Türkgün Dünya
Deyrizor'da PKK/YPG'li teröristlerin saldırısında 10 sivil öldü
Deyrizor'da PKK/YPG'li teröristlerin saldırısında 10 sivil öldü
Deyrizor'da, terör örgütü PKK/YPG tarafından düzenlenen saldırı sonucunda 10 sivil hayatını kaybetti. Saldırıda, bölgede yaşayan Arap aşiretlerinin dikkat çektiği belirtiliyor.
Suriye'nin Deyrizor il merkezinde rejim güçlerinden kaçarak çatışmaların ardından kente sızan teröristler, PKK/YPG'li gruplar tarafından gerçekleştirilen saldırılarda 10 sivilin hayatını kaybetmesine neden oldu.
Teröristlerin Sivillere Saldırısı
PKK/YPG'li teröristlerin kent merkezindeki sivillere yönelik saldırı anı, sosyal medyada paylaşılan görüntülerle ortaya çıktı. Sivillerin cami minaresinden ateş açıldığı sırada kanlar içinde kaldığı belirtildi.
Deyrizor'un Önemi
Şam'ın kuşatılması sonrasında rejimi deviren gruplar ve Deyrizorlu aşiret güçleri, PKK/YPG'yi kentten uzaklaştırmıştı. Böylece, bölgede kontrol sağlanmış ve İran destekli gruplar baskı altına alınmıştı.
Suriye'deki Gelişmeler
27 Kasım'da başlayan çatışmalar, rejim karşıtı grupların üstünlük kurduğu bir döneme işaret ediyordu. Suriye Milli Ordusu'nun yürüttüğü operasyonlar sonucunda PKK/YPG'nin kontrolündeki bölgeler temizlenmeye devam ediyordu.
Çatışmaların yoğunlaştığı Suriye'de, Beşşar Esed rejiminin çöküşü ve başkent Şam'ın kontrolünün kaybedilmesi, ülkenin yeniden şekillenmeye başladığının işaretiydi. Sivil halkın da desteğiyle rejime karşı mücadele hız kazanmıştı.
Özgürlük Şafağı Operasyonu
Suriye Milli Ordusu tarafından başlatılan Özgürlük Şafağı Operasyonu, PKK/YPG'nin kontrolündeki bölgelerin temizlenmesi amacıyla gerçekleştiriliyordu. Münbiç ilçesinin kurtarılmasıyla bölgedeki terör tehdidi önemli ölçüde azalmıştı.
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Deyrizor'da PKK/YPG'li teröristlerin saldırısında 10 sivil öldü - Türkgün - Türkçe Düşün | Son Dakika Haberleri, Güncel Haberlerhttps://www.turkgun.com/dunya/deyrizorda-pkkypgli-teroristlerin-saldirisinda-10-sivil-oldu/257277
Türkgün Gündem
Türk edebiyatının üstadı, dava adamı: Necip Fazıl Kısakürek
Türk edebiyatının üstadı, dava adamı: Necip Fazıl Kısakürek
Türk edebiyatının önde gelen isimlerinden biri olan Necip Fazıl Kısakürek, "üstat" unvanıyla tanınmakta ve Baki'den sonra kendisine verilen "Sultanu'ş Şuara" unvanıyla dikkat çekmektedir. Şair, yazar ve düşünür olarak Türk düşünce dünyasında önemli bir etki yaratan Kısakürek, eserleriyle zihinlerde silinmez izler bırakmıştır.
Necip Fazıl Kısakürek, 26 Mayıs 1904'te dünyaya geldi. Babası hukukçu Abdülbaki Fazıl Bey, annesi Girit muhaciri bir ailenin kızı olan Mediha Hanım’dır.
Dedesi ve büyükannesinin etkisiyle okuma aşkı gelişti
Çocukluğunu ise dönemin hakimlerinden büyükbabası Mehmet Hilmi Bey'in konağında geçirdi.
Okumayı 5-6 yaşlarındayken dedesinden öğrendi. Büyükannesi Zafer Hanım'ın da etkisiyle okuma aşkıyla tanıştı.
Mahalle Mektebinde başladığı öğrenimine, Fransız Papaz, Amerikan Koleji ve Rehber-i İttihad okullarında devam etti. İlkokulu ise Heybeliada Numune Mektebinde tamamladı.
1916 yılında Yahya Kemal ve Hamdullah Suphi Tanrıöver'in de öğretmenlik yaptığı Mekteb-i Fünun-u Bahriye-i Şahane'ye (Deniz Harp Okulu) girdi.
Edebiyata merak duydu
Öğrencilik yıllarında şiirle ilgilenmeye başlayan Kısakürek, "Nihal" adında haftalık bir dergi çıkarmaya başladı.
