Sol’un demokrasi, çağdaşlık, özgürlük anlayışı gerçekten göz yaşartıyor. Milyonlarca insanı öldürmüş Stalin, Lenin, Mao’yu kendine rehber edinen, onların izinden gittiğini söyleyip Türkiye’de terör örgütü kurarak on binlerce kişiyi öldüren sol terör örgütleri; kendi etraflarında dönen ne kadar olay varsa Türkiye’deki Sol hemen “demokrasi, çağdaşlık, özgürlük” kavramlarını ileri sürerek hak arayışına giriyor. 1980 öncesi beş bine yakın Ülkücüyü şehit eden bunlar, askerimizi, polisimizi şehit eden bunlar, masum insanları öldüren bunlar… Ama sürekli “demokrasi, çağdaşlık, özgürlük” isteyen de bunlar…
Bu SOL öyle kahpe, kalleş ve tezatlık içinde ki “Stalin, Lenin, Mao” izinden gitmek için terör örgütü kurduğunu söylüyor, bugün her türlü silahını, teçhizatını, eğitimini ABD’den alıyor ve Türkiye, İran, Irak ve Suriye üzerinde ABD/İsrail’in hedefleri için terör eylemleri yapıyor.
Türkiye’de şimdi malum “Yumuşama” kavramı çok popüler… “Yumuşayalım, gevşeyelim” kelimeleri her cümlenin başına, sonuna konuluyor. “Osman Kavala’yı serbest bırakıp yumuşayalım, Selahattin Demirtaş’ı serbest bırakıp gevşeyelim” çağrıları dillerden, kalemlerden gırla dökülüyor.
Osman Kavala terör örgütü PKK’nın eylem ve söylemlerine omuz vererek onbinlerce insanın öldürülmesini meşru gören birisi, Selahattin Demirtaş ise Hendek-Kobani terör olaylarını bizzat yöneten/yönlendiren kişi…
Sol’un göz yaşartıcı anlayışı işte burada kendini gösteriyor. Masum insanları öldürüp ailelerine gözyaşı döktürenleri “demokrasi, çağdaşlık, özgürlük” kavramlarıyla sürekli kurtarmaya çalışıyorlar. Askerlerimizi, polislerimizi şehit edip, masum insanları öldürüp üstüne bir de demokrasi ve özgürlük istiyorlar. Buna insan öldürmeyi “demokrasi, çağdaşlık, özgürlük” kavramlarıyla ödüllendirme talebi desek sanırım yanlış olmaz. Hendek ve Kobani olaylarında yüzlerce kişi ölmedi mi? Yüzlerce askerimiz, polisimiz şehit olmadı mı? Her iki terör olayında da binlerce kişi yaralanmadı mı?
Devletin, milletin malı-mülkü zarar görmedi mi?
PKK’lı Demirtaş;
“Saldırmaya gelenleri anasından doğduğuna pişman etme hakkınız var” diyerek Türk askerini, polisini hedef göstermedi mi?
"Hendek kazanların alnından değil, ellerinden öpüyorum" diyerek PKK’lıları azmettirmedi mi?
“Gençler hendek kazıyormuş, halk barikat kuruyormuş. Başka bir yol gösterin, onu yapsınlar.” diyerek terör eylemlerine yol göstermedi mi?
“Şanlı direniş gösteriyoruz” diyerek PKK’nın terör eylemlerini kutsallaştırmadı mı?
Hendek terör olaylarına karşı mücadele eden askerimizi, polisimizi “Gazetelere bakın büyük temizlik operasyonuymuş… Siz kimsiniz ya? Siz kimi nereden süpürüyorsunuz? Siz ancak bu toprakların kanalizasyonunu temizlersiniz.” şeklinde aşağılamadı mı?
Sıradan bir cinayet azmettiriciliğinde müebbet ceza verilirken, Türkiye’nin SOL’u, 1000’in üzerindeki ölümde PKK’lı teröristleri azmettiren Demirtaş’a özgürlük isteyebiliyor.
Dün, Kobani davasında PKK’lı Ahmet Türk, Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve bazıları çeşitli cezalar aldı. İlk salya sümük ağlayanlar CHP’lilerdi. CHP’nin kanalizasyon kanalı Halk Tv adeta PKK’ya ağıt ekranına dönüştürüldü.
Bunlar PKK’lı mı? Evet! Terör olaylarını yönettiler mi? Evet! Bu terör olaylarında yüzlerce asker, polis şehit edildi mi? Evet! Masum insanlar öldürüldü mü? Evet!
O halde bu şerefsizlere sormak lazımdır. Öldürülen bunca insan varken, PKK’ya “demokrasi, çağdaşlık, özgürlük” adına ne ödülü istiyorsunuz?
İnsanlık değerlerinden uzak olduğunu her daim gösteren SOL!
Teröristlere “Yumoş” olabilirsiniz ama “yumuşama” kelimesini hak eden insana karşı “demokrasi, çağdaşlık, özgürlük” kavramlarını basitleştirmeden hak ettiği şekilde kullanmalısınız. Vatan hainlerine, teröristlere değil…
YILDIRAY ÇİÇEK / TÜRKGÜN