Türkgün Dünya ABD: Doha'daki ateşkes görüşmelerine tüm müzakereciler geri dönmeli

ABD: Doha'daki ateşkes görüşmelerine tüm müzakereciler geri dönmeli

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Vedant Patel, Hamas'ın Katar'da yapılacak ateşkes görüşmelerine katılmayacağı yönündeki açıklamasına ilişkin, tüm müzakerecilerin masaya dönmesi ve bu anlaşmayı sonuca bağlaması gerektiğini söyledi.

KAYNAK: AA

Patel, günlük basın toplantısında, Gazze'deki çatışmaları sona erdirmek için Katar'ın başkenti Doha'da yapılması beklenen ateşkes görüşmeleriyle ilgili değerlendirmede bulundu.

Hamas'ın Görüşmelere Katılmayacağı Yönündeki Açıklama

Hamas'ın Doha'daki görüşmelere katılmayacağı yönündeki açıklaması sorulan Patel, "Söyleyebileceğim şey, bu yorumların farkında olduğumuz ve bu görüşmelerin gerektiği gibi ilerlemesini beklediğimizdir ve bizim bakış açımıza göre tüm müzakereciler masaya dönmeli ve bu anlaşmayı sonuca bağlamalıdır." dedi.

Geriye Kalan Rehinelerin Serbest Bırakılması Talebi

"Geriye kalan rehinelerin serbest bırakılmasının zamanı çoktan geldi. Bunlar arasında elbette Amerikan vatandaşları da var." diyen Patel, şu anda masada olan anlaşma kapsamında Gazze halkına "rahatlama sağlanması" gerektiğini ifade etti.

Katar'ın Güvencesi ve Hamas'ın Temsilcileri

Vedant Patel, Katar'ın yarın başlayacak görüşmelerde Hamas adına da temsilcilerin katılacağı yönünde ABD'ye güvence verdiğini hatırlatarak, "Elbette bu konuda söz hakkını onlara bırakacağım." diye konuştu.

Ateşkes Durumu ve Sürecin Geleceği

Detaya girmekten kaçınan Sözcü Yardımcısı, "Kalıcı veya geçici bir ateşkes ve sonuçlar hakkında bir şey söylemek, aktif ve devam eden bir süreç için kesinlikle yardımcı olmaz." ifadesini kullandı.

Ateşkes Görüşmelerinin Planlanan Tarihi

Patel, dünkü basın brifinginde, 15 Ağustos Perşembe günü Doha veya Kahire'de yapılması beklenen Gazze'de ateşkes müzakerelerine İsrail'in katılacağını, aynı şekilde Hamas'ın da katılmasını umduklarını söylemişti.

Ara Bulucuların Çağrısı

ABD, Mısır ve Katar'dan oluşan ara bulucular, 8 Ağustos'ta yayımladıkları ortak açıklamada, Gazze'de ateşkes ve esir takası için 15 Ağustos'ta Kahire veya Doha'da müzakerelere yeniden başlanması için İsrail ve Hamas'a çağrı yapmıştı.

Hamas'ın Tepkisi

Hamas, çağrıya verdiği cevapta şu ifadeyi kullanmıştı: "Gerek biz gerekse Mısır ve Katarlı ara bulucular, İsrail'in ve Binyamin Netanyahu hükümetinin niyetini ve tavrını biliyoruz. Buna rağmen son öneriye olumlu yaklaştık ancak İsrail, bu öneriyle ilgili müzakere süreci boyunca ortaya atılmayan yeni şartlar öne sürdü."

Biden'in Ateşkes Planı ve Netanyahu'nun Şartları

ABD Başkanı Joe Biden 31 Mayıs'ta İsrail'in önerisi olduğunun altını çizdiği 3 aşamalı ateşkes planını açıklamıştı. Plan, kısaca kalıcı ateşkesi, İsrail'in Gazze'nin tamamından çekilmesini, rehinelerin ve tutukluların karşılıklı salıverilmesini, yerlerinden edilen Filistinlilerin Gazze'ye geri dönüşünü, insani yardımların kesintisiz ve yeterli düzeyde ulaştırılmasını ve Gazze'nin yeniden imarını içeriyordu.

Yarınki Görüşmelere Katılacak İsimler

Yarın Doha'da yapılacak müzakerelere, Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani, ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı Direktörü William Burns, Mısır İstihbarat Şefi Abbas Kamil ve İsrail Dış İstihbarat Servisi Mossad Direktörü David Barnea'nın katılacağı belirtiliyor.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Türkgün Başyazı Amedspor ve Türk bayrağı

Amedspor ve Türk bayrağı

Kaynak: Yıldıray Çiçek

• 1972–1985: Melikahmet Turanspor
• 1985–1990: Melikahmetspor
• 1990–1993: Diyarbakır Belediyespor
• 1993–1999: Diyarbakır Büyükşehir Belediyespor
• 1999–2010: Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi DİSKİspor
• 2010–2015: Diyarbakır Büyükşehir Belediyespor
• 2015–günümüz: Amed Sportif Faaliyetler

Görüldüğü gibi, kulübün zaman içerisindeki isim değişimleri bir dönüşüm sürecine işaret etmektedir. Turanspor’dan Amedspor’a uzanan bu yolculuk, yalnızca bir isim değişikliği değil; aynı zamanda kimlik ve duruş bakımından da farklı bir çizgiyi yansıtmaktadır. Ancak gelinen noktada, maalesef provokasyon ve tahriklere dönüşen bir çark hâlini almıştır.

