Şarkıda diyor ya;

“Parayla saadet olmaz…”

Oluyor kardeşim işte, oluyor. Paran varsa hayat sana güzel. İstediğini alıyorsun, istediğini satıyorsun.

İhtiyacından fazlasını da bir kenara koyuyorsun “Lazım olursa kullanırım” özgüvenini-rahatlığını yaşıyorsun..

Başakşehir’inki de o hesap…

Edin Visca var, Arda Turan var, Mahmut var, İrfan Can var, Mert var, Epureanu var, Caicara var, Mosoro var…

Var da, var.

Yetmiyor Robinho’yu alıyorsun, Jocic’i, Kudryashov’u, Demba Ba’yı ve diğerlerini alıyorsun.

Üstelik elindeki yıldız futbolcu Adebayor’u da, ne olur, ne olmaz diye tutuyorsun.

Böyle olunca da, parasızlık, transfer yasağı, uyumsuzluk yaşayan takımlar arasında liderliği kimseye bırakmıyorsun.

Para işte adamı böyle havaya sokuyor…

Küçümsemiyoruz, parayı iyi idare ediyorlar, akarları çok, transferleri de takıma katkı sağlıyor.

Gel gelelim ki, tribünlerde 3-5 taraftara oynuyorlar, o kadar.

Ne bir büyük kulüp, bir şehir takımı havası yaşayabiliyorlar, ne de en son karşılaştıkları ilçe takımı gibi heyecanı yaşayıp, yaşatabiliyorlar. Sanki zirvede sınıf farkı ile yalnız kalmışlığı oynuyorlar.

Yaşadıkları iki kelime ile ‘paralı yalnızlık…’

Diyelim ki, şampiyon oldular. (Ki bu ortamda olacaklar gibi…)

Bir Fenerbahçe, bir Galatasaray, bir Beşiktaş, Trabzonspor, Bursaspor gibi kutlayabilecekler mi, şampiyonluğu.

Ya da, Türkiye Kupası’nı kazanan şehir takımları gibi.

Taraftar sayıları yukarıdan aşağıya say 5, soldan sağa say 5.

Tavsiyelerimiz olacak tabi ki…

Bir kere yönetim parayı nasıl bulmayı başarıyorsa, aynı başarıyı taraftar bulmada da gerçekleştirmeli. Taraftarsız takım, Şirin’siz Ferhat, Leyla’sız Mecnun, Arçil’siz Şota gibidir. Şampiyon olduğunuz zaman misyonunuz tamamlanmıyor.

Tıpkı 3. ya da 4. olduğunuzda da...

Avrupa’da puan toplayacaksınız, puan.

Oradaki maçlarda rotasyon olmaz, boş vermişlik hiç olmaz. Kazanacaksınız ki, ülke puanınız artsın. Sonra sürekliliğinizin olması lazım, tüm cephelerde şikayet etmeden savaşmanız lazım.

Yoksa kendi, kendinize şampiyon olursunuz…

Paranızla, manevi gücünüzle, rakiplerinizin tökezlediği bir anda…

Sonra da unutulur gidersiniz…

Bir de hatırlatma...

Ya şampiyon olamaz, Avrupa gelirlerinden mahrum kalırsa Başakşehir.

Takımın yaş ortalaması, gerçekleşmeyen uygun değişim ve müthiş rakamlara ulaşan futbolcu ödeme maliyetleri.

Galiba bu sebepten dolayı da şampiyon olmak Başakşehir'in zarureti.

Taraftar baskısı yok ama, hayatın baskısı 'boz baykuş'ların üzerinde...