Türkgün Dünya 7 şiddetindeki deprem 2 ülke arasındaki krizi derinleştirdi: Dıştan ahlaki, içten provokatif

7 şiddetindeki deprem 2 ülke arasındaki krizi derinleştirdi: Dıştan ahlaki, içten provokatif

Fas'ta 8 Eylül Cuma gecesi meydana gelen ve binlerce insanın yaşamına mal olan depremin, Fas-Fransa ilişkilerindeki mevcut krizi daha da derinleştirdiği ifade ediliyor.

Depremin büyüklüğüne rağmen Fas yönetimi, diğer ülkelerden gelecek ekiplerin organizasyonunda sıkıntı olacağı gerekçesiyle uluslararası yardım talebinde bulunmadı.

Ancak Katar, İngiltere, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve İspanya'dan gelen yardım teklifini kabul etti. Fas ile sömürge geçmişi olan Fransa'nın yardım teklifinin kabul edilmemesi ise tartışmalara neden oldu.

- FRANSIZ BASINI, FAS YÖNETİMİNE YÜKLENDİ

Fas'ın yardım teklifini kabul etmemesi Fransız basınında yoğun şekilde eleştirildi.

Gazeteler, "Fas İspanya'nın teklifini kabul ederken Fransanınkini neden geri çevirdi?", "Fas Kralı için siyaset insanlıktan önce geliyor" ve "Fransa'nın insanı yardımlarına hayır. Fransa ve Fas arasındaki anlaşmazlığın nedenleri" gibi manşetler attı.

Fransız Liberation gazetesinin 11 Eylül sayısının ilk sayfasında ise ağlayan Faslı bir depremzedenin fotoğrafının yanında sanki onun ağzından veriliyormuşçasına "Burada sessizce ölüyoruz" şeklinde bir başlık kullanıldı.

Böylece Fas'ın, Fransa yardımları olmadan bu afetin üstesinden gelemeyeceği imajı verilmeye çalışıldı.

- MACRON, HÜKÜMETİ GÖZ ARDI EDİP FAS HALKINA SESLENDİ

Basının yanı sıra siyasetin en üstünden doğrudan Faslılara hitaben yapılan çağrı, iki ülke arasındaki krizin derinleşmesine neden oldu.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, X sosyal medya platformundan yayımladığı bir videoyla Fas halkına seslendi.

Depremin Fas ile beraber Fransa'yı da sarstığını dile getiren Macron, Fas halkının yanında olduklarını ve insani yardım sunmak için ellerinde her türlü imkanın bulunduğunu söyledi.

Bu konuda kararı verecek tarafın Fas Kralı 6. Muhammed ve Fas hükümeti olduğunu bilmesine rağmen Macron'un bu adımı, Fas'ta "sömürge dönemine özlem duyduğu" şeklindeki tepkileri beraberinde getirdi.

- DIŞTAN AHLAKİ, İÇTEN PROVOKATİF HİTAP

Fas'ın kuzeydoğusundaki Vecde kentinde bulunan I. Muhammed Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Öğretim Üyesi Halid Şiyyat, Macron'un yayımladığı videoyla ilgili AA muhabirine değerlendirmede bulundu.

Şiyyat, "Macron'un hitabı biçim açısından provokatifti çünkü yaklaşık 40 milyon Faslıya yaptığı bu çağrıda, sanki oturup konuşacak vakti yokmuş da bir koridorda durup karşısındaki muhatabı küçük gören bir üslupla konuşmaya başlamış izlenimi veriyordu." dedi.

"Macron, Faslılara seslenerek halkın sempatisini kazanmaya çalıştı" şeklindeki yorumlara dair ise Şiyyat, "Macron'un kullandığı üslup, Faslıları, 'depremzedeleri kurtaracak olan Fransa'dır. Onun yokluğu daha fazla can kaybına neden olur' düşüncesine inandırma amacını taşıyordu." ifadelerini kullandı.

Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un, bir ülkenin hükümetini göz ardı ederek halkına seslenmesini haklı çıkaracak hiçbir gerekçesi olmadığını kaydeden Şiyyat, şunları aktardı:

"Fas Kralı ile temas kurmak için diplomatik kanalları kullanmakta başarısız olan Macron çareyi doğrudan halka seslenmekte buldu. Dıştan ahlaki, içten provokatif olan bu çağrıyla Faslıların hükümet karşısında saf tutmasına çalıştı."

- FRANSA'NIN ESKİ SÖMÜRGELERİNE BAKIŞI DEĞİŞMEDİ

"Fransa'nın eski sömürgelerine hala tepeden baktığını ve bu ülkelerin bağımsızlıklarının üzerinden yıllar geçmiş olsa da çok değişmediklerini ve her zaman onun varlığına ihtiyaç duyduklarını düşündüğünü" savunan Şiyyat, şöyle devam etti:

"Fas aldığı tutumla; lojistik, beşeri ve hatta maddi imkanlarının yeterli olduğunu, dış yardımları ihtiyaca göre ve karşılıklı saygı ilkeleri çerçevesinde kabul ettiğini gösterdi. Aslında Fas, Kovid-19 sürecinde doğal afet ve salgınlarla mücadeledeki üstün gücünü gösterdi. O dönem Fransa maske krizi yaşarken Fas, bunları üretip fazlasını da ihraç ediyordu."

