Kutsal, 1 Ekim Dünya Yaşlılar Günü dolayısıyla AA muhabirine yaptığı açıklamada, 65 yaş üzerine yönelik günün bu yılki temasının "Nesiller boyunca yaşlılar için İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin vaatlerini yerine getirmek" olarak belirlendiğini söyledi.
Güne yönelik etkinlikler kapsamında dünyanın dört bir yanındaki yaşlıların haklarına ve buna yönelik ihlallerin ele alınmasına işaret edileceğini anlatan Kutsal, Madrid Uluslararası Yaşlanma Eylem Planı'nın "dördüncü gözden geçirme ve değerlendirme" sonuçlarına göre kurumlarda, tutumlarda ve uygulamalarda yaşa dayalı ayrımcılığın yaygın olduğunun ortaya konduğunu vurguladı.
Kutsal, "Sistemik ve yapısal engeller, diğerlerinin yanı sıra yaşçı tutumlar, ayrımcı yasalar ve politikalar, yetersiz finansman ve erişilebilirlik ile satın alınabilirlik eksikliği dikkati çekmektedir. Bütün bu olumsuz faktörler nedeniyle yaşlılar için genellikle iş, yaşam standartları, öğrenme olanakları, hizmetlere ve kaynaklara erişim bağlamında çeşitli engeller mevcuttur. Bu durum yaşlıların ihmal, istismar ve ciddi sağlık sorunlarına karşı savunmasızlıklarının artmasına neden olabilir." diye konuştu.
"30 yıl içinde yaşlı insan sayısı iki katından fazla artacak"
Dünyada yaşlı nüfusun her geçen gün arttığına dikkati çeken Kutsal, gelecek 30 yıl içinde, dünya çapındaki yaşlı insan sayısının iki katından fazla artacağının ve 2050'de yaklaşık 1,6 milyar kişiye ulaşacağının tahmin edildiğini söyledi.
Kutsal, şunları kaydetti:
"Yapılan tahminler, küresel düzeyde 2050 yılında her 6 kişiden birinin yaşlı nüfusu oluşturacağını ortaya koymaktadır. Yaşlı bireylerin sayısındaki artışın Kuzey Afrika ve Batı Asya'da yüzde 226 artışla 2019'da 29 milyondan 2050'de 96 milyona çıkması beklenmektedir. En hızlı ikinci artış, 65 yaş ve üstü nüfusun 2019'da 32 milyondan yüzde 218 artışla 2050'de 101 milyona çıkabileceği Sahra Altı Afrika için öngörülmektedir.
Buna karşılık, artışın Avustralya ve Yeni Zelanda'da yüzde 84 ve nüfusun zaten dünyanın diğer bölgelerinden önemli ölçüde daha yaşlı olduğu Avrupa ve Kuzey Amerika'da yüzde 48 ile nispeten daha az olması beklenmektedir."