Türkgün Başyazı Türk nüfusu ve 100 milyonluk Türkiye hedefi

Türk nüfusu ve 100 milyonluk Türkiye hedefi

Kaynak: Yıldıray Çiçek

Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, geçtiğimiz günlerde katıldığı KADEM toplantısında, “Türkiye bir kâbusa doğru gidiyor. Anadolu’daki Türk nüfusu hızla azalıyor. Nüfusun azalması, savaştan çok daha ciddi bir tehdittir. Pek çok aile, 25-30 yaşına gelen çocuklarını evlenmeye ikna edemiyor” diyerek, gerçekten çok önemli bir sosyolojik soruna dikkat çekmiştir.

Bu meselenin ortaya çıkmasında birçok etken bulunmaktadır. Günümüz toplumunda aile yapısının bozulması, ekonomik zorlukların artması ve bireylerde çoğalan gelecek kaygısı, evlilik müessesesini olumsuz şekilde etkilemektedir. Sayın Erdoğan’ın, 25-30 yaşına gelmiş bireylerin evlenmemesine dikkat çekmesi son derece doğru ve yerindedir. Fakat özellikle son yıllarda yeni evliliklerde boşanma oranları da ciddi şekilde artmıştır. Bu durumu bazıları ekonomik gerekçelere bağlayabilir, ancak zengin ailelerin çocuklarında da benzer oranların yüksek olması, meselenin yalnızca ekonomik faktörlerle açıklanamayacağını gösteriyor. Ailenin kutsallığı korunmadığı sürece, yeni nesil de bu kutsallığı yaşatmak konusunda yeterli hassasiyet göstermemektedir. Aile olmanın temel özellikleri korunmazsa, sağlıklı nesillerin yetişmesi mümkün olmayacaktır. “Oğlan babadan görür at oynatmasını, kız anadan görür sofra donatmasını” sözü, aslında anlatmak istediğimiz bu konuyu en güzel şekilde özetlemektedir.

Aile kutsallığının bozulmuş olduğu o kadar açık ki, her gün Türkiye’nin çeşitli yerlerinden gelen iğrenç haberler ve yaşanan olaylar, içinde bulunduğumuz vahim durumu açıkça yansıtmaktadır. Kayseri’de yaşanan damat-kaynana olayı ve Türkiye’nin konuştuğu Mattia Ahmet Minguzzi cinayetindeki katillerden birinin doğum belgesinin dahi olmaması, ailenin kutsallığının geldiği noktayı somut bir şekilde gözler önüne sermektedir. Binlerce benzer örnek verilebilir.

Bu nedenle, ülkemizin ahlaklı ve şuurlu nesiller yetiştirme seferberliğine ihtiyacı vardır. Elbette bunun yanında Türkiye’nin ekonomik olarak düzlüğe çıkması da büyük bir önem taşımaktadır. Bu etkenlerin düzelmesiyle birlikte sağlıklı aileler oluşursa, Türkiye’nin nüfusu da artacak ve gençleşecektir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, çok önemli bir konuya değindiği gibi, bu meselenin çözümü için gerekli önlemleri bir an önce almalıdır. Türkiye’nin birçok alanındaki meselesini çözen bu irade, sosyal, kültürel ve ekonomik tüm önlemleri alarak tarihe geçecek bir iz bırakacaktır.

Türkiye, yarınlarda beka meselesi haline gelecek genç Türk nüfusunu artırmazsa, dünyanın kendi arasındaki mücadelelerinde gerçekten büyük sıkıntılar yaşayabiliriz. Yarınlarda her alandaki üretimi sağlayacak genç nüfusun çokluğu belirleyici olacaktır. Bu nedenle, bu ihtiyacı karşılamak için gerekli tedbirler bir an önce artırılmalıdır. Türk nüfusu, Türk milletinin vatanını ve geleceğini koruması açısından hayati önem taşımaktadır. Cumhurbaşkanı Erdoğan bunun farkında bir devlet adamı olarak, sorumluluk sahibi herkese bu meselenin çözümü için talimat vermelidir.

MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli, 2022 yılındaki konuşmasında, “Biz gelecek nesillere her anlamda güvenceye kavuşturulmuş bir vatan, bir millet, bir devlet emanet etmekle mesul ve mezunuz. Biz il sayısı 100 olan, nüfusu da 100 milyona ulaşmış bir Türkiye’yi hedefliyoruz” diyerek çok geniş çaplı bir vizyonu yansıtmıştı. “100 milyonluk Türkiye” hedefi, geleceğe dair kaygılarımızı da ortadan kaldıracaktır. Bu hedefin zemini bir an önce oluşturulmalıdır.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Türkgün Gündem MHP'li Yurdakul: Gazze yalnızca bombalarla değil açlıkla da savaşıyor...

MHP'li Yurdakul: Gazze yalnızca bombalarla değil açlıkla da savaşıyor...

MHP'li Yurdakul "Gazze, yalnızca bombalarla değil; açlıkla, susuzlukla ve çaresizlikle katledilmeye devam ediyor. Üstelik gerçekleşen saldırılar sonucunda artık sadece insanları değil; anneleri, bebekleri, sütü, mamayı, ilacı, umudu da hedef almaktadır. Yetersiz ve dengesiz beslenme, stres ve travmanın birleşimiyle, binlerce annenin sütü kesilmiş, anneler bebeklerini emziremez hale gelmiştir. dedi.

MUHABİR: Beybin Usanmaz

MHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Selim Yurdakul İsrail'in Gazze'ye hain saldırıları hakkında açıklamalarda bulundu.

Yurdakul, "Gazze, yalnızca bombalarla değil; açlıkla, susuzlukla ve çaresizlikle katledilmeye devam ediyor. Üstelik gerçekleşen saldırılar sonucunda artık sadece insanları değil; anneleri, bebekleri, sütü, mamayı, ilacı, umudu da hedef almaktadır. Yetersiz ve dengesiz beslenme, stres ve travmanın birleşimiyle, binlerce annenin sütü kesilmiş, anneler bebeklerini emziremez hale gelmiştir. Birleşmiş Milletler ve UNICEF raporları, Gazze’deki annelerin büyük kısmının ciddi besin yoksunluğu yaşadığını, bebeklerin ise büyüme ve gelişim açısından geri dönüşü olmayan zararlara maruz kaldığını ortaya koymuştur. Bu durum, yalnızca insani değil, hukuki olarak da savaş suçudur. Bilinçli olarak gıda, ilaç ve insani yardım engellenerek, bebekler ve anneler yavaş, sistematik ve planlı bir şekilde yok edilmektedir." ifadelerini kullandı.

MHP’li Ahmet Selim Yurdakul’un açıklamasının tamamı:

14 Bin Bebeğe Ölüm Fermanı, Gazze Açlığa Mahkûm! Aile, insanlık tarihinin başından beri en kadim ve en güçlü kurumdur. Bir toplumu yok etmek için ailenin temel direği olan kadınlarla birlikte, onun ayrılmaz parçası çocukların ve bebeklerin hedef alınması hiçbir insanlık değerine ve hiçbir vicdana sığmaz. İsrail Hükümetinin Gazze’de sürdürdüğü saldırılar; uluslararası hukuku hiçe sayarak, açıkça sivil halkı hedef alan, kadınları ve çocukları yok eden ve insanlığa karşı işlenmiş suçlar kategorisinde yer alan bir soykırımdır. 7 Ekim 2023'ten bu yana İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarında 53.573 Filistinli hayatını kaybetmiş, 121.688 kişi yaralanmıştır. Ölenlerin en az %70'indan fazlası kadın ve çocuklardan oluşmaktadır. Yani her 10 kurbandan 7’si silahsız, savunmasız, sivil insanlardır.

