Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in 24 Şubat 2022 sabahı erken saatlerde televizyondan, "Ukrayna'da özel askeri operasyon" başlattıklarını duyurmasının ardından Rus birlikleri, sekiz yıldır ateş hattında yaşayan Harkov şehrine girdi.
O günden bugüne geçen 1 yılda, 350 binden fazla insanın öldüğü veya yaralandığı tahmin ediliyor. Sivil kayıpların çoğunun patlayıcı ve ağır silahlar sebebiyle yaşandığını açıklayan Birleşmiş Milletler (BM), yoğun çatışma yaşanan bölgelerden bilgi ve veri derlemenin zorluğu nedeniyle gerçek rakamların çok daha yüksek olabileceğini hatırlatıyor.
Yine BM tarafından paylaşılan verilere göre, 8 milyondan fazla Ukraynalı anavatanlarını terk etti. Bugün milyonlarca insan Avrupa’nın farklı noktalarında sığınmacı olarak hayatlarını sürdürüyor.
Savaş, neden olduğu psikolojik yaralar bir yana, Ukrayna’nın altyapısında muazzam bir yıkıma yol açtı. Eylül 2022'de yapılan bir incelemede, Ukrayna'nın yeniden inşasının 349 milyar dolara mal olacağı anlaşılmıştı. Savaş devam ettikçe bu rakam daha da artacak gibi görünüyor.
Bir yılın ardından en merak edilen detayların başında savaşın 2023’te nasıl bir yöne evrileceği geliyor. "İşgal diplomasi masasında mı, yoksa cephe hattında mı sona erecek?" sorusu çok tartışılıyor. Birçok uzman halihazırdaki tabloya bakarak, savaşın uzun yıllar devam etme ihtimali üzerinde duruyor.
SAVAŞ TARIMI VE ENERJİYİ VURDU
Savaş sadece Doğu Avrupa’yı değil bütün dünyayı etkisi altına aldı. Dünyanın tahıl deposu olarak görülen Ukrayna’nın tahıl ihracatının, savaş nedeniyle durma noktasına gelmesi gıda krizini tetikledi.
Savaşın etkilediği bir diğer alan da enerji sektörü oldu. Rusya ile Batı ülkeleri arasındaki ilişkinin kopma noktasına gelmesi, enerji krizini daha da şiddetlendirdi. Enerji güvenliği konusunda ciddi endişeleri bulunan Avrupa Birliği (AB), Rusya'ya olan enerji bağımlılığını azaltmaya çalışsa da talebi karşılamakta ciddi zorluklar yaşıyor.
Rusya ise AB’nin attığı adımlara karşı doğalgaz ihracatını savaş öncesine oranla yüzde 80 düşürdü. Tedarik hacminin daralmasıyla Avrupa ülkelerinin enerji maliyetleri yükseldi. Bu durum, Avrupa genelinde yaşam maliyetlerinin hızla yükselmesine yol açtı.
2024'TE RUSYA'DA BAŞKANLIK SEÇİMİ VAR
Gelinen noktada, normalleşme adımlarının nasıl atılacağı belirsizliğini koruyor.
Çetin kış şartları nedeniyle iki ordu da cephe hattındaki konumlarını koruma altına alırken, askeri uzmanlar baharın gelmesiyle savaşın yeniden hareketleneceğini tahmin ediyor.
Uzmanlara göre, 2024 yılında Rusya'da yapılması planlanan devlet başkanlığı seçimleri öncesinde güçlü bir çıkış arayan Putin, Ukrayna üzerindeki baskıyı daha da artırmayı seçebilir.
SAVAŞ, BATIYI YENİDEN BİR ARAYA GETİRDİ
Avrupa Dış İlişkiler Konseyi tarafından yayımlanan bir araştırmaya göre, ortaya çıkan sonuçlar itibarıyla savaş Batı yarımküreyi konsolide etti.
Öyle ki bu bir yıl içinde NATO’nun yeniden canlandığına, askeri doktrinlerin değiştiğine, ABD’nin Avrupa üzerindeki etkinliğinin yeniden arttığına, doğu blokunun da yeniden bir araya geldiğine tanık olduk. Aynı araştırmaya göre, Batı yarımküre geleceğin muhtemelen ABD ve Çin liderliğindeki bloklar tarafından belirleneceğini düşünüyor.
Sözün kısası savaş sadece iki ülkeyi ve yakın çevresindeki ülkeleri değil, dünyanın genelini çok etkiledi. İşte birinci yılın sonunda Rusya-Ukrayna Savaşı'nın etkisiyle ortaya çıkan 8 değişim...
