YILDIRAY ÇİÇEK / TÜRKGÜN
İsrail’in vahşetleri sonrası Gazze’de ölenlerin sayısı 8 bini geçti. Öldürülen mazlumların yarısı çocuk. İsrail, vahşetlerini aralıksız sürdürüyor. İsrail, belli ki Gazze’de yaşayan tek bir canlı bırakmadan burasını da önceden işgal ettiği topraklara katmak istiyor ve tüm bunları bir plan dâhilinde yapıyor. Mevzu asla Hamas’ın saldırısı sonrası hesaplaşma değil, onu bahane göstererek Filistin’in tamamını ve çevre ülkelerden oluşturabileceği yeni işgal alanı yaratmak istiyor. Ama öncelikli hedefi Gazze…
Türkiye, bunun farkında olarak İsrail’in vahşetlerini ve bu işgal planlarını durdurmaya çalışmasıyla en duyarlı ülke konumundadır. Bunun için Cumhurbaşkanı Erdoğan önderliğinde dünya genelinde diplomatik görüşmeler, uyarılar, çağrılar yapılmaktadır. Bunun bir parçası olarak tüm dünyaya mesaj vermek ve farkındalığı artırmak için milyonların katılımıyla Büyük Filistin mitingi gerçekleştirilmiştir. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu mitingte Gazze’deki mazlumları kurtarmak için Türkiye’nin tarihi misyonunu yerine getireceğini bol bol ifade etmiştir. “İsrail 22 gündür açıkça savaş suçu işliyor. İsrail biz de seni savaş suçlusu olarak dünyaya ilan edeceğiz şimdi bunun hazırlığı içindeyiz. Savaş suçlusu İsrail'i dünyaya tanıtacağız.” cümlesindeki ifade mücadeledeki kararlılığın ve İsrail’in vahşetlerinin hesabını tarih önünde vereceğinin işareti olmuştur.
İsrail’in bugün gerçekleştirdiği bu vahşet ve işgalleri durdurulamazsa yarın İsrail’in başka birçok ülkenin başına bela olacağı muhakkak gerçektir. Bugün durdurulacak İsrail, yarın öldürülecek birçok mazlumu kurtarmak demektir. Bunun öncüsü olacak tek ülkede Türkiye gözükmektedir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasını dikkatli takip edenler kanlı vahşetin aslında sadece İsrail-Filistin arasında olmaktan ziyade bir dünya meselesi olduğunu ve geniş çaplı emperyalist tezgâhın içinden bir senaryo olduğunu ve onların her türlü amacına karşı mücadele edileceğini şu sözlerle ifade etmiştir:
“Ey Batı size sesleniyorum; siz yeniden bir hilal-haçlı mücadelesi mi estirmek istiyorsunuz?
Eğer böyle bir gayretin içerisinde iseniz biliniz ki bu millet ölmedi dimdik ayakta. Aynı kararlılıkla Libya'da ne ise Karabağ'da ne isek bilesiniz ki Ortadoğu'da da oyuz.
Terörle mücadele adına hangi başarıyı kazandıysak bunlara rağmen kazandık. Bundan sonra da bir gece ansızın gelebiliriz şiarıyla kendi çizdiğimiz yolda ilerlemeyi sürdüreceğiz.”
Türkiye, her milli davasına karşı olan oyunları bozmuş ve bozmaya devam etmektedir. Dünyada şu an İsrail’in yaptığını yahut yapmaya çalıştığını en ifade eden, yorumlayan Türkiye olmaktadır. Gerek Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gerekse MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin konuşmalarına ve açıklamalarına bakın hem tarihi süreci hem günümüzde gerçekleşenleri hem de önümüzde gerçekleşecekleri bir bütün halinde Türkiye ve dünya kamuoyuna yansıtma konusunda en doğru duruşu sergilemektedir. Türkiye’de bu doğru duruşu gölgelemeye çalışan Siyonist yardakçıları olsa da bu doğru duruş mazlumların sesi olmaktadır. Yarısı çocuk 8 bin sivil İsrail tarafından öldürüldüğü halde, İsrail ile Hamas’ı eşitleyen, Gazze’deki mazlumların sesi olmak adına duruş sergilemeyi alaya alan gevşekler, kuyruğunu Amerika’ya sallamak için bunu yapmaktadır. Aynısını Rusya-Ukrayna savaşında, Karabağ’da, Libya’da, Kerkük’te, Suriye ve Irak’taki terörle mücadele operasyonlarında da yapmışlardı. Türkiye hepsinde olması gereken milli duruşu sergilemiş ve kazanan olmuştu. Anlaşılan o ki mazlumları hem içimizdeki Siyonist yardakçılarına hem de emperyalist dünyaya karşı koruma mücadelesine devam edeceğiz.