Geçtiğimiz günlerde kaleme aldığım bir başyazımda toplumda gün geçtikçe artan şiddet olaylarını değerlendirmiş ve bu öfkeli halin “huzur, güveni” aranır hale getirdiğini vurgulamıştım. Yazım içinde “Gidişat iyi değil, bu olaylar azalmıyor aksine her gün artmakta... Toplumun bu hali herkes için büyük tehlike arz ediyor. İnsanlar sokağa çıkmaktan korkar hale geldi. Halkı yönetenlerin önlem alacağı öncelikli mesele, bu cinnet halidir.” diye yazdığım gün, Eskişehir’den yine dehşet verici görüntüler geldi.
18 yaşındaki bir genç, üzerinde maske, kask ve Nazi hücum yeleğiyle geldiği Eskişehir Tepebaşı Camii bahçesinde oturan 7 kişiyi bıçak ve balta ile yaralaması ve saldırıyı canlı olarak yayınlaması gerçekten bu gidiş nereye sorusunu herkese sordurmalıdır.
“İnsanlar sokağa çıkmaktan korkar hale geldi.” demekten kast ettiğim dehşet işte bu ve benzeri olaylardır. Yaşlı adam namazını kılmış bahçede arkadaşlarıyla çay eşliğinde sohbet ederken, sıcaktan bunalarak bahçenin gölgesinde oturup dinlenirken, ruh hastası bir peydahlama geliyor sana ansızın bıçak saplıyor. Nefes alması israf, yaşatılması külfet olan böyle ruh hastaları yüzünden durduk yere nice ailelerin ocağına ateş düşüyor. Eskişehir’deki olay dehşet manzaralı idi. Fakat çok şükür can kaybı olmadı. Bu olaydan önce Bingöl’de bir ruh hastası yoldan geçen 9 kişiyi bıçaklamış, 4 kişiyi öldürmüştü. O ruh hastası katilde madde bağımlısı çıkmıştı. Kocaeli’nde 17 yaşındaki genç “Ne bakıyorsunuz?”diye sataştığı 4 kişiyi bıçaklayıp yaralamıştı.
Her gün yaşadığımız bu ve benzeri olaylar, cezaevlerinin çoğalacağı işaret ettiği gibi, aynı zamanda akıl hastanelerine de büyük ihtiyaç olacağına sinyal vermektedir.
Bu gidişat gelecek günler ve nesiller adına büyük tehlike sinyalleri veriyor.
Değer yargısı azalan, fazilet ve erdem kavramlarının önemini yitirdiği; saygıyı, sevgiyi, dayanışmayı bitiren, aile birlikteliğinin zedelendiği bir toplumda her türlü dönüştürücü ve köle haline getiren deneyler uygulanabilir. Emperyalizm canavarının en sevdiği atmosfer budur.
Toplumda yeni nesile sunulan rol modellere bakın hepsi şeytanla yarışan tipler... Yeni nesilleri ahlak, adap, edep, ilim üzerine yetiştirerek, bir sonraki nesile rol model kişiler çıkaramazsak bugünün, yarının nesilleri için tehlike hep devam edecektir.
Toplumdaki şiddeti, öfkeyi tetikleyen elbette birçok sebep vardır. Aile ve okul hayatındaki zayıf ahlaki eğitim, arkadaş kurbanı olma, ekonomik sıkıntıların ailelerde yarattığı psikoloji, toplumun içinde bulunduğu atmosfer, medyanın kötülüğü empoze edişi tetikleyici etken olarak sayılabilir.
Birileri özgürlük adına sosyal medyaya zaman zaman getirilen kısıtlama ve yasaklamalara öfke kusuyor da, sosyal medyanın toplumda açtığı yarayı, salgıladığı zehri göremeyenler de milletin geleceğini baltaladığını nasıl göremiyor?
Türkiye’deki öfke hali, şiddet sarmalına; iktidar/muhalefet hep birlikte uzman kurumlarla işbirliğine girmeli; durduran, engelleyen, bitiren çözüm yolları bulmalıdır. MHP’nin geçtiğimiz yıllarda TBMM’ye sunduğu “Ruh Sağlığı Yasası” teklifinin önemi bugün sanırım daha net anlaşılmaktadır.
YILDIRAY ÇİÇEK / TÜRKGÜN