Türkgün Dünya Dünya nüfusunun büyük kısmı hava kirliliğiyle mücadele ediyor

Dünya nüfusunun büyük kısmı hava kirliliğiyle mücadele ediyor

Dünya nüfusunun büyük kısmı hava kirliliğiyle mücadele ederken, geçen yıl dünya genelindeki şehirlerin sadece yüzde 17'sinin Dünya Sağlık Örgütünün (DSÖ) belirlediği hava kirliliği standartlarını karşıladığı belirlendi.

KAYNAK: AA

Hava kalitesi teknoloji şirketi IQAir, 138 ülkedeki yaklaşık 40 bin hava kalitesi izleme istasyonundan elde edilen verilerin analizine ilişkin yıllık raporunu yayımladı.

Dünya nüfusunun büyük kısmının hava kirliliğiyle mücadele ettiği vurgulanan raporda, 2024'te dünya genelindeki şehirlerin sadece yüzde 17'sinin DSÖ'nün belirlediği, havada bulunan "PM2.5 kirletici partikül maddesi yoğunluğu" standartlarını karşıladığı tespit edildi.

Raporda havası en kirli ülkelerin Çad, Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Bangladeş, Pakistan ve Hindistan olduğuna dikkat çekilirken, en kirli havaya sahip 9 şehirden 6'sının Hindistan'da bulunduğu aktarıldı.

Pek çok ülkede daha doğru veriler elde edilebilmesi için gerekli izlemelerin yapılmadığı, bu nedenle hava kirliliği oranının ölçülenden çok daha fazla olabileceğine işaret edilen raporda, daha iyi ölçümler yapılabilmesi adına hava kalitesi izleme istasyonlarının sayısının artırıldığı bildirildi.

Raporda, hava kirliliğinin "insan sağlığına yönelik en büyük çevresel tehdit olmaya devam ettiğinin" altı çizilerek, Çin'in başkenti Pekin, Güney Kore'nin başkenti Seul ve Polonya'nın Rybnik kenti başta olmak üzere birçok şehirdeki hava kalitesinin taşıtlardan, enerji santrallerinden ve sanayiden kaynaklanan kirliliğe yönelik daha sıkı düzenlemeler aracılığıyla iyileştirildiği vurgulandı.

Malezya merkezli Sunway Gezegen Sağlığı Merkezi'nde hava kirliliği uzmanı olarak görev yapan Fatimah Ahamad, kirli havayı uzun süre solumanın solunum yolu rahatsızlıkları, Alzheimer ve kanser gibi pek çok hastalığa neden olabileceğini belirtti.

Hava kirliliği seviyesini düşürmek için çok daha fazlasının yapılması gerektiğini dile getiren Ahamad, DSÖ'nün daha önce açıkladığı verilere göre dünya nüfusunun yüzde 99'unun tavsiye edilen hava kalitesi seviyelerini karşılamayan yerlerde yaşadığının tespit edildiğine dikkati çekti.

Ahamad, "Suyunuzun kalitesi kötüyse ya da hiç suyunuz yoksa, insanlara günde yarım saat beklemelerini söyleyebilirsiniz, su gelir ancak havanız kötüyse insanlara nefes almaya ara vermelerini söyleyemezsiniz." ifadelerini kullandı.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Türkgün Ekonomi Türkiye'nin 2053 hedefi: "kendi enerjisini üreten binalar"

Türkiye'nin 2053 hedefi: "kendi enerjisini üreten binalar"

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Mesleki Hizmetler Genel Müdür Yardımcısı Murat Bayram, Türkiye'nin binalarda kullanılan enerji alanındaki 2053 hedefinin, kendi enerjisini üreten binalara geçiş olduğunu söyledi.

KAYNAK: AA

Trakya Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü tarafından Balkan Kongre Merkezi'nde "Yeşil Enerji Çalıştayı" düzenlendi.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Mesleki Hizmetler Genel Müdür Yardımcısı Murat Bayram, çalıştayda yaptığı sunumda, 2011 yılından itibaren binalarda tüketilen enerji miktarını sınırlandırarak, kullanılan yenilenebilir enerji kaynaklarının izlenebildiği "enerji kimlik belgesi" uygulamasının hayata geçtiğini hatırlattı.

Enerji kimlik belgesinin binanın enerji tüketim sınıflandırması, yalıtım özellikleri ve ısıtma veya soğutma sistemlerinin verimiyle ilgili bilgileri içerdiğini belirten Bayram "Türkiye'de yaklaşık 1,5 milyon binamızın enerji kimlik belgesi var. Bu anlamda elimizde ciddi bir veri tabanımız var. Hedefleri koyarken elimizde çalıştığımız bir veri var. Hedeflerimizi yaptığımız çalışmalara göre koyuyoruz." dedi.

Bayram, enerji alanında sürdürülebilirliğin sağlanması için binaların kendi enerjilerini üretmesinin çok önemli olduğunu vurguladı.

"Binalarımızın yüzde 6,45'i yenilenebilir enerji kullanıyor"

Temel hedefin sıfır enerjili binalar olduğunu anlatan Bayram, şunları kaydetti:

"2000'li yıllara gelindiğinde bir binanın yıllık ortalama elektrik tüketimi ortalama 180 kilovat civarındaydı. Geldiğimiz nokta da 60-80 kilovat civarında. Bugün bizim binalarımızın yüzde 6,45'i yenilenebilir enerji kullanıyor. Bu rakam küçük gibi görünebilir ama çok önemli bir yerden buralara geldik. Artış trendimiz var. Hedefimiz 2053'te bina kendi enerjisini yerinde üretecek. Şebekeden yenilenebilir enerji almasını değil, yerinde yenilenebilir enerji üretmesini istiyoruz."

Bayram, günümüzde toplam inşaat alanı 2 bin metrekarenin üzerinde olan binaların yüzde 10 yenilenebilir enerji kullanım zorunluluğu olduğunu aksi takdirde yapı kullanım izin belgesi alamadığını sözlerine ekledi.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *