Ülkücüler, karanlıkların içinden iman ışığıyla doğup gelendir…

Çekilen bunca sancı, geleceğin kutlu doğumu içindir…

Yıllar boyu hep öyle oldu.

Nitekim…

7 Haziran 2015 seçimlerinde 80 milletvekili çıkaran MHP…

Sonrası kurulan kumpasları gören Bahçeli…

“Stratejik çukur ustası” Serok Ahmet’in başımıza açtığı belalardan sonra…

MHP’ye yamamak istedikleri puşt zulasındaki CHP-HDP işbirliğini yıkıp atınca kızılca kıyamet kopmuştu…

Sinsi planı uygulamaya koydular ve ülke kan gölüne döndü; hendekler kazıldı, özerklik zırvaları, PKK ve IŞİD tehditleri başladı…

Erdoğan’ın Dolmabahçe mutabakatını tanımayan açıklaması dönüm noktası oldu…

1 Kasım’da seçime yürüyecek kadar yürekliydi Devlet Bey…

Meclisin istikrarsızlığına son verip Kürşat olup 40 yiğidiyle Meclis’te tezgâh üstüne tezgâh bozdu.

*

Bahçeli’nin müthiş öngörüsüyle 1 Kasım’da ayıkladığı “ayrık otları”nın, bazı “cüce devler”in bedenine sarılıp “hançerleme” çabalarını görmek, bu hareketin tekerrür eden kaderiydi…

Bizans hastalığı yine nüksetmişti; 2016’da Devlet bey ameliyat masasında iken ihanete giriştiler…

Ne lider beğeniyorlardı, ne tüzük, ne program…

Elebaşları Akşener, Özdağ, Aydın, Halaçoğlu ve Oğan’dı…

Mahkemelere taşındılar, Esenboğa tarlalarında çevirmedikleri dolap kalmadı…

Balgat kalesinde “Direnç” yüksekti, hele “tecrübe ve öngörü” faktörlerine “dualı dava”nın sadakati de eklenince hevesleri kursaklarında kaldı!

Sonrası savrulmalar, ihanet, kahpelik, basiretsizlik ve başka sularda yıkanmaya kalkan, Başbuğ tanımayan, Bozkurt’u yasaklayan, Y-CHP ve HDP dostluğuna soyunan ikiyüzlülük!

Dizginlenemeyen egoların, bitmeyen koltuk ihtiraslarının hedefinde millet, vatan ve bayrak falan yoktu…

Onlar için her yol mübahtı…

Ama surda gedik açtırmayan Türkmen Beyinin akıl, basiret, öngörü, sadakat, vefa, adalet ve tecrübe birikimi, MHP’yi “kilit” konumuna getirme ve “devleti ayakta tutma” başarısını gösterdi…

*

Yıllarca FETÖ yapılanmasına direnen ve Fethullah’ın nefret ettiği Devlet Beyin dikkat çektiği tehlike, 15 Temmuz’da kalleşçe vukubulduğunda, Ankara’da yiğitçe karşı koyan yine O’ydu…

Baş eğdiremediler, devlet aklıyla demokrasiye sahip çıktı; şeytanî planlarını bozdu.

Yenikapı ruhunu hep diri tutan oldu.

Siyasî ikbali düşünmedi.

“Cumhurbaşkanlığı sistemi”nin hayata geçirilmesi gerekiyordu…

“Türk milleti uğruna” kurulmuş bir “Hareket”in, “önce millet, önce vatan, önce Cumhuriyet ve demokrasi” aşkı, milletten karşılık buldu ve 16 Nisan zaferi elde edildi.

Türkiye Cumhuriyeti’ne iç ve dışta kurulan tuzakların yerle bir edilmesi, terörün bitirilmesi ve ekonomik zincirin kırılması mecburiyeti vardı.

Sabırla, binbir fedakârlıkla sistemi tuğla tuğla ördü…

*

24 Haziran 2018’de bütün ihanete, kahpeliğe, şer ittifakına rağmen, Türk milletinin iradesine güvendi, doğru yoldan sapmadı…

Nokta nokta atışlarla 50 yiğidi dikti Meclis’e…

Şimdi önümüzde son dönemeç var: 31 Mart 2019…

Milliyetçi-Ülkücü Hareket, 50.yılında kendisini hiç aldatmayan ve hiç aldatılmayan Devlet Beye sımsıkı sarılmak zorundadır…

İttifak yaptığımız partinin Anadolu’daki teşkilatlarının bazı aymazlıklarına, bazı bölgelerde aday çıkarmamamıza aldırış etmeden MHP’ye her kademede omuz vermek zorundayız…

Uzun soluklu ve sabırla fedakârlığın sınandığı bir “ittifak çalışma süreci” geçiriyoruz.

MHP, 24 Haziran seçimlerinden daha çetin bir imtihandadır, bunu asla unutmayınız…

“Yerelde iktidar olmak”, 2023 zirvesine hazırlanmanın önemli bir aşamasıdır…

Geçtiğimiz yol çetin, fitne büyük, karşımızdakiler çetrefillidir.

Belde, ilçe, il, büyükşehir ayrımına girmeden, her kademede azamî başarıya koşmalıyız.

Bu vebal her Türk milliyetçisi ve Ülkücünün omzundadır…

Her belediye meclis üyeliği, her il genel meclisi üyeliği, her belediye başkanlığı, 2023’ün iktidarını getirecek…

31 Mart 2019, sancılarını çektiğimiz “Türk Asrı’nın ikinci müjde kapısı”dır…

Ondan başka gidecek yerimiz olmayan vatanın kördüğümlerden kurtulmasının garantörü MHP ve Devlet Bey’dir…

Sokağımızda, mahallemizde, şehrimizde huzur, refah, kalkınma ve hürriyet bekliyorsak, yerelde MHP’yi iktidar yapmak mecburiyetindeyiz…

Sorumluluğumuz büyük…

Medyanın algı operasyonlarına, karşıdaki şer ittifakının yaygaralarına ve gövde gösterilerine aldırış etmeyiniz ve liderinize güveniniz…

Bu siyasî hareket 50.yılını muzaffer olarak kutlamalıdır…

“Yüzde onbir oy verip yüzde yüz sorumluluk beklemek” gafletinden kurtulalım…

Anadolu’nun her yerinde aday gösterilen MHP’liye inanınız ve omuz veriniz…

Şu “muştu”yu inançla veriyorum: 31 Mart’ta seçimin yıldızı MHP olacak!

*

BÜTÜN OKUYUCULARIMIN YENİ YILINI TEBRİK EDER, 2019’UN HAYIRLARA VESİLE OLMASINI DİLERİM… SELAM VE SAYGILARIMLA… (M.Ö.)