Normal şartlarda felaketlerin, diplomasiyi harekete geçirerek krizin tarafları arasındaki uçurumun daralmasını sağladığına işaret eden Şiyyat, Fas-Fransa örneğinde ise bunun tersi olduğunu belirtti.

Şiyyat, iki ülke arasında geçmişten gelen komplike uyuşmazlıklar olduğunu, bu durumun da bugün gelinen durumu etkilediğini vurguladı.

- FRANSA, FAS'IN, YARDIM TEKLİFİNİ GERİ ÇEVİRDİĞİNE İNANAMADI

Faslı siyasi analist Bilal et-Tileydi de Macron'un, Fas'ın Fransa'nın yardımlarını kabul etmemesine gösterdiği tepkiyi, "siyasi diplomasinin ihlali" olarak niteledi.

Macron'un Faslılara seslenişini eleştiren Tileydi, şunları kaydetti:

"Bu seslenişte, basiretsizlik ve karşısındakini küçümseme hakim. Pek çok ülke Fas'a yardım teklifinde bulundu ama bu ülkeler çalışmaların koordine edilmesinin öneminin farkına vardı. Bu tutum, Fransa'nın, geçmişten kalma, 'sömürgelerine tepeden bakma' politikasına dayanıyor."

Tileydi, Fransa'nın, Fas'ın bu afetle başa çıkacak gücü olmadığını düşündüğüne ve 4 ülkenin talebini kabul edip kendisini geri çevirmiş olmasına inanamadığına dikkati çekti.

Fas-Fransa arasındaki krizin yeni olmadığını vurgulayan Tileydi, iki ülke ilişkilerinde gelgitler yaşandığını ancak son krizi besleyen pek çok faktör olduğunu dile getirdi.

- FAS-FRANSA ARASINDA KRİZLERLE GÖLGELENEN İLİŞKİLER

Sömürge geçmişi olan iki ülke arasındaki ilişkiler son yıllarda bir dizi krizle sarsıldı.

Fransa hükümeti 28 Eylül 2021'de yaptığı açıklamada, Fas, Cezayir ve Tunus'un kendi vatandaşlarının ülkeye dönüşleriyle ilgili konsolosluk işlemlerini reddettiklerini gerekçe göstererek, söz konusu ülkelerin vatandaşları için vize şartlarının sıkılaştırıldığını duyurdu.

Ekim 2022'den bu yana da Fas, Paris'e yeni büyükelçi atamadı.

İki ülke arasındaki diğer bir kriz de Pegasus casus yazılım olayında patlak verdi.

Fransa'nın önde gelen medya kuruluşlarının Temmuz 2021'de Fas'ı, İsrailli siber güvenlik şirketi NSO Group tarafından geliştirilen Pegasus casus yazılımını kullanarak kendi vatandaşlarını ve yabancıları dinletmekle suçlaması ilişkilere gölge düşürdü.

Fransa'nın Le Monde, Mediapart ve Radio France yayın kuruluşlarının yaptığı haberlere karşılık, Fas 28 Temmuz 2021'de Fransız yargısına başvurarak bu kuruluşlar aleyhine dava açtı.

Bir diğer kriz, Fas'ın "egemenlik meselesi" olarak gördüğü Batı Sahra sorununda yaşandı.

İspanya 14 Mart 2022'de, eski sömürgesi olan Batı Sahra'daki sorunun çözümü için Fas'ın 2007'de önerdiği "özerklik" teklifini desteklediğini açıklarken, Fransa Batı Sahra meselesinde pozisyonunun değişmediğini ve bu konuda ateşkesi ve Birleşmiş Milletlerin arabuluculuğunu desteklediğini duyurdu.

Fas Kralı 6. Muhammed ise 20 Ağustos 2022'de yaptığı konuşmada, "Batı Sahra sorununun, Fas'ın, dünyaya baktığı bir gözlük ve dostlukların samimiyetini ve ortaklıkların etkinliğini ölçen bir kıstas olduğunu" söyledi. AA

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Türkgün Gündem Bosna Hersek’in sorunun Türkiye çözdü! Kangal Anti-Dron Sistemi teslim edildi

Bosna Hersek’in sorunun Türkiye çözdü! Kangal Anti-Dron Sistemi teslim edildi

Türkiye, Bosna Hersek'e savunma alanında önemli bir destek daha sağladı. ASELSAN tarafından geliştirilen Kangal FPV Anti-Dron Sistemi, Saraybosna’da düzenlenen törenle Bosna Hersek Silahlı Kuvvetlerine hibe edildi.

