“Cumhuriyet Halk Partisi’ne kayyum atamaya kalkışmak ancak siyasi bir çılgınlık olarak tarif edilebilir!”
Bu açıklamanın sahibini bilmeyenler şimdi “CHP’ye fedailik yapan bu yiğit kim?” diye soruyorlardır, değil mi?
Kim olacak… Günden güne eriyen partisini yeniden bir CHP ittifakına yamamaya çalışan Müsavat Dervişoğlu’ndan başkası değil!
Müsavat Dervişoğlu’nun CHP’ye sahip çıkmaktan ve rüşvet ile yolsuzluk suçlamasıyla tutuklanan Ekrem İmamoğlu’nu savunmaktan başka bir şansı da zaten yok. Şu an kendini ispat etmek için bir sahne bulmuş ve bu fırsatı değerlendirmektedir. Yeniden CHP’nin gözüne girip girmemek artık kendi kabiliyetine kalmıştır. 2019 ve 2023 seçimlerinde kurdukları ittifaklarda bunu başarmışlardı.
Ancak benim asıl takıldığım ve içimi yakan vefasızlık, nankörlük CHP’ye kayyum atanmasını "çılgınlık" olarak gören Müsavat Dervişoğlu’nun, MHP’ye kayyum atandığı günlerde ne yaptığıdır.
Ne mi yaptı?
MHP’ye kayyum atanması için seferberlik başlatanlara destek oluyordu. O dönemde ne bu çabaları bir “çılgınlık” olarak gördü ne de bir vefasızlık veya nankörlük olarak değerlendirdi.
1 Kasım 2015 seçimleri sonrası, “MHP’de milletvekili adayı olamadım, oldum ama tekrar seçilemedim” türünden kişisel hesapların birleşimiyle MHP içinde bir isyan hareketi başlatılmıştı. Müsavat Dervişoğlu da bu harekete katılmış ve bunu şu sözlerle duyurmuştu:
“Merakınızı gidermek için söylüyorum: Her gün defalarca görüştüğüm Sayın Meral Akşener, MHP Genel Başkan Adayıdır... Fazla kafa karışıklığına gerek yok yani!..”
MHP içinde delegelerin duygu ve düşüncelerini istismar ederek imza toplamaya başladılar. Yargıda ayarlanmış FETÖ’cü savcı ve hâkimler, MHP’de kongre yolunu açmak için kararlar alıyordu. Nihayetinde MHP’ye kayyum atanmıştı. Mahkemenin atadığı kayyumun heyet başkanı Ayhan Erel’de şu an Yavuz Ağıralioğlu’nun kurduğu Anahtar Parti’de Genel Başkan Yardımcısı… Ne tuhaf işler değil mi?
O günlere ait açıklamalara baktım; Müsavat Dervişoğlu’nun, CHP’ye söylediği gibi “MHP’ye kayyum atamanın çılgınlık” olacağına dair tek bir söz ettiğini göremedim.
Çünkü o gün için o duruşu kazanç sağlayacağına inanıyordu ve MHP’ye kayyum atanmasını mutlulukla karşılamıştı. Bugün de yine siyasi kazanç hesaplarıyla CHP’ye kayyum atanma ihtimaline karşı çıkıyor.
Müsavat Dervişoğlu’nun bu tutumunu görünce, son günlerde sosyal medyada gündem olan Cem Yılmaz’ın bir dilenciyle yaşadığı olay aklıma geldi.
Komedyen Cem Yılmaz, bir binadan çıkıp minibüsüne binerken bir dilenci yanına yaklaşıyor ve “Cem Bey, yardım eder misin? Yüce Rabbim senden razı olsun, bir yardım et.” diyor. Ancak minibüsün kapısı kapanıp beklediği yardımı alamayınca, dilenci saniyeler içinde değişip “Allah belanı versin be!” diye bağırıyor.
Müsavat Dervişoğlu’nun siyasi hayatı da tam olarak böyledir. Zamanında “MHP’ye kayyum atansın” diye çabalayıp bugün CHP’ye atanacak kayyuma tepki gösteren birinin bu halden ne farkı olabilir?
Ekranlardan “Benim adım Müsavat Dervişoğlu. Benim olduğum yerde Sayın Devlet Bahçeli ile alakalı olarak onun liderliğine, kişiliğine, hocalığına, ağabeyliğine sekte vuracak bir tek cümle edilemez. Buna en başta ben izin vermem.” diyen kişi, bugün bizzat saygısızlığı ve hadsizliği kendi yapıyor.
“Dilencinin keyfi işlek caddede gelir” derler…
CHP’de büyük hareketlilik var. Yine yancılar CHP’den pay kapmak için sıraya girdi
Bunlar fırsat bu fırsat dediler ve CHP’nin içine “Zübük” gibi yine daldılar…
Göze bir daha girerlerse ittifak masasında yine yerlerini alacaklar…
Kayyum mayyum hikâye… Siyasi menfaat çılgınlığı şahane…