Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron öncülüğünde, Müslüman Fransızların hedefe konulduğu ülkede, polisin camilere ve Müslümanlara ait derneklere yaptığı baskınlarla, yabancı kökenli vatandaşlara yönelik ayrımcı ve şiddet içeren tutumunda da artış görülüyor.
Fransa'nın Grand-Est bölgesine bağlı Charleville Meziers semtinde yaşayan iki Türk genç kız, polis şiddetine maruz kalan yabancı kökenli vatandaşlardan sadece birkaçı.
Genç kızlardan Hatice Bayezit, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 17 Ekim Pazar günü akşama doğru kuzeni Sevim Kocatürk ile yemeğe çıktıkları sırada polisin kendilerini trafik kontrolü için durdurduğunu ifade etti.
Polisin kimlik kartlarını istediğini ancak kimlikleri üzerlerinde olmadığı için aradıkları Sevim Kocatürk'ün annesinin kimlikler ve aracın evraklarını getirdiğini aktaran Bayezit, polisin kendi kimlik kartının fotoğrafını çektiğini, kuzeninin kimliğini görünce ise "Ben bu aileyi tanıyorum." diyerek Sevim'in erkek kardeşinden bahsetmeye başladığını söyledi.
Bayezit, kuzeni Sevim'in, polisin erkek kardeşinden ulu orta bahsetmesinden rahatsız olduğunu, polise sinirlenerek, "Arabayı kardeşim değil ben kullanıyorum, evrakları burada, kimliğim de burada. Özel ve geçmiş bir konu, niye bundan bahsediyorsunuz?" dediğini dile getirdi.
Polisin, aracın teknik kontrolü yapılmadığı için hurdaya çekileceğini söylemesi üzerine tepki gösterdiklerini anlatan Bayezit, polisin kuzenine ve kendisine "Çeneni kapat" diye bağırdığını aktardı.
Bayezit, olay yerine halasıyla gelen ve Fransızcası çok iyi olmayan eniştesinin, aracın sadece teknik kontrol vakti geçtiği için neden hurdaya çıkacağını sorduğunda, polisin Fransa'nın kurallarından bahsettiğini, eniştesinin de "Madem ki kurallardan bahsediyorsunuz, neden hiçbirinizde maske yok?" dediğini belirtti.
Fransada iki Türk genç kıza polis şiddeti
O sırada polislerden birinin üzerine yürümeye başladığını aktaran Bayezit, "Ellerimi uzattım ve durdurdum, daha fazla yaklaşmaması için. Polise, 'Maskeniz yok, aramızda 1,5 metre mesafe olmalı.' dedim. Bunu dediğim an kolumu tuttu ve sert şekilde iteledi. Elimdeki cüzdan yere düştü, almak için eğilince bana bağıran diğer polis geldi, montumdan tutarak beni yukarı kaldırdı ve bağırarak yere fırlattı." diye konuştu.
Bayezit, dövülmekten korkarak kalkmaya çalıştığını ancak polisin kendisini kaldırmaya gelen Sevim'e göz yaşartıcı gaz sıktığını, gazın kendi gözüne de geldiğini kaydetti.
"Ağlamaya başladım, montum çok kötü yırtılmıştı, polise bağırdım, 'Siz adam mısınız, kadına böyle davranılmaz, vurulmaz, mutlu musunuz yaptığınızdan' dedim, 'Evet' dedi gülerek." şeklinde konuşan Bayezit, polisin olanları videoya almak isteyen halasının telefonunu elinden alarak yere fırlattığını, halasının kafasına vurduğunu ve kolunu arkasından tutarak arabaya çarptığını aktardı.
"Burası senin ülken değil"
Bayezit, Daha önce bölgelerinde böyle olayların yaşanmadığını belirterek, "Bir ara kurallardan bahsederken, polislerden biri Sevim'e 'Burası senin ülken değil, kuralları bilemezsin' dedi." ifadesini kullandı.
O sırada olay yerine gelen abisinin "Kardeşimi ağlattınız, yaptığınızdan memnun musunuz?" dediğini polislerinse "Evet, bu bizim işimiz." şeklinde cevap verdiğini aktaran Bayezit, araçlarına tekrar binmeden önce yanlarına yabancı kökenli Fransız vatandaşı olduğunu tahmin ettikleri bir adam gelerek, tüm olaya şahit olduğunu ve olanları videoya çektiğini söylediğini anlattı.
Bayezit, çenesinde kanama, dirsek ile diz kapağında yara ve ağrı olduğunu, aradıkları avukatın yönlendirmesiyle hastaneden darp raporu alıp şikayette bulunduklarını ifade etti.
Emniyete gittiklerinde sıra olmamasına rağmen yaklaşık 2 saat bekletildiklerini dile getiren Bayezit, "Polisler, önce benim ittiğimi iddia ediyor. Ben polisi itmedim, sosyal mesafeyi korumak için kolumu uzatarak durdurdum. Şikayetten vazgeçirmek için aracımın arkasında yeni ehliyet alanların aracın arkasında bulundurduğu yazının olmadığı gibi başka meseleleri öne sürüyorlar. Bizi durdurduklarında kemerimiz bile takılı değildi, ama onun için ceza bile kesmediler ki biz suçumuzu kabul ediyoruz." ifadesini kullandı.
"Destek bekliyoruz"
Bayezit, işletme okuduğunu ve 3 yıl önce bitirme tezinin parçası olarak hastanelerdeki çocuklara ve bakım evindeki yaşlılara yardım eden "Kararlı Kalpler" (Coeurs Determines) adında bir dernek kurduğunu aktardı.
Çocuklara tekerlekli sandalyeler ulaştırdığını, Noel zamanında hediyeler aldığını, onlarla vakit geçirdiğini, yaşlılara hediyeler götürdüğünü anlatan Bayezit, Fransa’da her zaman toplum yararı için çalıştığını dile getirdi.
Genç kız, "Bu olayda haklı olduğumuz halde sonuç bulamıyoruz. Türk toplumundan, kardeşlerimizden bize destek olmalarını istiyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız (Recep Tayyip Erdoğan) ve Büyükelçimiz birçok kez bizim gibi gurbetçilerin sesini duydu, bizim de sesimizi duymalarını istiyoruz." diye konuştu.
UBER şoförü kaydetti
AA muhabirinin ulaştığı polis merkezinden yetkililer, olayın soruşturulduğunu ve konuyla ilgili hiçbir açıklamada bulunamayacaklarını belirtti.
Yaşananların bir kısmını cep telefonuyla kaydeden ve güvenlik gerekçesiyle soyadının paylaşılmasını istemeyen Uber sürücüsü Zohir de AA muhabirine yaptığı açıklamada, müşterisini beklerken polislerin genç kızlara bağırmasına şahit olduğunu söyledi.
Olayın şiddetleneceğini düşünemediğinden önce video kaydı almadığını ifade eden Zohir, "Polisin itelediği anne yere düştü. Kızlar da polise 'Buna hakkınız yok, niye itiyorsunuz' dedi. Bir polis, annesini kaldırmaya çalışan kızı montundan tutarak kaldırdı, elbisesini yırttı. Annesini de arabanın arkasına sürükledi." dedi.
Zohir, olay yerine gelen babanın kendilerini maske konusunda uyardığı polisin, adamı "Sen bu ülkenin vatandaşı değilsin, buranın kurallarını bilemezsin. Fransızca konuşmayı bilmiyorsun." şeklinde azarladığını aktardı.
Olayın alevlenmesiyle cep telefonuyla kayıt almaya başladığını dile getiren Zohir, polisin orantısız güç kullandığının altını çizdi.