Her yeni yıla girildiğinde dünyanın çeşitli ülkelerinde terör eylemleri, emperyalist ülkelerin istihbaratlarının kanlı oyunları yahut bireysel kanlı eylemler olur. Bu hiç şaşmaz. Bu durum sanki terörün, kanlı eylemlerin yeni yıl geleneği gibidir. “Yeni yıla nasıl girersek öyle devam eder” şeklindeki ironi düşüncesi gibi her şey… Terör baronları da her yeni yıl başlangıcında böyle düşünerek kan döküyor herhalde…
Bu yılbaşında da ABD'nin New Orleans şehrinde yeni yıl kutlamalarının yapıldığı sokağa araçlı ve silahlı saldırı yapıldı, 15 kişi hayatını kaybetti, 35 kişi de yaralandı. Peşinden de Queens bölgesindeki gece kulübünde silahlı saldırı düzenlendi. Saldırıda ilk belirlemelere göre en az 11 kişi yaralandı. Ve en ilginç saldırı ise ABD'nin Las Vegas şehrindeki Trump Hotel'in önünde Tesla'nın "Cybertruck" model kamyonetin patlatılması oldu. Patlamada sürücü yaşamını yitirdi, yedi kişi yaralandı.
ABD’de gerçekleşen saldırıya dünya odaklanmışken, bir saldırı haberi de Karadağ'ın eski başkenti Çetine'den geldi. Bir saldırgan, bir eğlence mekânına silahlı saldırı gerçekleştirdi. Saldırıda 12 kişi hayatını kaybetti. İstanbul’da da Kurtuluş Kilisesi'ne ait derneğe silahlı saldırı gerçekleşti. Ölü ve yaralı olmaması da sevincimiz oldu. 2017 yılında da Reina adlı gece kulübüne yeni yıl kutlamaları sırasında silahlı saldırı düzenlenmiş, saldırı sonucunda 39 kişi öldü, 70 kişi ise yaralanmıştı. Dediğim gibi insanların yeni yıl sevincini kana bulamayı gelenek haline getirmiş kanlı sistemin çarkları her yılbaşında dönüyor.
Yılbaşı gecesi ABD’de gerçekleşen saldırılar birçok şüpheyi de içinde barındırıyor. Kimisi ABD’nin kanlı Ortadoğu politikalarını sürdürmek için bu saldırıların ABD istihbaratı tarafından tezgâhlandığını, kimisi Trump’a gözdağı vermek için aynı el tarafından bu saldırıların gerçekleştirildiğini söylemektedir.
ABD’deki kamyonet saldırısından sonra New Orleans Belediye Başkanı LaToya Cantrell,’in “Bu bir terör saldırısı.” demesi, FBI’nin saldırganın arabasında DEAŞ bayrağı bulunduğunu bildirmesi, ABD’nin Ortadoğu bölgesinde DEAŞ kartını yine açacağının delili olmuştur. Trump’a da bir nevi “DEAŞ’la mücadele senaryosu içinde hareket” mesajı verilmek istenmektedir. Çünkü Trump 2024 yılının son haftalarında "Suriye bizim sorunumuz değil. Akışına bırakın ve dahil olmayın" açıklaması yapmıştı. Trump daha önce Barack Obama ve başkanlık yarışındaki rakibi Hillary Clinton’ı terör örgütü IŞİD’in (DEAŞ) kurucuları olmakla itham etmişti.
Seçimlerden önce suikasten kurtulmuş Trump’a, koltuğa oturmadan önce DEAŞ konusunda bir terbiye etme ve gözdağı verme girişimi olabilir bu saldırılar. Çünkü Trump DEAŞ’ın ABD tarafından kurulduğunu dünyaya duyurmuş birisidir. ABD derin devletinin “Bir terör örgütünü (DEAŞ), diğer terör örgütüyle (YPG) ortadan kaldırıyor gibi davranma” projesi olduğu için, Trump’un DEAŞ’a bakış açısının kendileri açısından tedavi edilmesi ve ABD bünyesinin psikolojik olarak hazırlanması gibi pis kokular gelmektedir. 11 Eylül tezgâhıyla ABD’nin “Yeni Haçlı seferleri başlıyor” diyerek Afganistan’ı ve Irak’ı işgal etmesi, sonrasında diğer Ortadoğu ülkelerinin sınırlarını, rejimlerini değiştirmeye çalışması, dengeleri değiştirmesi asla unutulmamalıdır.
Yeni yılda ABD’de de gerçekleşen saldırılar bir hazırlığın habercisi gibi. Yakında kokusu çıkar…
