında yapacakları iş birliğini genel hatları itibari ile şekillendirdiler ve büyük oranda adaylarını açıkladılar.

ARTIK DAHA İDDİALIYIZ

Demokrasinin üçüncü evresi olarak nitelendirilen yeni sistemin en çarpıcı özelliklerinden birini, 24 Haziran seçimlerinde yaşamıştık. Seçimlere, ittifaklar damgasını vurmuştu. Daha sağlam ve sağlıklı bir temele oturan, ülke ve millet menfaatlerini esas alan Cumhur İttifakı, büyük bir teveccüh gördü. İttifakı oluşturan partilerin çıkardıkları milletvekili sayısı Meclis'te çoğunluğu oluştururken, destekledikleri Cumhurbaşkanı Adayı Sayın Recep Tayyip Erdoğan da yürütme sorumluluğunu üstlendi. Nitekim bu seçimlerde çıkan sonuçla birlikte, Türkiye kısa zamanda birçok sorunu aştı. Terörle mücadelede büyük aşamalar kaydedildi ve içerideki temizlik son aşamasına geldi. Dışarıdaki ihanetin durdurulması için Türkiye aktif ve etkin bir mücadeleye girdi. Bütün bunlara bağlı olarak huzur ve güvenliğimiz pekişti. Döviz üzerinden başlatılan ekonomik saldırı büyük ölçüde defedildi. Şimdi önümüzü daha net görüyoruz. Daha ümitliyiz, daha gayretliyiz ve daha iddialıyız.

ZİLLET KAOS PEŞİNDE

Bu gelişme, ülke ve milletle meselesi olanları çok ama çok rahatsız etmiştir. Özellikle Cumhur İttifakı'nın karşısında bir yıkım cephesi olarak şekillenen zillet ittifakı, açık bir kin beslemekte ve her fırsatta saldırmaktadır. Türkiye’yi ayak bağlarından kurtarıp hızlı ve aktif bir şekilde yükselişe geçiren Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi hedef alınmaktadır. Terör örgütü PKK’nın siyasi uzantısı olan HDP’den, FETÖ’nün içerideki ve dışarıdaki artıklarına varıncaya kadar, bu milletle kimin hesaplaşması varsa, alayı zilletin arkasındadır. 31 Mart, yeni hükümet sistemini tartışmaya açmak, bunun üzerinden bir kriz ve kaos oluşturmak için bir fırsat olarak görülmektedir.

CUMHURUN ÖZÜNDE VATAN SEVGİSİ VAR

Zillet blokunun nasıl bir iş birliği yapacağı kendi meseleleridir. Kelimenin tam anlamıyla bir semt pazarı alışverişi sürdürülüyor, illeri, ilçeleri sanki ganimetmiş gibi aralarında paylaşıyorlar. Sadece bu kadarı dahi, Türk milletini hiç hesaba katmadıklarını, ülkenin varlığı ve birliği ile ilgilenmediklerini, tek dertlerinin Cumhur İttifakı'nı başarısızlığa uğratmak olduğunu net olarak ortaya koymaktadır.Cumhur İttifakı için başarılı olmak bir siyasi hedef değil, ülkenin geleceğinin teminat altına alınması bakımından bir mecburiyettir. Sayın Devlet Bahçeli’nin önemle belirttiği gibi, bu ittifak sıradan bir birliktelik, çıkar merkezli bir oluşum, siyasi dürtülere teslim olmuş bir yapı, küçük hesaplara tamah ve tevessül eden kaygan ve kaypak bir ortaklık değildir. Cumhur İttifakı, Türkiye’yi gelecek bin yıllara taşıma hedefiyle temellenmiş, bekamızı muhafaza ve müdafaa azmiyle ahlaki ve hukuki varlığını temin ve tescil ettirmiştir. Özünde vatan sevgisi, Türk milletine mensubiyet şuuru bulunmaktadır. Cumhurun haysiyeti, cumhuriyetin hedefleri, milli ülkülerin hasret ve hevesleri Cumhur İttifakı’nın dokusuna ve doğasına tam manasıyla nüfuz etmiştir.

PROTOKOL NE DİYOR?

Cumhur İttifakı'nın tarafları, Milliyetçi Hareket Partisi ile Adalet ve Kalkınma Partisi’dir. Elbette bu iki partinin lideri, tüzüğü, teşkilatları, programları farklıdır. Milliyetçi Hareket Partisi, 8-9 Şubat 2019 tarihinde 50’nci yılını kutlayacaktır. Yarım asırlık mazisi bir büyük destandır. Cumhuriyetin koruyucusu, ülkenin varlığının ve birliğinin teminatıdır. Bugün söz konusu olan ülkenin bekasıdır. Cumhur İttifakı, beka sorununun aşılabilmesi için oluşmuştur ve bir protokole bağlanmıştır. Bu protokolün 4’üncü maddesinin 2’nci paragrafında, “Cumhur İttifakı, Türkiye’yi hedef alan saldırılar karşısında parti çıkarları ve günlük siyaset hesapları yapmaksızın ortak bir duruş ortaya koymaya ve Türkiye’yi zayıflatarak uluslararası operasyonlara açık hale getirmeye yönelik her türlü faaliyetin karşısında yer almaya kararlıdır. Bu kararlılık ve iş birliği ile ittifakımız Türkiye’yi bölgesel güç ve lider ülke yapacak 2023 hedeflerini gerçekleştirmenin yanı sıra, İ’la-yı  Kelimetullah uğruna asırlarca dünya barışının ve adaletinin teminatı, İslam aleminin ve bütün mazlum milletlerin yegane ümidi olan Türkiye’yi küresel bir güç haline getirecek, 2053 ve 2071 vizyonunun altyapısını adım adım inşa edecektir” denilmektedir.

HERKESE GÖREV DÜŞÜYOR

31 Mart 2019 Mahalli İdareler Seçimleri, bu vizyonun inşa edilmesinin en kritik aşamasıdır. Yapılan iş birliğine göre, 30 büyükşehir belediyesi ile bunların ilçe belediyelerinde Cumhur İttifakı’nın adayları Türk milletinin huzurunda olacaklardır. Diğer 51 il ve ilçe belediyelerinde ise ittifakın paydaşı olan partiler, demokratik yarış halinde olacaklardır. İttifakı oluşturan partilerin bütün sorumlularına büyük görev düşmektedir. Fitne çıkarmak, nifak sokmak ve iş birliğini bozmak için çabalayanlar mutlaka olacaktır ve bunlara hiçbir şartta fırsat verilmemelidir. Yerel seçimlerin tabiatı gereği, çok sayıda aday yarışacak ve bunların yakın çevreleri ile birlikte seçime etki edecek faktörler, daha da öne çıkacaktır. Çok dikkatli olmak gerekmektedir. Sayın Bahçeli ve Erdoğan, bu konuda teşkilatlarını açık şekilde uyarmış ve ittifakın önemine ve anlamına uygun hareket edilmesini istemişlerdir. Bu uyarıların dikkate alınmamasına, kişisel hırs ve hesapların öne çıkarılmasına hiçbir şekilde müsaade etmeyeceklerini, uygulamaları ile göstermişlerdir. Biz parti teşkilatlarının ve adayların da bu hassasiyette olacaklarına inanıyoruz.