Ermenistan'ın Azerbaycan topraklarına yönelik saldırılarına ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan uzmanlar, Azerbaycan'ın uluslararası hukuka göre karşılık verdiğini vurguladı.
Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Hukuk Fakültesi Milletlerarası Hukuk Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yücel Acer, 1993 yılı içerisinde BM Güvenlik Konseyi'nin aldığı dört ayrı kararla Ermenistan’a işgal ettiği topraklardan çekilmesi ve Karabağ’daki Ermeni gruplara tesir ederek BM kararlarına uymalarını sağlaması çağrısında bulunduğunu hatırlattı. Günümüze kadar ne BM çağrılarının ne de Minsk Grubu'nun sürdürdüğü görüşmelerin sonuç verdiğini belirten Prof. Dr. Acer, "Azerbaycan'ın işgal atındaki toprakları ile ilgili hukuksuz durum çözülmüyor. Ayrıca işgal sonrası yerinden olan yüzbinlerce insan, bu hukuksuz durum nedeniyle yurtlarına dönemiyor." dedi.
Devletlerin meşru müdafaa hakkını düzenleyen BM Antlaşması’nın 51. maddesini anımsatan Prof. Dr. Acer, şu değerlendirmede bulundu:
"Bir ateşkes anlaşması olması ve bir görüşme sürecinin devam ediyor olması durumunda dahi, şayet Ermenistan silahlı saldırı gerçekleştirirse Azerbaycan’ın hukuken meşru müdafaa hakkı oluşur ve bu hak bütün işgal altındaki toprakların kurtarılmasına kadar devam edebilir. Burada Azerbaycan’ın gerçekleştirdiği mevcut silahlı müdafaayı durdurabilecek yegane hukuki unsur, BM Güvenlik Konseyi’nin gerekli tedbirleri alması olabilir."
- "Bakü hukuki olarak meşru müdafaa hakkını kullanıyor"
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Uluslararası Hukuk Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Selami Kuran, uluslararası hukuka göre işgal altında kabul edilen Dağlık Karabağ'ın Azerbaycan'a iade edilmesi noktasında AGİT Minsk Grubu'nun 30 yıldır hiçbir somut adım atmadığını söyledi.
BM Güvenlik Konseyi'nin 1993 yılından itibaren olaya müdahil olduğunu aktaran Prof. Dr. Kuran, "BMGK'den 7-8 ay içinde Ermenistan'ı kınayan 4 karar çıktı. Oysa bu kınamanın ötesine geçilseydi, Ermenistan'a yönelik siyasi, askeri bir yaptırım veya ekonomik ambargo bir uygulanmış olsaydı ki BMGK'nin 31, 40, 41. maddelerinde bu yaptırım şartı var. Ermenistan'ın bu işgaline son verilmiş olacaktı. Ama bunu yapmadılar. Ermenistan'ın işgaline göz yumdular, geçiştirdiler." diye konuştu.
30 yıldır 'ateşkes' mesajları vererek barışçıl yollara davet etmenin artık sorunu çözmediğini vurgulayan Prof. Dr. Kuran, şöyle devam etti:
"BM'nin görevi kınamak, ateşkes mesajı vermek değil. Bir türlü yaptırım kararı aşamasına geçemiyor, kuru siyasi birtakım açıklamalarla işin içinden çıkmaya çalışıyor. Uluslararası hukuku aleni bir şekilde çiğneyen, ihlal eden Ermenistan da bundan cesaret alıyor. Dolayısıyla Azerbaycan, şu anda işgalci Ermenistan'a uluslararası hukuka uygun bir şekilde cevap veriyor, meşru müdafaa hakkını kullanıyor, kendi göbeğini kendi kesiyor."
Prof. Dr. Kuran, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Uluslararası hukuka göre Dağlık Karabağ'ın işgali Azerbaycan'ın ülkesel bütünlüğüne ve siyasal bağımsızlığına yönelik haksız bir saldırıdır. BM'nin 51. maddesine göre Azerbaycan kaybettiği toprakları geri alma hakkına sahiptir. Bakü şu anda hukuki olarak meşru müdafaa hakkını kullanıyor. Muvaffak olacağına dair inancımız da sağlamdır."
- "Ermenistan uluslararası hukuku çiğneyerek daha fazla ileri gidemez"
İstanbul Kültür Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Köni, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetlerin (SSCB) dağılma sürecinde Kafkasları kaybetme telaşına giren Rusya'nın bütün Karadeniz ve Hazar Denizi hattını elinde tutabilmek için Ermenistan'a siyasi ve askeri olarak büyük destek verdiğini aktardı. Dağlık Karabağ'ın uluslararası normlara göre statüsünün tartışmalı olduğunu kaydeden Prof. Dr. Köni, şu bilgileri paylaştı:
"Ermenistan'ın, Dağlık Karabağ'da yaşayan soydaşlarının “self-determinasyon” (kendi kaderini tayin) hakkını kullanarak bağımsız devlet olmayı seçtiklerine dair iddiaları tarihe ve uluslararası hukuka aykırı. Bir ülke içindeki azınlığın devletler hukukuna göre ayrılarak devlet kurma hakkı yoktur. Anayasaya bir madde konulur, genel bir referandum yapılır ancak o zaman ayrılık olur. Dağlık Karabağ Azerbaycan'a ait topraklardır ve Ermenistan tarafından işgal edilmiştir."
AGİT Minsk Grubu'nun Dağlık Karabağ sorunun çözümünde Rusya tarafından işlevsiz hale getirildiğini vurgulayan Prof. Dr. Koni, şunları söyledi:
"Ermenistan'ın saldırılarını sürdürmesi durumunda Azerbaycan, Dağlık Karabağ'ı geri almak için uluslararası hukuka dayalı tüm haklarını kullanacaktır. Meşru müdafaa hakkı doğuyor çünkü. Böyle bir durumda başka güçlerin devreye girme tehlikesi de var tabii. Dolayısıyla ben bu konunun bir süre daha barışçıl görüşmelerle sürüncemede bırakılması gerektiğini düşünüyorum."
- "Azerbaycan kaybettiği toprakları yeniden alabilir"
Uluslararası Hukuk Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Haluk Kabaalioğlu, Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki gerilim tartışılırken Azerbaycan'ın topraklarının bir kısmının uluslararası hukuka göre işgal altında olduğunun özellikle vurgulanması gerektiğine dikkati çekti.
1991-1993 yıllarında, Ermenistan tarafından işgal edilen Dağlık Karabağ'dan bir milyon insanın başka bölgelere kaçmak zorunda kaldığını birçoğunun ise Ermenistan tarafından öldürüldüğü bilgisini paylaşan Prof. Dr. Kabaalioğlu, şunları kaydetti:
"Uluslararası arenada bunlar hala görmezlikten geliniyor. Son saldırılara Azerbaycan'ın karşılık vermesi, egemen ve toprakları işgal edilmiş bir devlet olarak BM Güvenlik Konseyi'nin kararına binaen kendi meşru müdafaa hakkını kullanmasıdır. Bu hak doğrultusunda Azerbaycan kaybettiği toprakları yeniden alabilir."