YILDIRAY ÇİÇEK / TÜRKGÜN
15 Temmuz hain darbe girişiminden hemen sonra Türkiye’de adeta her alanda bir elek sistemi oluştu. Bunu hukuki, sosyal ve siyasi elek olarak da tarif edebiliriz. Bunun devamında da siyasette saflar netleşti. AK Parti-MHP arasında Cumhur ittifakı oluşurken, CHP de önce HDP ile hareket etmeye başlamış, İP kurulunca onu yanına almış ve daha sonraki süreçte 6+HDP masasını kurmuştur. Cumhur ittifakı karşısında kurulan bu siyasi denklem, Türkiye ve dünyadaki tüm gelişmelerle ilgili sürekli tek ses, tek refleks olarak hareket etmiştir.
Bunlar, Türkiye’nin her milli ve manevi davasında Cumhur ittifakının önüne barikat kurmaya çalıştı. Gün geldi terörle mücadele yapılmasına, gün geldi Karabağ’ın Ermeni işgalinden kurtarılmasına, gün geldi milli ve yerli üretim yapılmasına, gün geldi Ayasofya’nın ibadete açılmasına vb. birçok konuda hep engel çıkarmaya çalıştılar.
Siyasi menfaat düşkünü ve dış odaklı proje olduklarını her eylem ve söylemlerinde ortaya koyan 6+HDP masası, Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi çatırdamaya başlamıştı. Seçimlerden sonra ise bu masa paramparça oldu. Herkes birbirini suçladı. “İyi ki bizim masa kazanmadı” diye itiraflar geldi. İP masadan ayrıldı. Kemal Kılıçdaroğlu CHP Genel Başkanlığına veda etti. Diğer küçük partilerde Kemal Kılıçdaroğlu’nun bol kepçeden dağıttığı milletvekilliklerini alarak köşelerine çekildiler.
Tüm bunlar karşısında Cumhur ittifakı sarsılmadan, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin titizliği, hassasiyeti ve kararlı tutumuyla yoluna devam ediyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Kongre Merkezi'nde partisinin Genişletilmiş İl Seçim İşleri Başkanları Toplantısı'nda Cumhur ittifakının misyonunu çok anlamlı sözlerle, şu şekilde tarif etmiştir:
“Ülkemizin birliği, milletimizin beraberliği, devletimizin bekası, vatan topraklarının bütünlüğü, milli iradenin üstünlüğüyle oluşan Cumhur İttifakı’nın tarihimizde eşi benzeri yoktur. MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin nesilden nesile bir efsane gibi anlatılacağına inandığımız Cumhur İttifakı’nın kurulmasındaki emeğini bilhassa ifade etmek istiyorum."
Bu sözler, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hem Cumhur ittifakına verdiği önemi hem de MHP Lideri Devlet Bahçeli ile aynı düşünce ve aynı amaç etrafındaki dayanışmasının gücünü göstermesi açıdan önemlidir.
30 yıl sonra Karabağ’ın Ermeni işgalinden kurtulmasına ve Türk Dünyası’na bir özgüven gelmesine, Türkiye’deki terörle mücadeledeki başarı yanında, Irak ve Suriye üzerindeki geniş kapsamlı operasyonlar bile başlı başına “Nesilden nesile bir efsane gibi anlatılacak” olaylardır. Bu, milli bir duruşun ve kararlılığın ifadesiyle oluşan Cumhur ittifakının ruhudur.
Cumhur ittifakının ruhunu bozmak için içeriden/dışarıdan çok uğraştılar, sinsi sinsi oyunlar kurdular, kapalı kapılar ardında her fitneyi ürettiler. Fakat ne Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ne de MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin kararlı ve inançlı duruşunu bozamadılar.
Ama aynı oyunları, aynı tezgâhları, aynı fitneleri tekrar tekrar deneyeceklerdir bundan asla şüphemiz yoktur. Cumhur ittifakının milli duruş ruhunu bozacak her adıma katkı verenler, emin olun tarihe Türkiye düşmanları olarak geçecektir. Biz de ise “Nesilden nesile bir efsane gibi anlatılacak” milli mücadeleye devam etme arzusu mevcut… Türkiye’nin milli güvenliği, varlığı, geleceği her şeyin üstündedir. O yüzden Cumhur ittifakı misyonu Türkiye’nin sigortasıdır.