20 Eylül 2024
weather
23°
Twitter
Facebook
Instagram
Türkçe Düşün
İstanbul
HAFİF YAĞMUR
23°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Türkgün Başyazı Düştüğünüz şu rezil hale bakın

Düştüğünüz şu rezil hale bakın

3 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
Düştüğünüz şu rezil hale bakın

YILDIRAY ÇİÇEK / TÜRKGÜN

İlk defa bu seçimler öncesi, her ilde ve o illerin sokaklarında, caddelerinde bu kadar elinde mikrofon-kamera alıp röportaj için gezen eleman görüyorum. Bu konuya daha önce de değinmiştim. Bunlar belli bir merkezden mi organize ediliyor yoksa kendi akışında mı gerçekleşiyor bilmiyorum. Daha önce Cumhur ittifakı aleyhinde yönlendirme yapmak için organize olduklarına kanaat getirmiştik. Şimdi kaç tanesi böyle, kaç tanesi objektif tam netleştirmek zor. Kaç tanesi yaptıkları sokak anketlerini kesip-kırparak yayınlıyor, kaç tanesi olduğu gibi yayınlıyor bunu istatistik olarak ispat etmek zor.

Bugün bunları tartışmaktan ziyade, bu sokak röportajlarında gördüğüm ibretlik bir manzarayı değerlendireceğim. Bu sokak röportajcıları hangi tarafa çalışırsa çalışsın, mikrofon tuttukları vatandaşların CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu hakkında söyledikleri bir profilin, bir algının oturduğunu gösteriyor. Yaklaşık üç haftadır “Cumhurbaşkanı seçimlerinde oyunuzu kime vereceksiniz?” içerikli sokak röportajlarını baştan sona izliyorum.

İstisnasız hepsinde vatandaşın verdiği cevapların özeti şu şekildedir.

“Ben niye CHP’ye oy vereyim? PKK’lı mıyım?”

“Ben teröristlerle kol kola olanlara oy vermem”

“Kılıçdaroğlu’nun kazanması demek PKK’nın kazanması demektir.”

“Kılıçdaroğlu’na oy verirsem şehitler, gaziler ne der?”

“Kandil’in istediği Kılıçdaroğlu’na Türk milleti oy verir mi?

“Her konuda terör örgütü PKK’nın siyasi uzantısı HDP ile işbirliği yapana oy verilir mi?

“PKK’lı Selahattin Demirtaş’ı ve Osman Kavala’yı serbest bırakacağım diyen adama oy verilir mi?”

“Kılıçdaroğlu iktidara gelirse terörle mücadele yapılmaz. Türkiye’yi bölmek isteyenler hedefine ulaşır”

“Kılıçdaroğlu gelirse PKK-FETÖ ve diğer terör örgütleri cirit atar.”

Ne kadar acı bir hal değil mi?

Atatürk’ün miras bıraktığı CHP’nin başındaki Kemal Kılıçdaroğlu’nun yarattığı yeni CHP’nin ve kendinin nasıl göründüğüne bakar mısınız? Eksiği var, fazlası yok… Kemal Kılıçdaroğlu CHP’nin başına Deniz Baykal’a kaset operasyonu sonrası geldiği günden bu yana CHP’yi Atatürk’ten, Ulusalcılıktan, millilikten tamamen uzaklaştırmıştır. Kemal Kılıçdaroğlu sayesinde CHP’de PKK’lılar, FETÖ’cüler, DHKP-C’liler, Atatürk ve Türk düşmanları cirit atmaktadır.

Sokak röportajlarındaki vatandaşın CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu tarifleri o yüzden ne iftira ne de olmayanı yakıştırma halidir. Mevlana “Testinin içinde ne varsa, dışarıya o sızar” demiş ya. İçinde kirli su bulunan bir testinin temiz su sızdırması beklenemeyeceği gibi, CHP gibi terör örgütlerine sözcülük yapan bir partinin içinden de milli duruş beklemek artık çok zordur.

CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun mevcut profili budur. Atatürk’ün miras bıraktığı CHP’nin başındaki adama, Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkıp parçalamak isteyenler oy için seferberlik başlattıysa artık CHP tamamen ihanet çukuruna düşmüş demektir.

CHP’nin bu halini gören görüyor da hala destek verenler ne için veriyor acaba? Destek verenler HD(P)KK, FETÖ ile ne gibi ortak noktanız var ki?

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
MSB'den sınır güvenliği paylaşımı

MSB'den sınır güvenliği paylaşımı