Amedspor, Diyarbakır’daki bir spor kulübü olarak yalnızca sportif faaliyetleriyle anılmak yerine, bu ismi aldığı günden itibaren kamuoyunda sürekli olarak bölücü tartışmaların odağı hâline gelmiştir. Maçlarında İstiklal Marşı’nın ıslıklanması, bölücü sembollerin dalgalandırılması ve terörizmle ilişkilendirilen simgelerle poz veren futbolcular gibi olaylar, kulübün bölücülükle anılmasına neden olmaktadır. Bu nedenle, hem kendi sahasında hem de deplasmanlarda oynadığı maçlarda sürekli gerginlikler yaşanmaktadır.

Nitekim Amedspor, MKE Ankaragücü maçı öncesinde de bir tahrik unsuruna başvurmuştur. Kulübün resmî sosyal medya hesabından paylaşılan “Maça Doğru” temalı görselde, Ankara Kalesi üzerinde dalgalanan Türk bayrağı, görselde Amedsporlu futbolcunun tam o noktaya yerleştirilmesiyle örtülmüş ve görünmez hâle getirilmiştir. Bu durum, kamuoyunda büyük tepkiye yol açmıştır. Özellikle millî konularda oldukça hassas olan Ankaragücü taraftarlarının karşılayacağı bir maç öncesinde böyle bir paylaşım yapılması, provokasyondan başka bir anlam taşımamaktadır.

Sosyal medyada oluşan yoğun tepkiler üzerine Amedspor, “Bayrağın futbolcumuzun arkasında kalmasının tamamen tasarımsal yerleşimden kaynaklandığı açıkça görülecektir” açıklamasını yapmak zorunda kalmıştır. Ancak “bayrağımız” demeye dahi çekinen Amedspor’un ne formasında ne de sosyal medya hesaplarında Türk bayrağına yer verilmektedir. Ayrıca, millî bayramlara ilişkin tek bir paylaşımda dahi bulunmamaktadır. Bu durum, Ankara Kalesi’ndeki Türk bayrağı görselinin kaldırılmasına dair yapılan savunmayı da geçersiz kılmaktadır. Zira bugüne kadar Türk bayrağına yönelik herhangi bir hassasiyet göstermemişlerdir.

“Terörsüz Türkiye” yolunda ciddi adımlar atılırken ve iç cepheyi Türk bayrağı altında güçlendirmeyi hedefleyen çağrılar yapılırken, bu tür tahrikler ve provokasyonlar yalnızca Türkiye düşmanlarının işine yaramaktadır.

Logosunda kalp içinde Türk bayrağı bulunan Türkiye Futbol Federasyonu’na bağlı olarak sportif faaliyetlerini sürdüren Amedspor’un yalnızca geçmiş sicili değil; adının kullanılış biçimi dahi bölücülüğe hizmet edecek şekilde araçsallaştırılmaktadır.

DEM Partisi’nin Türkiye partisi olma yolunda bir siyasi güzergâha girdiği bir dönemde, Amedspor’un bağlılık gösterdiği terör örgütü PKK’nın kurucusu Abdullah Öcalan dahi, “Ayrı ulus-devlet, federasyon, idari özerklik ve kültüralist çözümler, tarihsel toplum sosyolojisine cevap olamamaktadır” açıklamasında bulunmuş; kendi kurduğu örgüte “Devlet ve toplumla bütünleşme için kongrenizi toplayın ve karar alın; tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmelidir” çağrısını yapmıştır.

Bu durumda Amedspor, toplumda gerginlik yaratacak provokasyonları kim adına ve ne amaçla yapmaktadır?

Madem Amedspor, Ankara Kalesi görselindeki Türk bayrağının kaldırılmasının bilinçli bir tercih olmadığını savunuyor, o hâlde bu iddiasını somut bir adımla güçlendirmelidir. Ankaragücü maçına elinde Türk bayrağıyla ya da formasında Türk bayrağı logosuyla çıkarak hem oluşan gerginliği sona erdirebilir hem de geçmişteki siciline sünger çekebilir.

Peki, Amedspor bunu yapabilir mi? Yoksa spor maskeli provokasyonlarına ve tahriklerine devam mı edecek?

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *