Okan Bayülgen ve ekibinin bir videosu var ya “CHP çok bozdu, fena bozdu, inanılmaz bozdu, öyle böyle değil” sözlerinin yer aldığı… İşte CHP’nin durumu da bugün aynen böyledir.

Atatürk’ün milli ruh ve şuurla kurduğu CHP bugün artık terör örgütlerinin sözcüsü, milli ruhunu kaybetmişlerin yuvası, ihanetin hamisi, hainin motivasyon merkezi haline gelmiştir.

CHP’nin HDP ile olan son dört yıllık aşkı ise dillere destan bir durumdadır.

Hangi güç, hangi merkez bunu başardıysa Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran parti olan CHP, Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmak isteyenlerin kurduğu HDP ile tek vücut yapıldı. CHP-HDP aşkı kimsenin bozamayacağı bir seviyeye ulaşmış durumdadır.

CHP’ye bu utanç yeter derken, CHP başka konularda da utanmaz olduğunu göstermeye devam etmektedir.

Gün geçmiyor ki, karşımıza yeni bir utanmazlıkla çıkmasın…

Utanmazlığın yeni adresi ise Edirne Belediye Başkanlığı… Recep Gürkan, yeni yıl dolayısıyla Yunanca hazırlattığı afişte kendisini 'Edirne Belediye Başkanı' yerine şehrin Bizans'taki adı olan 'Adrianopolis belediye başkanı' olarak tanıtmış…

“Bizans çocuğu” olmaya niçin bu kadar heveslenmiş onu anlayamadık!

“Keşke Yunan galip gelseydi” diyen Kadir Mısıroğluna mı özendi bilemiyoruz…

Edirne ilimiz Osmanlı’nın ikinci başkenti olma özelliğini taşıyor, her eseri buram buram Osmanlı kokuyor ama CHP’li Belediye Başkanı Edirne’nin Bizans’taki adı olan ‘Adrianopolis’u’ kullanıyor.

Arsıza kazık sokmuşlar ses nereden geliyor demiş ya. Edirne Belediyesi de aynı bu hesap “Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan’ın yeni yılı Yunanca ve Bulgarca dillerinde kutladığı afişleri komşu ülkelerin sosyal medya hesaplarında paylaşım rekoru kırdı.” şeklinde paylaşım yapmış…

Edirne de Bizans ruhunu ve adını canlandırırsan elbette paylaşım rekoru kırarsın…

"Koca Osmanlı diyorlar. Bir kilo şeker üretemeyen Osmanlı ile övünüyorlar. " ve “Osmanlının zulmüne karşı bu çadırlarda ne mücadeleler verildi.” şeklinde Osmanlı düşmanlığını çok açık eden Kemal Kılıçdaroğlu gibi bir genel başkana sahip olursa, elbette Edirne’nin Osmanlı tarihi noktasında önemini anlamaları, kavramaları mümkün değildir.

CHP, bu zihniyetiyle elbette Bizans ruhunu canlandırır, Yunan’ı mutluluktan uçurur.

Geçtiğimiz gün yine değinmiştim. Çanakkale gibi milli mücadelenin verildiği bir yerin CHP’li belediye başkanı da 7 Haziran seçimleri sonucunda HDP’nin barajı aşmasını şükür pilavı ve ayran dağıtarak kutlamıştı. Bu kutlama programında da Bu baraj konusunda özellikle HDP’nin barajı geçmesini istiyordum. Bu şarttı. Bunu beğeniriz ya da beğenmeyiz ama demokrasiye aykırı bir durumdur. Nitekim, baraj yıkıldı. Demek ki baraj yıkılabiliyormuş.” konuşmasını yaparak büyük bir ihanete imza atmıştı.

Mustafa Kemal Atatürk dün “Çanakkale Zaferi, Türk askerinin ruh kudretini gösteren şayanı hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur.” diyerek zaferi tarif ederken, CHP’li Çanakkale Belediye Başkanı da bugün şehitlerimizin katillerine hizmet edenler barajı aştı diye pilav ve ayran dağıtıyor. CHP’li Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, tarihe 'Çanakkale Geçilmez' dedirten Türk askerinin yemek öğününe baksın da, terör örgütü pkk’nın yardım ve yaltakçısı HDP için dağıttığı pilav ve ayrandan utansın!

Utanır mı orası da meçhul…

Biraz da böyle birilerine oy verenler Çanakkale’de, Edirne’de utanmalıdır. Hiç olmazsa sokağa çıktıklarında yüzleri kızarmalıdır.

Bizans ruhlular, HDP ruhlular nasıl böyle ödüllendiriliyor bunun sorgulanması yapılmalıdır.

CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu'nun "İstanbul Ankara'dan yönetilmez...” sözü de Kemal Kılıçdaroğlu’nun “CHP iktidarında yerel yönetim özerklik şartını mutlaka getireceğiz.” sözüne dayanan bir özerklik talebidir. Görüldüğü gibi CHP-HDP birlikteliği bu ülke için beka sorunudur.

Geçmişinde kimi zaman BBP’ye yakın olmuş, kimi zaman Anavatan partisini desteklemiş, MHP’den Beypazar’ı Belediye Başkanı olmuş, FETÖ’den işaret alınca MHP’yi hançerlemiş, son dört yıldır CHP’den Ankara Büyükşehir Belediye başkanı seçilmek için adeta yırtınan Mansur Yavaş yerel seçimlerle ilgili olarak aday olduğu CHP’nin ilişkilerine bakmıyor ve çıkıp “Beka deniyor ama bunun beka ile uzaktan yakından hiçbir alakası yok.” diyebiliyor.

Belediyelerin imkanını terör örgütü pkk’ya hizmete dönüştüren HDP’li belediyelere kayyum atanınca Kemal Kılıçdaroğlu “Tam bir facia” diye tepki gösterirken, CHP’li Mansur Yavaş’ın da doğal olarak “beka” kavramını anlaması mümkün değildir.

HDP’li belediyelerin hendek kazdığını, belediye araçlarıyla terör örgütü pkk’ya ihtiyaç malzemesi, silah taşıdığını beka meselesi görmeyenler zaten koltuk için her şeyini satabilecek olandır.

Çünkü Mansur Yavaş da CNN Türk ekranlarında “Mali özerklikten yanayım. Yerel yönetimler özerkliğini öncelikle Mali Özerklik yaparak belirlersiniz.” diyen biridir. Biliyorsunuz HDP de “Biz sadece siyasi özerklik değil mali özerklik de istiyoruz” demişti…

CHP çok bozdu, fena bozdu, inanılmaz bozdu, öyle böyle değil” repliği bu manzaraya bakarak gerçekliği yansıtmıyor mu?

CHP’nin kazandığı her belediyeyi aynı zamanda HDP de kazanmış olacaktır. Bu tespit seçmen iradesini etkilemek adına değil, beka ölçüsünden bakıldığında bir gerçeği ortaya koymaktır.

“Son dört yıldır CHP-HDP her konuda beraber davranmıyor” diyen varsa buyursun çıksın, bu düşüncemizi çürütsün…