








ABD Dışişleri Bakanı Rubio, ABD Başkanı Trump ve Rusya Federasyonu Başkanı Putin’in bir araya ne zaman geleceği ve bu görüşmeden nasıl bir mesaj çıkabileceği ile ilgili soru üzerine “Bunun zamanıyla ilgili bir bilgim yok. Bu sadece bugün Başkan’ın bahsettiği değerlendirmeyle ilgili bir şey. Bu yüzden önce Başkan Trump'ın kendi gezisini bitirmesini bekleyeceğiz. Yarın ne olduğuna bakacağız. Sonrasında da bir zaman akışı oluşturabiliriz belki” dedi.
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, NATO Gayriresmi Dışişleri Bakanları Toplantısı için geldiği Antalya’da açıklamada bulundu ve soruları yanıtladı. ABD’nin dünyanın en merhametli ülkelerinden biri olduğunu ifade eden Rubio, “Milyonlarca insan kalıcı olarak Amerika Birleşik Devletleri'ne geliyor. Buna benzer bir uygulaması olan bir ülke yok. Ancak senede 5 milyon kişinin ülkemize gelmesine izin veremeyiz. 4 milyonu yasadışı yollardan geliyor.” dedi.
ABD Başkanı Trump ve Rusya Federasyonu Başkanı Putin’in bir araya ne zaman geleceği ve nasıl bir mesaj çıkabileceği sorusu yöneltilen Rubio, “Bunun zamanıyla ilgili bir bilgim yok. Bu sadece bugün Başkan’ın bahsettiği değerlendirmeyle ilgili bir şey. Bu yüzden önce Başkan Trump'ın kendi gezisini bitirmesini bekleyeceğiz. Yarın ne olduğuna bakacağız. Sonrasında da bir zaman akışı oluşturabiliriz belki” diye konuştu.
ABD’yi ve barışı eleştirenler olduğunu dile getiren Rubio, “Biz savaşın bitmesini istiyoruz, hayat kurtarmak istiyoruz. Can kaybetmenin durmasını istiyoruz. Amacımız burada bu. Ben hala neden herhangi biri barışa yönelik çabalara karşı eleştirel yaklaşılır, bunu bilmiyorum ve Başkan Trump da benzersiz bir fırsata sahip, bunun çözücüsü olarak. Bu yüzden nihayete baktığımız zaman bunun kutlanması gerekiyor. Amerika'da öyle bir liderimiz var ki, dünyanın en güçlü ülkesinin lideri, barış yapan bir insan, savaş çıkaran bir insan değil. Bu da takdir edilesi bir şey ve eleştirilmesi gereken bir şey değil diye düşünüyorum. Buradaki amacımız barışa erişmek. Bu 30 günlük bir ateşkesle olsun, 1 günlük ateşkesle olsun ya da 1 gün içerisinde yapılan bir anlaşma olsun, ne olursa olsun bizim istediğimiz sonuç sadece barış değil, sürdürülebilir bir barış, dayanıklı bir barış. Bizim amacımız bu, biz bunu başarmaya çalışacağız ve elimizden geleni her şekilde yapacağız bunu” dedi.
Gazze’de bugün 100’den fazla Filistinli öldürüldüğü ve Birleşmiş Milletler'den yapılan çağrıda ‘soykırım’ kelimesi kullanıldığı ve Netanyahu hükümetinin savaşı uzatmaya çalıştığı ile ilgili bir suçlama yapıldığına ilişkin düşünceleri sorulan Rubio’ya Hamas'la direkt olarak iletişime geçilmesi konusu da soruldu. Rubio, şu yanıtı verdi:
“Bakın İsrail Başbakanı ile bugün iletişime geçtim. Başkan da iletişimdeydi. Başkan aynı zamanda bugün verdiği bir konuşmada bu konuda açıklama yaptı. Gazzelilerin Hamas'ın altında yaşadıklarından daha fazlasını hak ettiklerini söylediler. Tabi oradaki insanlık durumu sebebiyle üzgünüz. Biz bir plan oluşturduk yardımları ulaştırmak için bölgeye, Hamas tarafından çalınmadan ulaştırılması için. Buna karşı eleştiriler geldi. Eğer daha iyi bir alternatif varsa buna açığız. Ancak Hamas, insanlardan bunu çalmadan yardım göndermemiz gerekiyor. Ve herkesin bu çatışmanın sürekli olarak sona ermesi gerektiğini, istediğini biliyorum. Bu Hamas bir terör örgütü, masum insanları öldürdüler, tecavüz ettiler ve onlar orada oldukları sürece, var oldukları sürece barış olmayacak. Bunlar barışçıl bir grup değil. Bu 7 Ekim'de bilerek korkunç suçlar işlemiş ve bu süreci başlatmış bir grup. Ancak yine de tabii ki de Gazzelilerin yaşadıkları acılara karşı hassasiyetliyiz. Bir plan ortaya koyduk. Bazıları eleştirdi bunu. Ancak Hamas onları çalmadan yardım ulaştırmamız gerekli. Buna yönelik çalışmaya devam edeceğiz. Ve bunu verimli bir şekilde yapmaya çalışacağız.”
Hamas özelinde, aracılar üzerinden bir mesaj gönderilebileceğini de ifade eden Rubio, “Dış Hamas grubu var, iç Hamas grubu var. Bu bir terör örgütü. Bunlar katiller. Hala masum rehineleri tutmaya devam ediyorlar ve hayatını kaybetmiş rehinelerin vücutlarını da, bedenlerini de tutuyorlar. Bu rehineler koşulsuz olarak serbest bırakılmalı. Baştan zaten rehin alınmamalarıydı. Ancak tabii ki de bu bizim pozisyonumuz, dediğimiz gibi ve bu rehinelerin serbest bırakılması için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz ve hayatını kaybetmişlerin de naaşlarını ailelerine ulaştırmaya çalışacağız. Tabii bunu nasıl yapacağımız konusunda detaya girmeyeceğim çünkü bu konuda hasar vermek istemiyorum. Katarlılar, Mısırlılar, Türkler bu konuda dahil bu sürece. Mesaj iletiyorlar. Ve Alexander'ı evine geri götürebildik. Çok mutluyduk bu konuda. Hala geride kalan insanlar, hepsinin serbest bırakılmasını istiyoruz” dedi.
Suriye delegasyonu ile görüşmeleri de değerlendiren Rubio, “Bakın, bu yeni bir ilişki tabii ki, daha birbirimizi 24 saattir tanıyoruz, yeni tanıştık ki bu da barışçıl, istikrarlı bir Suriye istiyoruz. En büyük gelişmelerden biri bu olur bölgedeki uzun zamandır yaşanan en büyük gelişme bu olur ve bunu gerçekleştirmek için elimizden gelen her şeyi yapacağız. Orada yetkililerimiz var. Oradaki yetkililer de bunun milliyetçi bir hareket olduğunu, çoğulcu bir hükümet kurmaya çalıştıklarını ve tüm unsurları, aynı zamanda da komşularıyla, İsrail'de dahil olmak üzere komşularla iyi ilişkileri olmak istediklerini söyledik. Bu yüzden burada bir ara geçiş dönem hükümeti var. Biz de onlara yardım etmeye çalışacağız” diye konuştu.