YILDIRAY ÇİÇEK / TÜRKGÜN
Hamas’ın askeri kanadı Kassam Tugayları, geçtiğimiz cumartesi sabahı İsrail’e “Aksa Tufanı” adını verdiği bir saldırı gerçekleştirdi. Hamas’ın bugüne kadar yaptığı en geniş saldırı sanırım buydu. Çünkü havadan, denizden, karadan ilk defa organize bir saldırıydı. Hamas’ın geniş çaplı bu saldırı için yaklaşık bir yıldır hazırlık yaptığını ifade etmesiyle birlikte İsrail istihbaratının bu saldırıya hazırlıksız yakalandığı eleştirisi, İsrail içinde tartışma konusu olmuştur. Hamas, bu geniş çaplı saldırısında ilk defa İsrailli sivilleri hedef aldı.
İşgalci durumdaki İsrail, bir nevi yıllardır uyguladığı sivilleri hedef alma halini kendi yaşamıştır. Hamas saldırısının kime yarayacağı gerçekten muammadır. Çünkü İsrail kanlı bir atağa geçti, Gazze’yi aralıksız bombalıyor. İsrail Savunma Bakanlığı “Gazze Şeridi ablukaya alınacak. Elektrik, yiyecek, yakıt olmayacak. Her şey kapalı olacak." Şeklindeki açıklamasıyla zulmü daha da artıracağını dünyaya duyurdu. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu “Vereceğimiz tepki Ortadoğu'yu değiştirecek” mesajını verdi. ABD’nin, İsrail’e destek için “Ek yardımı” yola çıkardığını duyurması da bölgenin yine kan gölüne döneceğini göstermektedir. Filistin’in, bölgedeki gücü yerinde olan Arap devletlerinden bir destek alamayacağı ortadadır. Bugüne kadar öyle olmuştur, bundan sonrada öyle olmaya devam edecek gözükmektedir. Lübnan Dışişleri Bakanı Abdallah Buhabib bile Hizbullah'ın, İsrail ile Hamas arasındaki çatışmalara müdahil olmaması yönünde "şartlı güvence" aldıklarını söylemesi de bunun işaretidir.
Şu an Gazze merkezli büyük bir sivil katliamı yaşanmaktadır. Hamas saldırısı sonrası seferberlik ilan eden İsrail’in her türlü askeri silahla harekete geçmesi karşısında eğer dünya devletleri sağduyu bariyerini koymazsa çok sivilin hayatını ortadan kaldıracak gözükmektedir.
Hamas’ın müzik festivalini basıp sivilleri hedef alması, İsrail’in bu hali dünya kamuoyunda meşru müdafaa haline dönüştürme propagandasını güçlü kılmış ve şimdi kendisi yeniden sivil katliamına başlamıştır. Hamas’ın sivillere saldırısını konuşanlar, İsrail’in sivillere saldırıları karşısında dün olduğu gibi bugünde kör ve sağır olmaktadır. Her konuda çifte standart dünyaya hâkim durumdadır. İsrail’in %6 oranında toprak satın alarak başlattığı büyüme sürecini, bir noktadan sonra işgale ve Filistin halkına zulme çevirmiştir. Bugün bir avuç toprağa sindirdiği Filistinlileri de tamamen yutmak istemektedir. Tevrat'ta, Dicle-Fırat arasını Allah'ın İsrailoğullarına vermeyi vaat ettiğinin yazıldığına inandıkları ve “Büyük İsrail” hedefini dini ve milli hedef gördükleri için her türlü pervasızlığı yıllardır Filistin halkı üzerinde çekinmeden uygulamaktadır. Filistin halkını çocuk, kadın, yaşlı demeden öldüren, Müslümanların kutsal mekânlarını yok sayan İsrail, Ortadoğu bölgesinin çıbanbaşı olmayı sürdürmektedir. Bu yazıyı kaleme aldığım saatlerde Gazze’de İsrail’in bombalarıyla 800’e yakın sivilin öldürüldüğünü haber ajansları duyurdu. Hamas’ın saldırısını fırsata dönüştüren İsrail, Gazze üzerinde yaşanacak bir yerleşim yeri ve sağ bir insan bırakmamaya kararlı gözükmektedir. Çünkü bombalar hep sivillerin evlerini hedef almaktadır.
İsrail-Filistin arasındaki savaş, sadece her iki devleti değil bölgedeki ve dünyadaki birçok devleti doğrudan ilgilendirmektedir. Hamas’tan dolayı suçlanan İran, İsrail’e ek yardım gönderen ABD bu durumun iki kutuplu sembol devletleri değil mi?
Ortadoğu Bölgesi’nin huzuru için İsrail ve Filistin arasındaki savaşın bitirilip, sınırlarını hak edenin yerine geçtiği şekilde resmiyete kavuşturmak gerekiyor. Kör ve sağır dünya bunu yapabilir mi? Aksi takdirde kan hep akmaya devam edecektir. Belki de başka devletleri bu kanın içine çekecektir.