YILDIRAY ÇİÇEK / TÜRKGÜN
İsrail, Filistin’e yıllardır vahşet uyguluyor ve katliamlar yapıyordu ama Batı ülkeleri, İsrail’e karşı kılını kıpırdatmıyor ve Filistin ismini ağızlara bile almıyordu. İsrail’in Gazze’de sergilediği vahşet sonrası ilk defa dünya genelinde kimi ülkede milyonlarca kimi ülkede yüzbinlerce insanla protesto edildi. Geçtiğimiz günlerde İngiltere’nin başkenti Londra’da, İsrail’in vahşetini kınayan 500 bine yakın insanın protesto gösterisi dikkat çekiciydi. Çünkü İngiltere yönetiminin ilk günden beri İsrail’in yanında saf tutuyor olmasına rağmen bu kalabalıkların toplanması vicdanın gücü olmuştur.
Batı’nın diğer birçok ülkesinde, yüzbinlerin yürüdüğü protesto gösterileri yapıldı ve yapılmaya halen devam ediliyor. İsrail’in protesto edildiği bu mitinglere Hristiyan, Yahudi ve Müslüman vatandaşların yan yana gelmesi ise İsrail’in vahşetleri karşısında bir birliktelik uyanışı sağlayacaktır.
Avrupa Birliği ülkeleri kendi halkının tepkisi karşısında kayıtsız kalmayıp yavaş yavaş ateşkesin ilan edilmesinden, sivillere zarar verilmemesinden ve çocukların korunmasından bahsetmeye başlamıştır.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un, “Gazze’de bebekler, kadınlar, yaşlılar bombalanıp öldürülüyor. Bunun hiçbir gerekçesi ve meşruiyeti yoktur. Bu yüzden İsrail’i durmaya çağırıyoruz” çağrısı ve Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Charles Michel’ın, “AB'nin çifte standart içinde olmadığını göstermemiz bizim için önem taşımaktadır. Siviller her zaman ve her yerde korunmalıdır. İnsani yardım sağlanmalıdır." açıklaması şu an lafta kalıyor olsa bile şimdilik İsrail’in yaptığı sivil ve çocuk katliamını en azından kabullenmiş oldular. İsrail’in vahşetlerine destek konusunda sadece akıl sağlığını yitirmiş ABD Başkanı Joe Biden ve Hitlerin ezikliğini yaşayan Almanya Başbakanı Olaf Scholz, “Ateşkes mümkün değil” diyerek ısrar etmektedir. Şu anda vahşetlerini sürdürse bile bundan sonraki süreç emin olun İsrail için iyi olmayacaktır. Çünkü İsrail’i tanımayanlar onun gerçek yüzünü gördü. Vicdan sahibi Yahudiler, dünyanın birçok yerinde olduğu gibi İsrail’de bile protesto gösterileri yapıyor. İsrail’in sivillere ve çocuklara yaptığı vahşet dünya genelinde büyük öfke ve kin yarattığı için bu durum yarınlarda İsrail’in nefes alamayacağı günleri de meydana getirecektir.
İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Olağanüstü Ortak Zirvesi'nin ilk defa derli toplu bir araya gelerek İsrail’in vahşetlerine tepki göstermesi de en azından bölgede İsrail’e karşı otokontrol sağlayacak, duyarsız kalanları en azından altına imza attıkları bildirinin muhataplığı zorlayacaktır. ABD ve İsrail’in korkusundan dolayı bölgede oluşan duyarsızlık saklanamaz bir gerçektir. Petrol kullanımı, İsrail uçaklarının Arap hava sahasına girememesi, tüm ilişkilerin dondurulması gibi maddelerin yer aldığı öneriyi BAE, Suudi Arabistan, Fas ve Bahreyn gibi ülkelerin zirvede kabul etmemesi de buna örnektir.
İsrail Başbakanı Netanyahu’nun, "Arap liderlere şunu söylüyorum. Çıkarlarınızı, iktidarınızı korumak istiyorsanız tek bir şey yapmalısınız Sessiz kalın!" şeklinde savurduğu tehdit ise zirve sonrası “ne olur ne olmazın” önüne geçme çabasıdır. İsrail ne yaparsa yapsın, işgallerle büyüdüğü sürecin tersine dönüp küçüldüğü günleri görecektir. Dünyadaki vicdan sahipleri nazarında nefret edilme figürü haline gelen işgalci İsrail’i bekleyen son, “Büyümek için büyümek, bir kanser hücresinin ideolojisidir.” muhataplığıdır. Çünkü İsrail’in işgalle büyümesinin ve bu uğurdaki vahşetlerinin durdurulması insanlığın kurtuluşu olacaktır. Her vicdan sahibi insan bunu söyler.