Son yıllarda Suriye özelinde sorguladığım bir durum vardı. Sık sık bunu da dile getirdim. O da rejimi çöken ve kaçan Beşar Esad’ın ve ona Suriye üzerinde sözde güvenlik hizmeti sunan Rusya ve İran’ın niçin ABD ve İsrail’in terör taşeronluğunu yapan YPG’ye(PKK) niçin hiç dokunmadığıydı.
Geçtiğimiz hafta yayınlanan bir yazımda “Bölgede ABD ve İsrail taşeronluğu yapan terör örgütü PKK’nın temizlenmesi; Suriye, İran, Rusya velhasıl tüm bölgenin huzuru, istikrarı için şart iken bu üç devletin terör örgütü PKK’ya bakışı ve ilişkileri garabet bir durumdadır.” Cümlesiyle de bunun vurgusunu bir kez daha yapmıştım.
Suriye’deki manzara bu iken, İran dini lideri Hamaney suç bastırmak ve yaşanan olayları saptırmak için ''Suriye'ye komşu bir ülke de bu süreçte rol üstlendiği açıkça görülüyor, rol oynamaya devam ediyor. Ancak asıl planlayıcı ve komuta odası Amerika ve Siyonist rejimde bulunuyor. Kanıtlarımız var ve bu kanıt şüpheye yer bırakmıyor." açıklamasıyla Türkiye’yi suçlamış…
İran bugüne kadar Suriye’de kamplar kurarak mezhep bahanesiyle Müslümanı Müslüman’a kırdırmış bir ülkedir.
Suriyeli Şii, Suriyeli Sünni’yi öldürmüş, İran da sistemin çarkını döndürmüştür. İran; ABD ve İsrail taşeronu terör örgütü YPG’ye hiç dokunmayıp Türkiye’nin Suriye’deki terör örgütü PKK’yı temizlemek için gerçekleştirdiği Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı harekâtlarına karşı çıkmadı mı?
İran’ın dini lideri Ali Hamaney’in üst düzey askeri danışmanı Tümgeneral Yahya Rahim Safevi, 4600 YPG’li teröristin öldürüldüğü Zeytin Dalı Afrin Operasyonu’na “Türkiye, uluslararası hukuka göre Suriye’de işgalci konumunda” yorumunu yapmadı mı?
Ali Hamaney'in başdanışmanı Ali Ekber Velayeti Türkiye'nin Fırat Kalkanı Harekatı'nı da hedef alarak, "İzinsiz şekilde Irak ve Suriye'ye girenler buradan çıkmalıdırlar. Ya kendileri çıkar ya da Irak ve Suriye halkı onları çıkarır" dememiş miydi?
ABD ve İsrail’in, Suriye’de sözde Kürdistan’ı kurmak için terör örgütü YPG’yi silahlandırıp eğitirken, Türkiye de bunu önlemek için büyük fedakârlıkla mücadele verirken söyle Hamaney, İran kimin yanında durmuş oluyor? YPG’ye dokunmuyor, YPG’ye dokunan Türkiye’nin operasyonlarına karşı çıkıyorsa elbette İran’ın safı, ABD-İsrail’in projelerine hizmettir.
İran dini lideri Hamaney, madem Suriye’yi çok düşünüyor o halde niçin ABD-İsrail taşeronu olan terör örgütü YPG’yi temizleye temizleye ilerleyen Türkiye’nin desteklediği Suriye Milli Ordusu’na destek vermiyor?
Nasıl ki İran gelip bugüne kadar Suriye’de kamplar ve hücresel yapılar kurduysa ABD ve İsrail de kendi emperyalist projeleri için Suriye’deki planlarını sürdürüyordu. Türkiye’de bu planları bozmak için mücadele verirken, peki bu manzarada İran’ın üstlendiği rol nedir?
Beşar Esad, İran ve Rusya; Suriye’de ABD’nin silahla beslediği ve açıktan müttefik ilan ettiği terör örgütü YPG’ye bugüne kadar hiç dokunmadıysa bu üçlü mantıken ABD ve İsrail’in müttefiki olmaz mı?
ABD ve İsrail ikilisi; Türkiye, İran, Irak ve Suriye üzerinde dört parçalı sözde Kürdistan kurma planları için terör örgütü PKK’yı organize ederken, İran’ın kendi cellatları için bu hizmeti akıl alacak gibi değil. Kendi topraklarında Hamas Lideri İsmail Haniye'yi koruyamamış, belki de bilerek korumamış İran, ancak "Elin gözündeki çöpü görür, kendi gözündeki merteği görmez" sözüyle tarif edilebilir.
YILDIRAY ÇİÇEK / TÜRKGÜN