Kısakürek, şair Nazım Hikmet Ran ile aynı okulda eğitim gördü. Lord Byron, Oscar Wilde, Shakespeare gibi önemli batılı yazarların eserlerini orijinal dilinde okudu.
1921’de, Ahmet Haşim, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Faruk Nafiz, Ahmed Kudsi gibi edebiyatçılarla tanıştığı Darülfünun Edebiyat Medresesi Felsefe Bölümüne girdi.
Kısakürek’in ilk şiirleri, Ziya Gökalp'in kurduğu, Yakup Kadri ve arkadaşlarının çıkardığı Yeni Mecmua dergisinde yayımlandı.
1924’te Maarif Vekaletinin açtığı sınavı kazandı, Milli Eğitim Bakanlığı bursuyla 20 yaşında Paris'e gitme imkanı buldu.
"Kaldırımlar" şiirini yayımladı
İstanbul'a döndüğü 1925'te, ilk şiir kitabı "Örümcek Ağı"nı, 1928'de ise "Kaldırımlar"ı yayımladı. Kaldırımlar şiiri, okurların hayranlığını kazandı.
Abdülhakim Arvasi ile 1934'te tanışan usta edebiyatçı, bu tarihi kendisi için bir milat kabul etti. Bu tarihten sonra da eserlerinde tasavvufi düşüncenin izleri görülmeye başlandı.
"Benim efendim
Ben sana bendim
Bir üfledin de
Yıkıldı bendim."
Tohum ve Bir Adam Yaratmak sahneyle buluştu
1935'te yazdığı "Tohum" ile "Bir Adam Yaratmak" eserleri, Muhsin Ertuğrul tarafından İstanbul Şehir Tiyatroları'nda sahneyle buluşturuldu.
İslamcılık ve Türklük vurgusunun ön planda olduğu Tohum, sanat çevrelerinden büyük ilgi gördü. Bir Adam Yaratmak ise 1937 yılında sahnelendi.
Usta edebiyatçının 1936'da Celal Bayar’ın temin ettiği ilanlar yardımıyla çıkardığı ve 16 sayı sürdürdüğü "Ağaç" Mecmuası, dönemin önde gelen entelektüellerini çatısı altında topladı.
"Büyük Doğu Dergisi" okuyucuyla buluştu
Kısakürek, 1938'de yeni bir milli marş yazılması için Ulus gazetesinin açtığı yarışmada kendisine yapılan teklifi kabul etti, yarışmadan vazgeçilmesi şartını öne sürdü.
İsteği kabul gören Kısakürek, "Büyük Doğu Marşı" şiirini yazdı. Şiire verdiği "Büyük Doğu" adı, daha sonra çıkaracağı derginin de adı oldu.
1934'te yaşadığı buhranlı dönemini anlattığı "Çile" şiiri ise 1939 yılında okuyucuyla buluştu.
Şair, 1941’de Fatma Neslihan Baban ile evlendi. Mehmed, Ömer, Ayşe, Osman ve Zeynep isimli çocukları dünyaya geldi.
Büyük Doğu dergisinin ilk sayısı ise 17 Eylül 1943’te yayımlandı. Dergi, İslami değerleri öne çıkarmasıyla dikkat çekti.
Başlangıçta dönemin ünlü isimlerinin yazılarına yer verilen dergide, Necip Fazıl'ın takma isimlerle de yazıları yayımlandı. O takma isimler ise şöyleydi:
“Adıdeğmez, İstanbul Çocuğu, BÜYÜK DOĞU, Fa, Tenkitçi, N.F.K., Ne-Mu, Ahmet Abdülbaki, Abdinin Kölesi, Bankacı, Be-De, Dilci, İstanbullu, Muhbir.”
Dergi kapatıldı, Necip Fazıl tutuklandı
Bakanlar Kurulu kararıyla 1944'te kapatılan dergi, 1945'te yeniden yayımlanmaya başlarken, 1 yıl sonra yine kapatıldı.
Dergi, 1947'de yeniden okuyucuyla buluştu fakat kısa süre sonra mahkeme kararıyla kapatıldı ve Necip Fazıl Kısakürek tutuklandı.
Derginin sahibi görünen eşi Neslihan Hanım ile "Padişahlık propagandası yapmak-Türklüğe ve Türk milletine hakaret" etmekten yargılanan şair, bir ay 3 gün tutuklu kaldı.