İsrail'in Gazze'deki saldırılarında şimdiye dek yaklaşık 18.000 çocuk yaşamını yitirirken, aralarında doğduğu gün hayatını kaybeden 274 bebekle birlikte bir yaşın altındaki 1.150 bebek katledilmiştir; aynı saldırılarda 12.365 kadın öldürülmüş, 14.323 kadın ise eşini kaybederek yaşam mücadelesine tek başına devam etmek zorunda bırakılmıştır.

GAZZE YALNIZCA BOMBALARLA DEĞİL AÇLIKLA DA SAVAŞIYOR

Gazze, yalnızca bombalarla değil; açlıkla, susuzlukla ve çaresizlikle katledilmeye devam ediyor. Üstelik gerçekleşen saldırılar sonucunda artık sadece insanları değil; anneleri, bebekleri, sütü, mamayı, ilacı, umudu da hedef almaktadır. Yetersiz ve dengesiz beslenme, stres ve travmanın birleşimiyle, binlerce annenin sütü kesilmiş, anneler bebeklerini emziremez hale gelmiştir. Birleşmiş Milletler ve UNICEF raporları, Gazze’deki annelerin büyük kısmının ciddi besin yoksunluğu yaşadığını, bebeklerin ise büyüme ve gelişim açısından geri dönüşü olmayan zararlara maruz kaldığını ortaya koymuştur. Bu durum, yalnızca insani değil, hukuki olarak da savaş suçudur. Bilinçli olarak gıda, ilaç ve insani yardım engellenerek, bebekler ve anneler yavaş, sistematik ve planlı bir şekilde yok edilmektedir.

YARDIM MERKEZLERİ VE AŞEVİ HEDEF ALINDI: AÇLIĞA BİLİNÇLİ BİR SALDIRI

İsrail’in hedef gözetmeksizin yürüttüğü saldırılar, sadece sivilleri değil; hayatta kalmaya çalışanlara yardım ulaştıran merkezleri de yok etmeyi amaçlamaktadır. Gazze'de bugüne dek 100'den fazla aşevi ve yardım dağıtım merkezi doğrudan saldırıya uğramış ya da faaliyet yürütemeyecek hale getirilmiştir. UNRWA (Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı) bünyesinde faaliyet gösteren en az 160 merkez ya tamamen yıkılmış ya da ciddi biçimde hasar görmüştür. Bu saldırılar sonucunda, her gün yüzbinlerce kişiye sıcak yemek, içme suyu, ekmek ve temel yardım sağlayan altyapılar çökmüş; Filistin halkı, açlıkla baş başa bırakılmıştır. Özellikle kuzey Gazze’de yardım ulaştıran gönüllü merkezler, fırınlar ve sivil koordinasyon noktaları sistematik biçimde hedef alınmış, yardımı ulaştıranlar da hayatını kaybetmiştir. Bu durum, yardım alma hakkının bile açıkça gasp edildiği bir insanlık suçudur.

Yardım tırlarının engellenmesi, bebeklerin mamaya ulaşamaması, annelerin yetersiz beslenme nedeniyle süt veremez hâle gelmesi, vicdan sahibi her insanı derinden sarsmaktadır. Gazze halkının temel yaşam hakkı gasp edilmekte, milyonlarca insan sistematik bir şekilde açlığa mahkûm edilmektedir.

İSRAİL'E YAPTIRIM ŞART, HESAP VERMEK ZORUNDALAR

İsrail’in Gazze’ye yönelik bu politikası, 1949 Cenevre Sözleşmeleri, Roma Statüsü ve İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi başta olmak üzere uluslararası hukukun tüm temel ilkelerini ihlal etmektedir.

Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin de açıkça ifade ettiği üzere: “Bu kapsamda, İsrail’e karşı derhâl etkili bir yaptırım mekanizması kurulması, askeri, siyasi ve ekonomik anlamda kuşatıcı önlemler alınması zaruridir. Başta İsrail Başbakanı olmak üzere, bu soykırımın failleri uluslararası hukuk önünde yargılanmalı, Lahey Adalet Divanı’nda hesap vermelidir.”

Milliyetçi Hareket Partisi olarak, her zaman zalimin karşısında, mazlumun daima yanında olmaya devam edeceğiz.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *