8 yaşındaki Narin ailesindeki caniler tarafından hayattan koparılmış, küçücük cansız bedeni kara toprağa girmiş olduğu halde birileri “Bu acıyı nasıl siyasi ranta çevirebilirim?” mücadelesi veriyor. 8 yaşındaki çocuk alçakça öldürülmüş fakat CHP-DEM merkezli unsurlar, Narin kameralara en son gittiği Kur’an Kursu çıkışında görüntülendiği için Kur’an Kursu, İslam düşmanlığı yaparak, AK Parti ve HÜDA-PAR’ı suçlayarak hem rant devşirme hem de algı yaratmaya çalışmaktadır. Olay her haliyle ortada ve siyasi bir olay değildir ama bu unsurlar ısrarla olaya siyasi bir şal atmak istemektedir. Hele PKK unsurlarının seferberlik içine girmesi olayı istismar etmek isteyenleri net görmemizi sağlıyor.
Sürekli hükümetin suçlanması ve PKK’lıların yürüyüşler düzenlemesi aslında herkese net kanaat oluşturmalıdır.
Oysa çocuk cinayetleri üzerinden en son konuşacak parti PKK tasmalısı DEM’dir. Binlerce çocuğu terör kamplarına kaçırıp PKK’ya teslim etmiş olanlar Narin üzerinden sadece bölge halkını kışkırtmaya çalışıyor. Bölge halkı ise bu kışkırtmalar karşısında bunları it yerine bile koymadı çünkü oyunu herkes görüyor.
Bu süreçte Halk TV’yi de dikkatle takip ettim. Ece Üner program sunuyor. Bol bol süslü nutuklarla Narin’in hayattan koparılmasını değerlendiriyor. Hep AK Parti iktidarı döneminde yaşananlardan örnekler vererek, cümlelerini hep “Çocukları şu olayda koruyamadık” diye bitiriyordu. Her örneği verdi, her cümleyi kurdu. Bu ülkede terör kamplarına binlerce çocuk kaçırmış terör örgütü PKK’nın siyasi aparatlarına zerre yorumda bulunmadı. Aslında tüm meseleyi bu medya davranışı özetliyor. “Ahmet elma çaldı hırsız. Mehmet elma çaldı hırsız değil. Niye? Çünkü o benim arkadaşım”
Her yerde karşımıza bu çarpık denklem çıkmıyor mu? CHP, terör örgütü PKK’nın siyasi uzantısı DEM ile ortak diye PKK kamplarına çocuk kaçırılmasını, onlara orada tecavüz edilmesini, uyuşturucuya alıştırılmasını ima yoluyla bile dile getiremiyor.
Bunlar için niyet çocuk cinayetlerine duyarlılık değil, çocuk cinayetleri üzerinden “hükümeti nasıl yıpratırım” ve “toplumda bununla fitne çıkararak nasıl bir kaos çıkarırım” şeytanlığıdır.
Narin’in öldürüldüğü köyün oy verme eğilimleri inceleniyor. Baş şüpheli amcanın siyasi ilişkileri araştırılıyor. “Buradan nasıl bir ipucu yakalarız da senaryomuz güçlenir” düşüncesiyle bunu yapıyorlar. Fakat yine de bir noktadan DEM bağı çıkıyor. Amcanın her yana siyasi olarak dönebildiği, abinin DEM mitinglerinde görüldüğü ortaya çıkınca tıkanıyorlar. DEM’in buradaki özel bir istismar alanı yaratmaya çalıştığını asla göz önünden çıkarmayın.
Yıllardır yazıyoruz. Bu tür olaylarda suçun siyasi kimliği, ideolojisi olmaz ki siyasi görüşü ne olursa da olsun en ağır suçu vermek hukuki ve vicdani görevdir. “Siyasi suç kurumsal olarak nasıl olur?” diyorsanız, Hendek ve Kobani olaylarında HDP’nin resmi ağızlardan PKK’lı teröristleri azmettirmesi, onları sokaklara çıkarmasıdır. Kurumsal olarak yazılı ve görüntülü resmi deliller var. Narin’in öldürülmesi ve buna benzer olaylar adli olaylardır. Buradan siyasi rant devşirmeye çalışanlar sonuç alamaz. Sadece fitne mikrobu yaymanın karı yanlarına kalır. Bu süreçte her olayın istismarı artış göstermektedir. Toplumun şiddete, öfkeye meyilli olduğu bu süreçte herkes sağduyusunu korumalıdır.
YILDIRAY ÇİÇEK / TÜRKGÜN