Büyük Doğu Cemiyeti'ni kurdu
Kısakürek, 1949'da başkanı olduğu Büyük Doğu Cemiyeti'ni kurdu. Eşi ile 1950'de hapse giren şair, aynı yıl yapılan genel seçimlerden sonra, seçimi kazanan Demokrat Parti'nin çıkardığı Af Kanunu ile serbest bırakıldı.
Daha sonra, Büyük Doğu'yu yeniden çıkarmaya başladı. Dergide Adnan Menderes'e açık mektuplar yayımlayarak, partiyi İslam ekseninde geliştirmesini önerdi.
Derginin çıkarılmadığı zamanlarda, Yeni İstanbul, Son Posta, Babıalide Sabah, Bugün, Milli Gazete, Her Gün ve Tercüman gazetelerinde günlük fıkra ve yazıları yayımlandı.
Oğlu Mehmed'e, 1973'te Büyük Doğu Yayınevi'ni kurduran Kısakürek, "Esselam" isimli manzum eserinden başlayarak daha önce çeşitli yayınevleri tarafından basılmış eserlerinin düzenli yayınına başladı.
“Sultanu'ş Şuara" unvanını aldı
Milli Türk Talebe Birliği tarafından 1975'te mücadelesinin 40. yılı dolayısıyla jübile düzenlenen Kısakürek, 1976'dan 1980'e kadar 13 sayı "Rapor", 1978'de de "Son Devre Büyük Doğu" dergisini çıkardı.
Türk Edebiyatı Vakfı tarafından, 1980'de Sultanu'ş Şuara (Şairler Sultanı) unvanını alarak şair Baki'den sonra, Sultanu'ş Şuara unvanına sahip ikinci şair olarak tarihe geçti.
1981'de Milli Kültür Vakfı Armağanı'nı alan Kısakürek'e, 1982 yılında Türkiye Yazarlar Birliği tarafından Üstün Hizmet Ödülü takdim edildi.
Geride birçok eser bıraktı
Necip Fazıl Kısakürek, "üstat" olarak anıldı. Künye, Sabır Taşı, Namık Kemal, Çerçeve, Para, Vatan Şairi Namık Kemal, İdeolocya Örgüsü, Son Devrin Din Mazlumları, Halkadan Pırıltılar, Çöle İnen Nur, Maskenizi Yırtıyorum, Ulu Hakan II. Abdülhamid Han, Kanlı Sarık, Sonsuzluk Kervanı, At'a Senfoni, Sahte Kahramanlar, Her Cephesiyle Komünizm, Babıali, Ahşap Konak ve Reis Bey'in de aralarında bulunduğu çok sayıda esere imza attı.
Usta edebiyatçının "Bir Adam Yaratmak" eseri, 1977'de Yücel Çakmaklı tarafından televizyona, "Reis Bey" adlı eseri ise Mesut Uçakan tarafından sinemaya uyarlandı.
Oyun, 2002'de de İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları tarafından sahneye konuldu. Kısakürek'in Reis Bey oyunu, 2012'de Devlet Tiyatroları, 2017'de ise Şehir Tiyatroları tarafından sahnelendi.
Erenköy'deki evinde 25 Mayıs 1983'te vefat eden Kısakürek'in cenazesi, Eyüp Sultan Mezarlığı'nda toprağa verildi.
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Türk edebiyatının üstadı, dava adamı: Necip Fazıl Kısakürek - Türkgün - Türkçe Düşün | Son Dakika Haberleri, Güncel Haberler/gundem/turk-edebiyatinin-ustadi-dava-adami-necip-fazil-kisakurek/294119
Paylaş
Arkadaşlarınızla paylaşmak için linki kopyalayın.
!!! Yorum yapmadan önce kuralları okuyunuz.
Kişisel saldırılar yapmayın: Yorumlarınızda diğer kullanıcıları veya kişileri hakaret içeren ifadelerle suçlamayın veya aşağılamayın.
Irkçı, cinsiyetçi veya ayrımcı yorumlar yapmayın: Yorumlarınızda ırk, cinsiyet, etnik köken, din, cinsel yönelim veya herhangi bir ayrımcılık unsuru içeren ifadeler kullanmayın.
Yasa dışı faaliyetleri özendirmeyin: Yorumlarınızda yasa dışı faaliyetleri özendiren veya teşvik eden ifadeler kullanmayın.
Özel bilgileri paylaşmayın: Yorumlarınızda başkalarının özel bilgilerini paylaşmayın, bu bilgiler kullanıcıların adını, telefon numarasını, adresini, e-posta adresini veya diğer özel bilgileri içerebilir.
Spam ve reklam yapmayın: Yorumlarınızda spam veya reklam içeren ifadeler kullanmayın. Yorumlarınızın reklam içermemesine özen gösterin.