YILDIRAY ÇİÇEK / TÜRKGÜN
Nam-ı diğer Bay bay Kemal, CHP Genel Başkanlığına dün itibariyle kurultayı kaybederek veda etti. Özgür Özel, yeni CHP Genel Başkanı oldu. Herkesin ortak düşüncesi bu değişimin “Ha Ali Veli, ha Veli Ali!” manzarası olduğunu söylüyor. CHP’nin ihanet politikalarında değişecek bir şey olmayacağını kazanan ve kaybeden adayın kongre konuşmalarından çok net anladık. Kemal Kılıçdaroğlu, PKK’lı Selahattin Demirtaş’a ve Osman Kavala’ya selam gönderirken yeni CHP Genel Başkanı seçilen Özgür Özel de konuşmasında PKK’lı isimlere “Osman Kavala'ya, Selçuk Mızraklı'ya, Selahattin Demirtaş'a selam olsun.” mesajı göndererek Atatürk’ten uzaklaşmış CHP’de bu çizginin sürdürüleceğini dosta-düşmana göstermiştir. Bu ihanet çizgisini CHP’de kökleştiren Kemal Kılıçdaroğlu ile bu çizgiyi sürdüreceğini her fırsatta gösteren Özgür Özel’in, “Atatürk’ün emaneti CHP” gibi cümleleri kurması da bir nevi gerek Atatürk’ün aziz hatıraları gerekse CHP içinde Atatürkçülük düşüncesinde olanlarla dalga geçmek demektir.
Özgür Özel, bu çizgiyi Kemal Kılıçdaroğlu’nun gençleşmiş hali olarak sürdürecektir. Her fırsatta Osman Kavala, Selahattin Demirtaş gibi PKK’lılara sahip çıkması, Türkiye Cumhuriyeti’nin bölünmez bütünlüğü için fedakârca mücadele eden Türk Ordusu’na iftira atan Sezgin Tanrıkulu’nu bağrına basması bunun başlıca işaretidir. Sıkıştığı yerde “CHP kökünü, gücünü Kuvayı Milliye'ye dayar. CHP'nin kumu, çimentosu, taşı ve çakılı Kuvayı Milliye'dir." demesi de maskeye ihtiyaç duyduğu anlara aittir. CHP tartışmasız ihanet batağındadır. Var mı aksini iddia edebilecek bir kişi?
Gelelim CHP içindeki nankörlüklere ve bundan sonra içinde yaşanması muhtemel güç savaşlarına.
Kemal Kılıçdaroğlu, merhum Deniz Baykal’a nankörlük yaparak o koltuğa oturmuştu. Özgür Özel’de kendini siyasette var eden Kemal Kılıçdaroğlu’na nankörlük ederek bugün o koltukta oturacaktır. Seçimden hemen sonra "Ben Kılıçdaroğlu istifa etsin diye bir tartışma duymuyorum. Sosyal medyada Kılıçdaroğlu istifa etsin diyenlerin altını kazıyın ya AK Partili ya Cumhur İttifakı trolü çıkar." açıklamasını yapan Özgür Özel, kimin dümen suyuna girmiştir? Özgür Özel gibi Kemal Kılıçdaroğlu’nun A kadrosunda yer alan birçok isim, gerçekten Kılıçdaroğlu’na hançeri saplamıştır.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun kongredeki sitemi de "Sırtımdaki hançerlerle seçime girmek zorunda kaldım! Yükümüz ağırdı. Beni asıl üzen, sırtımdaki yük değildi, sırtımdaki hançerlerdi." derken bu mesaj elbette Ekrem İmamoğlu’nun ve Meral Akşener’in kendisinin arkasından çevirdiği dolaplara ve sonradan Ekrem İmamoğlu’nun emir eri olan Özgür Özel’e gönderme içeriyordu. Biliyorsunuz seçimden önce İmamoğlu-Akşener ikilisi ona karşı Saraçhane kumpası kurmuştu. Seçimden sonra “Kılıçdaroğlu istifa etsin” diyenlere çeşitli yaftalar takan Özgür Özel’in de Ekrem İmamoğlu’nun dümen suyundan giderek ona karşı kurulan cephede olması siyasetin vefasının olmadığını göstermiştir.
CHP kongresi sonuçlandıktan sonra Özgür Özel’in teşekkür konuşması sırasında bir şey dikkatimi çekti. Özgür Özel konuşurken sağında duran Ekrem İmamoğlu’nun Özgür Özel’in yüzüne doğru müstehzi bir gülümseme ile bakışı vardı. Sanki “Keşke şunun yerine ben aday olsaydım” yahut “Sana ben kongre kazandırdım, her dediğimi yapacaksın” bakışı gibiydi. O anları dikkatlice izleyen herkes bu ifadeyi görecektir. Kongre öncesine dair İstanbul/İmamoğlu merkezli birçok şaibeli iddia konuşulmaktadır.
CHP kongresi sonrası gözüne rahat uyku giren Demirtaş, Kavala, Tanrıkulu gibiler olmuştur. Çünkü CHP’de onlara “Özel” muamele her daim var olacak gibi…