Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Antalya'da ikili ve heyetler arası görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Maas, Türkiye'deki orman yangınlarında can kayıpları nedeniyle Çavuşoğlu'na başsağlığını yinelemek istediğini belirterek, "Türkiye'nin son haftalarda Kabil havaalanında gerçekleştirdiği çabalar için tekrar teşekkür ediyorum. Türkiye burada güvenlik açısından sağladığı tedbirleriyle tahliye uçuşlarının gerçekleşebilmesine önemli katkı sağladı. Geçtiğimiz perşembe günü yaşanan feci saldırılar karşısında bu çabaların son derece zor koşullarda yapıldığını görüyoruz. Afgan siviller ve Amerikan askerleri burada hayatlarıyla bunun bedelini ödediler. Yakınlarına başsağlığı dilemek istiyorum." ifadelerini kullandı.
"Biz de Taliban ile görüşmek durumundayız"
Yeni bir sürece girildiğini belirten Maas, halen Afganistan'da Alman vatandaşlarının ve yerel personellerinin bulunduğunu, Almanya olarak onları kabul edeceklerini, bu kişilerin Almanya'ya gelebilmesi için çaba harcamak istediklerini söyledi.
Maas, son günlerde insanların Kabil'den hava yoluyla ayrılmaları için Kabil havaalanının tadilat görmesi gerektiğini belirterek, "Türkiye'ye Kabil havaalanını işletilmeyi önerdiği için müteşekkiriz çünkü havaalanının sivil kısmı tahrip edildi. Taliban'dan güvenliği sağlaması yönünde vaatte bulunmasını istiyoruz. Biz de Taliban ile birlikte görüşmek durumundayız. Havaalanının işletilmesini istiyorlar. Biz hem maddi hem de teknik olarak burada katkıda bulunmaya hazırız." diye konuştu.
Alman vatandaşların ve Alman kurumları için çalışmış yerel personelin tahliyesi için havaalanını kullanmak istediklerini vurgulayan Maas, kara yoluyla tahliyeler için Tacikistan, Özbekistan ve Pakistan'a da ziyaretler gerçekleştireceğini belirtti. Maas, göç akımının bu ülkeler üzerinden ilerleyeceğini düşündüğünü söyledi.
Maas, "Göç hareketinin artacağını düşünüyoruz. Biz bu kara yoluyla tahliye yolunu Taliban ile birlikte müzakere etmeliyiz. Böylece bu yola çıkan insanların güvenli bir şekilde ülkeden ayrılabilmesini sağlamalıyız. Bu amaçla bölgede görüşmelerde bulunacağım." dedi.
Önemli konularda mevkidaşı Çavuşoğlu ile hemfikir olduğunu kaydeden Maas, bölgedeki sorunlara karşı Almanya'nın yapıcı ve aktif bir katkıda bulunmaya hazır olduğunu, Türkiye'ye bu aşamaya kadar bulunduğu katkılar için müteşekkir olduğunu vurguladı.
Maas toplantının soru cevap bölümünde Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Kabil için koruma bölgesi önermesine değinerek, şunları kaydetti:
"Tabii ki biz de Sayın Macron'un önerisi konusunda Fransız partnerlerimiz ile görüşmeleri sürdürüyoruz. Tabii ki bu önerinin de amacı bu: Kabil havaalanı etrafında güvenliği sağlamak. Bunu Birleşmiş Milletlerle mi yaparız yoksa zaten orada olan partnerlerle mi? Çünkü onların zaten Taliban ile direkt iletişim kanalları var. Buna bakmak lazım. Sonunda zannediyorum ki oradaki taraflarla gerçekleştirilebilecek şey yapılacaktır. Yani bir koruma bölgesi mi yoksa şu anda sorumluluk taşıyan taraf olan ülkelerle mi? Bu daha sonra belli olacaktır."
"Biz, bu insanları Almanya'da kabul etmeye hazırız"
Maas, Afganistan'dan tahliye edilecek Alman vatandaşı ve yerel personellere de değinerek "10 binden fazla yerel personel var ve yine korunmaya muhtaç 10 bini aşkın insan var. Yani bizim kabul ettiğimiz insanlar var bu sayıda ve bu insanlar için elimizden geleni yapacağız. Çünkü bu insanlar için Almanya'da komşu ülkelerle Türkiye ile birlikte yasal olarak ülkeden çıkma yolları arıyoruz. Biz, bu insanları Almanya'da kabul etmeye hazırız. Şu anda onlarla ilgileniyoruz." dedi.
Çavuşoğlu ile görüşmesinde Alman ve Afgan vatandaşların Afganistan'dan çıkarılırken Türkiye'den yardım talep edilmesi konusuna yönelik ise "Biz bugün çok yoğun bir şekilde, söz konusu kişi ve grubu yani Alman vatandaşı yerel personeli ve korumaya muhtaç kişileri ele aldık. Türkiye, (Kabil) havaalanındaki faaliyetleriyle (tahliyelere) önemli bir katkıda bulunuyor. " diye konuştu.
Maas sözlerine şöyle devam etti:
"Biz ilke olarak çabalarımızla olası bir insani felaketi engellemek istiyoruz. Yani bizim Afganistan'da da insani yardımda bulunmamız gerekiyor ki artık insanlar aç kaldıkları için bu ülkeyi terk etmek zorunda olmasınlar ve komşu ülkelere ve biraz önce değindiğim ziyaretimi kapsayacak olan bu ülkeleri göç akımı konusunda desteklemek istiyoruz. Alman hükümeti nezdinde de bu konuda kararlıyız, bölgedeki insanların desteklenmesi için 100 milyon avroyu Birleşmiş Milletler Mülteciler Komisyonu'na sağlamak istiyoruz. Hedefimiz korumaya muhtaç insanları, tespit ettiğimiz yerel personeli Almanya'da kabul etmeye hazırız ve bundan sonra olabilecek göç akımı açısından da komşu ülkelerde koşullar sağlamak istiyoruz ve en önemlisi tabii ki Afganistan'da yaşam koşullarını destekleyip bu göç akımını önceden engellemek asıl amacımız."