1-) BATI İTTİFAKI KÜLLERİNDEN DOĞDU
Soğuk Savaş döneminde kurulan Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO), son on yılda ciddi tartışmalarla sarsılan bir savunma ittifakı görünümündeydi. 2019 yılında The Economist dergisine konuşan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, NATO’nun beyin ölümünün gerçekleştiğini ilan etmişti. Macron, NATO'nun Sovyetler Birliği'nin çöküşünden sonra yeni bir rol üstlenemediğini ve "Dile getirilmese de düşmanın halen Rusya olduğunu” söylemişti.
Diğer taraftan, ABD Başkanı Donald Trump döneminde, NATO’nun finansman yükü sık sık masaya yatırılıyor ve Trump örgütten ayrılma tehdidinde bulunuyordu.
Rusya’nın 2014 yılında Ukrayna’ya yönelik askeri operasyonu sonrasında dahi NATO, ordu modernizasyonu ve artan harcamaları tartışıyordu. Ta ki, Rusya’nın 24 Şubat’ta başlattığı askeri harekâta kadar…
Ukrayna'nın işgali NATO’nun küllerinden yeniden doğmasını sağladı. NATO üyeleri hiç düşünmeden, Ukrayna’ya milyarlarca Dolar değerinde askeri harcama sözü verdi. Doğu sınırı boyunca Rusya’ya karşı yürütülen operasyonlar çığ gibi büyüdü, harekete geçmeye hazır birliklerle ilgili planlar genişletildi.
Batı Avrupa'nın en büyük iki bağlantısız ülkesi Finlandiya ve İsveç, NATO’ya üyelik başvurusu yaptı; böylece Avrupa'nın en zengin ülkelerinin çoğu Moskova'ya karşı birleşmiş oldu. Uzmanlar bu adımların devamında, Ukrayna, Moldova ve Gürcistan’ın da birliğe dahil edilebileceğini öne sürüyor.
2-) CEPHE SAVAŞLARI ARTIK DAHA FARKLI OLACAK
Ukrayna ordusu geleneksel askeri doktrini temelden değiştirerek, dağınık birliklerle düzenli orduya karşı savaşta yeni yaklaşımlar geliştirdi.
Kremlin “özel operasyon” adını verdiği işgalin yıldırım hızıyla sonuçlanacağını, haftalar içinde Ukrayna’nın Rusya yörüngesine gireceğini düşünüyordu. Ancak Ukrayna’nın direnme kapasitesi tüm beklentilerin ötesine geçti.
Ukrayna güçleri, kendisinden kat kat büyük Rus kara kuvvetlerini püskürttü. Küçük ve dağınık birliklerle “gayrinizami harp” yürüten Kiev güçleri, Rusya’nın ikmal yollarında büyük yaralar açtı ve Batı'nın gelişmiş silahlarıyla Rus savaş gemilerini batırdı.
Batı tarafından sağlanan Yüksek Hareket Yetenekli Topçu Roket Sistemi (HIMARS) ve JAVELIN Tanksavar Füzesi, Rusların ilerleyişini durdurdu. Bununla birlikte sosyal medya üzerinden açık kaynakları toplayan Ukrayna istihbaratı tarafından geliştirilen yazılımlar, Rusların sosyal medya gönderilerinden düşmanın konumunu, bölgedeki askeri varlıkların büyüklüğünü dakika dakika takip etti.
3-) ABD SİLAH SANAYİ GÜÇLENİYOR
Savaşın başlamasıyla birlikte bölgeye sevk edilen silahların büyük bölümü, en çetin şartlarda test ediliyor. ABD yapımı yeni nesil silahların etkilerinin savaşın gidişatını nasıl değiştireceği de yine bu dönemde somut olarak görülmüş oldu.
Ne var ki Ukrayna'nın beklenenden daha hızlı mühimmat tüketmesi, ABD ordusunun ekipman stoklarının yetersizliğini ve tedarik zincirlerindeki eksiklikleri ortaya çıkarttı. Bir yıllık zaman zarfında, Ukrayna'ya gönderilen JAVELIN tanksavar füzelerinin ve HIMARS roketatarlarının sayısının iki katına çıkarılması, ABD silah sanayinin üretimi artırmasına yol açtı.
Pentagon, stokları yenilemek için askeri sanayi şirketleriyle yaklaşık 3,4 milyar dolarlık yeni bir sözleşme imzaladı. Bunun yanı sıra, ABD ordusu üretim tesislerini geliştirmek için Kongre'den yıllık 500 milyon dolar bütçe talep etti.
Diğer taraftan, Beyaz Saray ve Pentagon yetkilileri, Ukrayna Savaşı sırasında askeri sanayideki aksaklıkları tespit edip yakın gelecekte Çin ile karşı karşıya gelinecek olası bir senaryoya karşı hazırlık yapmaya odaklanmış durumda.
4-) ABD'NİN AVRUPA'DAKİ ETKİSİ YENİDEN ARTTI
ABD, Soğuk Savaş'ın ardından küresel lider rolünü benimsemiş olsa da dünya, son dönemde Çin’in yükselişi ve ulusal stratejiler nedeniyle çok kutuplu bir görünüm kazanmıştı. Ukrayna Savaşı ile Batı dünyasının lideri rolüne yeniden sarılan ABD, Rusya'nın ekonomisini hedef alan yaptırımları, ihracat kontrollerini, döviz kısıtlamalarını ve enerji piyasası müdahalelerini desteklemeleri için Avrupa’yı bir araya getirdi.
Savaş döneminde merkezi bir rol üstlenen ABD, Kiev yönetimine milyarlarca dolarlık silah yardımı yaptı. Biden yönetiminin bu yaklaşımı bazı Cumhuriyetçilerin tepkisini çekti.
Yine de Avrupalı liderlerin büyük çoğunluğu, Batı'nın Ukrayna'yı savunma çabalarına öncülük etmesi için Kongre'ye ve Başkan Biden'a güveniyor.
5-) RUSYA VE ÇİN GİDEREK YAKINLAŞIYOR
Batı’nın Ukrayna Savaşı'ndaki tutumu Rusya’nın Çin’e olan ekonomik bağımlılığını derinleştirdi. Batı'ya doğalgaz ihracatının sınırlanmasının ardından yüzünü Çin’e çeviren Rusya, ekonomisini ayakta tutabilmek için bölgesel ortaklarına güveniyor.
Ekonomik alanda olduğu kadar askeri alanda da Çin’den destek gören Rusya, doğrudan silah tedariki olmasa da askeri teknolojide kullanılan uygulamaları buradan sağlıyor.
Soğuk Savaş döneminde de stratejik müttefikler olan Çin ve Rusya, Batı yarımküre karşısında sık sık yan yana geliyor. Fakat, bir farkla… Soğuk Savaş döneminde lider konumdaki Rusya, bugünlerde sürücü koltuğunu Pekin yönetimine devretmiş durumda. Bu durum Moskova'daki pek çok kişiyi rahatsız ediyor.
6-) DÜNYANIN ENERJİ ROTASI DEĞİŞTİ
Avrupa ülkeleri savaşın hemen ardından Rus petrol ve doğalgazını ithal etmeyi bıraktı. Bu durum Körfez ülkelerindeki ve ABD'deki enerji üreticilerine yaradı.
Rusya'dan Avrupa'ya doğalgaz akışının durması ABD’yi dünyanın en büyük sıvılaştırılmış doğalgaz ihracatçısı haline getirdi.
Yeni petrol kaynaklarını güvence altına alma yarışına girişen ABD, Venezuela'ya yönelik politikasında geri adım atıp yaptırımları kaldırdı ve ülkedeki ham petrol üretimini artırmak için bir dizi değişikliğe gitti.
Ortaya çıkan boşluğu değerlendirmek için harekete geçen İsrail ve Lübnan ise ABD'nin aracılığında, İsrail gazının Avrupa'ya ihracatının önünü açmak için anlaşmaya vardı.
7-) RUSYA MALİ OLARAK DÜNYADAN SOYUTLANDI
Savaşın daha ilk günlerinde Rusya, küresel finans piyasalarından dışlandı. Bu adımın hemen ardından, ABD, Avrupa Birliği ve diğer müttefikler Rusya'nın yaklaşık 300 milyar dolar değerindeki döviz rezervinin dondurulduğunu açıkladı. Rusya'nın büyük bankaları, uluslararası para transfer iletişim sistemi SWIFT'ten çıkarıldı.
Peş peşe gelen hamlelerle büyük yara alan Rus ekonomisi, kendi ödeme sistemlerini kurmak için çalışıyor. Bununla birlikte, Kiev yönetimi dış ticarette ruble ve yuan ile ödeme planını da devreye soktu.
Yaptırımlar, Kremlin yönetimiyle yakınlığıyla bilinen bazı Rus iş insanlarının yurtdışındaki yatırımlarını dondurmaya kadar giderken, ülke 1918'den bu yana ilk kez dış borçlarını ödeyemeyecek duruma geldi.
8-) FİYAT ARTIŞLARI BİRÇOK ÜRÜNÜ ETKİLEDİ
Ukrayna'nın işgali gıda, petrol ve doğal gaz ihracatını sekteye uğratarak küresel enflasyonu artırdı. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü'ne üye 38 ülkede tüketici fiyatları ortalama yüzde 9,6 oranında arttı. Uzmanlar bunun, 1988'den bu yana görülen en yüksek artış olduğuna dikkat çekti.
Savaşın hemen ardından Ukrayna'nın mısır, buğday ve ayçiçeği yağı üretiminin hızla azalması küresel piyasada gıda ürünlerinin fiyatlarını hızla yukarı çekti. Enflasyonun kontrol altına alınması merkez bankalarının gündemindeki bir numaralı madde olmayı sürdürürken, yatırımcılar da faiz oranlarının daha da yükseleceğini öngörüyor.
Kaynak: Hürriyet