MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli dün yaptığı MHP grup toplantısını “Buradan bütün Kürt kardeşlerime sesleniyorum. PKK Kürtleri temsil edemez. Şimdi açıkça görüldü ki, bir adım ileri gitmek için yola çıkanları engellemeye çalışanlar vardır. Dün terörist başının yoldaşı olanlar, şimdi Amerika’nın uşağı olmuşlar. Biden’ın üvey evlatlarına, Türk milletinin asil evlatlarını kurban edemeyiz. Buna hakkımız yok. Gelin bir olalım, beraber olalım, hep beraber Türkiye olalım.” sözleriyle bitirdi. Israrla Kürt kökenli kardeşlerimizi, terör örgütü PKK’nın gölgesine çekmeye çalışan ve hatta PKK’yı direkt Kürtlerin temsilcisi yapmaya çalışanların elinden kurtarmaya çalışmaktadır. Bunun için toplumun şuur yollarını açmakta ve algıları güçlendirme iradesini göstermektedir.
DEM’e ve teröristbaşı Öcalan’a yaptığı çağrıların ilk gününden beri sürekli odaklandığı noktası budur. “Türk-Kürt kardeştir. PKK kalleştir” ölçüsü tüm konuşmalarının ana omurgası oldu hep…
MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin ne anlatmaya çalıştığını ve hangi oyunları bozmaya çalıştığını bal gibi bildikleri halde, sürekli saptırmaya ve başka alana çekmeye çalışanlar, bu son “PKK Kürtleri temsil edemez.” içerikli sözleri sonrası ne dediler biliyor musunuz?
“Devlet Bahçeli DEM’e ve Öcalan’a yaptığı çağrıdan çark etti”
Bunlar harbi denize atsan balık, havaya atsan kuş oluyor!
Ey şeref yoksunları, ey haysiyetsizler!
MHP Lideri Devlet Bahçeli ne zaman “PKK Kürtleri temsil ediyor” dedi de, şimdi “PKK Kürtleri temsil edemez.” dediği için çark etmiş oluyor. Gerçekten sizde ki karakter bozukluğunun tedavisine dair bir çare yok!
O çağrıları yaptığı konuşmalar içinde şu cümleleri de kuran Sayın Bahçeli değil mi?
- “DEM Parti’nin iradesini İmralı’ya rehin bırakması siyasetin doğasıyla ve ahlakıyla bağdaşmayan, hür ve bağımsız siyasetçi yapısıyla uyuşmayan ilkellikti”
- “PKK, Türk’ün de, Kürt’ün de, hatta yaşayan her canlının da düşmanıdır.”
- “Kürtler başka, terör örgütü başkadır.
İkisini birbirine karıştırmak en vahim cinayet, ülkemize ve milletimize yapılacak en şedit kötülüktür.
Kürtler kardeşimizdir, milletimizin eşit ve onurlu mensuplarıdır, terör örgütü ise Türkiye düşmanlarının taşeronu, hunhar maşası, silah tutan kuklasıdır.”
- “Türkiye’nin sorunu Kürtler değil, bölücü terör örgütüdür.”
- “Kürtlerle kucaklaşma asıldır, terörle mücadele esastır; silahlı eşkıyayı temizlemek kaçınılmazdır, siyasette uzlaşmak ortak yararımızadır.”
- “DEM’in silahtan ve terörden uzaklaşmaya yanaşmaması, azgın tahrik ve tacizlerini yaygınlaştırması, elbette Türk Ceza Kanunu gereğince ele alınmalıdır, konunun ise Kürt kardeşlerimle hiçbir ünsiyet, hususiyet ve illiyet yakınlığı yoktur.”
Bu ve benzeri birçok cümleyi, bu süreçte kurduğu halde sırf kendi kara propagandalarına malzeme oluşturmak ve sıkıştıkları köşeden nefes almak için inatla, ısrarla yalan ve iftiralara başvuruyorlar.
Türkiye’deki DEM ortaklı muhalefetin en büyük garabeti terör örgütü PKK’yı, Kürt kökenli vatandaşlarımızdan ayırmamasıdır. Kimi siyasi menfaatleri için, kimi küresel projelere hizmet için ısrarla “Kürt-PKK” birlikteliği üzerinden şeytanca değerlendirme yapıyor. Terör sorununa ısrarla “Türkiye’de Kürt sorunu var” diyen CHP ve diğerleri çok bilinçli bir şekilde Kürtlere düşmanlık yaparken, aynı zamanda direkt terör örgütü PKK’ya hizmet ediyor.
MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin son yedi konuşmasını kesintisiz anlayarak okusalar ve o çağrıların etrafında birleşseler Türkiye’deki birçok oyun bozulacak.
Soru şu; Türkiye üzerinde oyun oynayanların böyle bir derdi olur mu?