KAYNAK: İHA

Türkiye’nin Bosna Hersek’e hibe ettiği Kangal FPV Anti-Dron Sistemi, bugün Saraybosna’da gerçekleştirilen törenle Bosna Hersek Silahlı Kuvvetlerine teslim edildi.
 

Türkiye’den Bosna Hersek ordusuna destek geldi. Türkiye Cumhuriyeti Mili Savunma Bakanlığı tarafından Bosna Hersek’e hibe edilen Kangal FPV Anti-Dron Sistemi, bugün Saraybosna’daki "Rajlovac" kışlasında gerçekleştirilen bir törenle resmi olarak Bosna Hersek Silahlı Kuvvetlerine teslim edildi. Teslim tutanaklarını Bosna Hersek adına Savunma Bakanı Zukan Helez, Türkiye Cumhuriyeti adına ise Türkiye’nin Bosna Hersek Askeri Ataşesi Albay Murat Kul imzaladı.

"Bosna Hersek Silahlı Kuvvetlerine ait askeri bölgeler üzerinde izinsiz dron uçuşları gerçekleşiyordu"
 

Savunma Bakanı Helez, törende yaptığı konuşmada Türkiye’den Kangal Anti-Dron Sistemi tedarik etmeye ilişkin adıma karar verme nedenlerine ilişkin konuştu. Helez, "Son dönemde Bosna Hersek Silahlı Kuvvetlerine ait askeri bölgeler ve tesisler üzerinde izinsiz dron uçuşlarının tespit edildiği vakalar artmıştı. Savunma alanında bizim ülkemizden çok daha fazla yatırım yapan birçok ülke, bu soruna karşı etkili bir cevap geliştiremedi. Türkiye, bu sorunun çözümünde bize yardım eli uzatarak bu Anti-Dron sistemini bize hibe etti. Bu sistem, dronları tespit etmek ve etkisiz hale getirmek için en son teknolojileri kullanıyor ve muhtemel saldırılara veya izinsiz uçuşlara karşı tesislerin etkili bir şekilde korunmasını sağlıyor" dedi.

"Türkiye’deki dostlarımıza teşekkür etmek istiyorum"
 

Helez, "Şunu özellikle vurgulamak isterim ki, bu sistem dünyanın en modern Anti-Dron sistemlerinden biridir ve dünyanın herhangi bir ülkesinden havalanan tüm insansız hava araçlarını kontrol altına alabilecek kapasitededir. Bu sayede, dünyada askeri açıdan çok daha güçlü olan birçok ülkenin karşı karşıya olduğu bir sorunu çözmüş olduk. Türkiye’deki dostlarımıza, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, Savunma Bakanı Yaşar Güler’e, büyükelçiye ve askeri ataşeye özellikle teşekkür etmek istiyorum" diye konuştu.

"Türkiye, her zaman Bosna Hersek’in yanında oldu"
 

Türkiye’nin Saraybosna Büyükelçisi Emin Akseki ise, Bosna Hersek’in bağımsızlığını ilan ettiği günden bu yana Türkiye’nin her zaman Bosna Hersek’in yanında olduğunu söyledi. Akseki, "İş birliğimizin geniş yelpazesinde, silahlı kuvvetlerimiz arasındaki yakın askeri ilişkiler önemli yer tutmaktadır. Bosna Hersek Silahlı Kuvvetleri’nin kapasitesini artırmak ve NATO’ya üyelik sürecine destek sağlamak amacıyla askeri personelin eğitimi, araç ve ekipmanların bakımı ile onarımı ve modernizasyon faaliyetlerine verdiğimiz desteği büyük bir memnuniyetle sürdürüyoruz" ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin Bosna Hersek’e askeri alanda sağladığı desteğe vurgu yapan Akseki, "Bosna Hersek ile koparılamaz tarihi bağlarımız var ve Bosna Hersek, bizim için Balkanlar’daki barış ve istikrar açısından son derece önemli bir ülke. Bosna Hersek’in egemenliğine ve toprak bütünlüğüne olan desteğimizi, Barışı Uygulama Konseyi ve EUFOR’daki katılımımızın yanı sıra Bosna Hersek Silahlı Kuvvetlerine sağladığımız destekle de sürdürmeye devam edeceğiz" şeklinde konuştu.

Kangal FPV Anti-Dron sistemi
 

ASELSAN tarafından geliştirilen Kangal FPV Anti-Dron Sistemi, kritik yapıları, askeri alanları ve stratejik açıdan önemli kentsel ve kırsal alanları mini ve mikro dron ve FPV tehditlerine karşı korumak üzere tasarlanan bir sistem olarak öne çıkıyor. Yazılım tabanlı bir karıştırma sistemi olan ve kullanıcı ihtiyaçlarına göre tüm frekans bandı üzerinden programlanabilen sistem, Amerikan GPS, Rus GLONASS, Çin’in BEIDOU ve Avrupa’nın GALILEO gibi tüm başlıca küresel navigasyon sistemlerini etkili biçimde bozma kapasitesine sahip olması nedeniyle tercih ediliyor.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *