YILDIRAY ÇİÇEK / TÜRKGÜN
Terörist İsrail birini hedef yapıp suçluyorsa eğer bilin ki o işin içinde kendi menfaatine yarayacak bir tezgâh vardır. 7 Ekim’de Hamas’ın saldırısını fırsata çevirip uluslararası arenada “Sivillere saldırdılar” diye iftira atmak, kamuoyu oluşturmak için kendisinin polis helikopteri ile sivillere saldırdığı görüntüleri ortaya çıkan İsrail’in, kendi menfaatleri, hedefleri için yapmayacağı bir tezgâh yoktur. Gazze’deki masumlara yönelik saldırılarını ile hastane bombalamayı meşrulaştırmak için “Hamas’ın silahlarını hastanede ele geçirdik” içerikli propaganda videoları çeken ama her videosunda açık vererek rezil olduğundan silip silip tekrar paylaşan İsrail, aklınca kurnaz olmayı bir zekâ belirtisi sanmaktadır.
“Çocukları taş attığı için” yahut çocuk yatak odalarında “Hitler’in Kavgam kitabı buldukları için” öldürdüklerini söyleyen pespaye beyin yapısından her şeyi bekleyebilirsiniz. İsrail’in yeter ki, menfaatleri ve hedefleri için önü açılsın kullanmayacağı yalan, yapmayacağı tezgâh yoktur.
Geçtiğimiz günlerde Yahudilerin KKTC üzerinde toprak satın alarak Filistin modeline benzer bir modelle büyümeye çalıştığına dair iddiaların yoğunlaştığını vurgulayan bir yazı yazmıştım. Bu durum özellikle son iki haftadır medyada gündem konusudur. Yahudi şirketlerin amip gibi çoğaldığı ve özellikle inşaat şirketlerinin yoğun bir çalışma içinde olduğunu gerek KKTC’deki gazeteciler gerekse oradaki duyarlı toplum kuruluşları ifade etmiştir. Türkiye’deki birçok medya kuruluşu da bu konunun üzerinde durmuştur.
Tam böyle konuların tartışıldığı bir ortamda İsrail Başbakanlığı ve MOSSAD’dan gelen "İsrail'in, İran'ın Türk kontrolündeki Kuzey Kıbrıs'ı hem terörizm amaçları doğrultusunda, hem operasyonel hem de geçiş sahası olarak kullanması olarak gördüğü durumdan rahatsızlık duyduğu" ifade etmesi, İsrail’in KKTC üzerinden bir tezgâh düşündüğünü işaret etmektedir. İsrail ne diyorsa tersinden olayın okumasını yapmak lazımdır. MOSSAD, KKTC üzerinden ya bir tezgâh deneyecek ya da KKTC’yi bundan sonraki süreçlerde hedef yapmak için kara propaganda üreterek ön almaktadır. İsrail’in iddiası KKTC’deki Yahudilere suikast yapılacağına dairdir. O halde İsrail/MOSSAD, kendi soydaşlarına suikast yapacak ve bunu da hedef yaptığı yer üzerinde baskı unsuru olarak kullanacak demektir. KKTC üzerindeki Yahudilerin kendilerini Siyonist İsrail’den korumaları gerekmektedir. İsrail’de bu vicdansızlık varken menfaatleri için yapmayacağı çılgınlık yoktur.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, İsrail’in bu şüphe uyandıran iddialarına “Olayları yakından izliyoruz. KKTC devleti kendi topraklarında terör eylemlerine asla müsaade etmez. Hassasiyetle süreci takipteyiz" cevabını vermiştir.
Karşımızda Türkiye’yi 2017 yılında "Kuzey Kıbrıs'ın işgalcisi…” diye suçlayan alçak bir Netanyahu varken, İsrail’in KKTC’deki her türlü oyununa, tezgâhına hazırlıklı olmak gerekir. %6 toprak ölçüsünde yola çıkıp Filistin’in büyük bir bölümünü işgal etmiş kan içen alçaklar, Türkiye’ye “işgalci” diyor. Oysa terör devleti İsrail’in adım adım işgal ettiği Filistin bir zamanlar Osmanlı’nın topraklarıydı.
Devran döndü, devir değişti. Arkasına ABD ve Batı’nın diğer ülkelerini alan İsrail, şimdi bölgede Müslüman soykırımı yapıyor ve tüm dünya da bu vahşeti izliyor. Fakat gün gelecek, bu İsrail, yaptığı alçaklıkların hesabını bir bir verecektir.
KKTC’deki Yahudiler hareketlendi ise ve İsrail KKTC’yi böyle suçluyorsa muhakkak bir tezgâhın alt yapısı hazırlanıyordur. Yavru vatanımız üzerinde oynanacak Yahudi çıfıtlığına dikkat edelim. “Yahudi’den yumurta alan içinde sarısını bulamaz” diye boşa demiyorlar.