Türkgün Dünya İsrail ordusundan şok iddia: Refah kentinin yüzde 90'ı haritadan silindi!

İsrail ordusundan şok iddia: Refah kentinin yüzde 90'ı haritadan silindi!

İsrail ordusunun, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah kentinde yerleşim yerlerinin yüzde 90'ını yok ettiği ve kenti haritadan sildiği belirtildi.

KAYNAK: AA

Gazze'deki hükümetin Medya Ofisinden yapılan yazılı açıklamada, Refah'ın, modern çağın gördüğü en çirkin soykırım ve etnik temizlik biçimlerinden birine tanık olduğu ifade edildi.

İsrail ordusunun, Refah'ı "kapalı askeri bölge" haline getirerek Gazze Şeridi'ndeki diğer kentlerden izole ettiği, "tam kırmızı bölge" ilan edip sivillere karşı korkunç katliamlar işlediği, altyapıyı, yerleşim yerlerini sistematik şekilde yıktığı ve böylece kenti yaşanılmaz hale getirdiği kaydedildi.

İzole edilen Refah'ın bombalanmakla kalmayıp, coğrafi ve demografik özelliklerinin değiştirildiği ve halkının zorla göç ettirildiği belirtildi.

Refah'taki "trajedinin büyüklüğü" rakamlarla ortaya konuldu

Açıklamada, 60 kilometrekarelik yüzölçümü ve 300 bin kişilik nüfusuyla Gazze Şeridi'nin yaklaşık yüzde 16'sına tekabül eden ve "afet bölgesine" dönen Refah'taki "trajedinin büyüklüğü" rakamlarla ortaya konuldu.

Buna göre, Refah'taki evlerin yüzde 90'ından fazlası, yani 50 binden fazla konut (yaklaşık 20 bin bina) tamamen yıkıldı. Buna ek olarak "Kanada Kuyusu" dahil olmak üzere 24 su kuyusundan 22'si yok edildi; bu da on binlerce aileyi içme suyundan mahrum bıraktı.

Kanalizasyon ağlarının yüzde 85'inden fazlası tahrip edildi. Bu durum, kenti salgın hastalıkların yayılmasına açık hale getirdi. Ayrıca 320 kilometre uzunluğunda cadde buldozerlerle yerle bir edildi.

Yusuf Neccar Hastanesi başta olmak üzere 12 hastane ve sağlık kuruluşu hizmet dışı kaldı, 8 okul ve eğitim kurumu tamamen yıkıldı, geriye kalan okullar ise ağır hasar gördü. 100'den fazla cami tamamen yıkıldı ya da kullanılamaz hale geldi. On binlerce dönüm tarım alanı buldozerlerle yerle bir edildi, ağaçlar ve seralar yok edildi. Refah belediye binası dahil olmak üzere kentteki 36 hükümet binasından 30'u yıkıldı. Başta Es-Selam, Brezilya, El-Cinine mahalleleri ile Refah Mülteci kampı olmak üzere yerleşim yerlerinin yüzde 90'ı yıkıldı.

Kerem Ebu Salim Sınır Kapısı'nın bir aydan uzun bir süredir kapalı olmasının, insani krizi benzeri görülmemiş bir şekilde kötüleştirdiği, su pompalarını çalıştıracak yakıt ve tamir için gerekli yedek parça girişine izin verilmemesi nedeniyle halkın en temel ihtiyaçlardan yoksun bir şekilde yaşamak zorunda bırakıldığı kaydedildi.

Açıklamada son olarak, uluslararası topluma, Birleşmiş Milletler organlarına ve tüm insani yardım kuruluşlarına "hukuki ve ahlaki sorumluluklarını üstlenmeleri" çağrısı yapıldı.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Türkgün Başyazı Rusya’dan ateşkes, İsrail’den vahşet istiyor!

Rusya’dan ateşkes, İsrail’den vahşet istiyor!

Kaynak: Yıldıray Çiçek

Şu dünyanın dengesine ve adaletine bakar mısınız?

ABD Başkanı Trump, Rusya ile Ukrayna arasında ateşkes çağrısında bulunuyor. Bu çağrıya yanaşmadığı için Rusya Devlet Başkanı Putin’e şu sözlerle sesleniyor:
“Ben olmasaydım, Rusya’nın başına çok kötü şeyler gelecekti. Ateşle oynuyor.”

Yüzeyden bakıldığında Trump, sanki dünya barışı için çabalıyormuş gibi görünüyor, değil mi?

Oysa tam da bu açıklamaların yapıldığı sırada, haber ajansları şu bilgiyi geçiyordu: ABD, 7 Ekim 2023’te Gazze Şeridi’nde başlayan saldırılardan bu yana İsrail’e 90 bin tondan fazla silah ve askeri mühimmat gönderdi.

İsrail’in gerçekleştirdiği bu saldırılar büyük sivil kayıplara yol açarken; ABD, hem sağladığı askeri destekle hem de siyasi tutumuyla bu vahşetin başlıca sorumlularından biri haline geldi.

Seçim öncesinde “Gazze’de barışı ben sağladım” söylemleriyle sahneye çıkan Trump, göreve gelir gelmez İsrail’e verdiği açık destekle, Gazzelilerin başka ülkelere gönderilmesini savunarak ve hatta Gazze Şeridi’nin ABD tarafından devralınabileceğini öne sürerek bu vahşetin ve soykırımın daha da artmasına zemin hazırladı.

Dünya kamuoyunda tepkiler yükselmeye başlayınca da “Gazze’ye bakıyoruz, ediyoruz, görüşüyoruz” gibi muğlak ifadelerle zaman kazanmaya çalıştı. Ancak bu sırada İsrail’in Gazze’deki vahşetleri aralıksız sürdü.

Şimdi de Trump, “Gazze konusunda Hamas’la da aynı şekilde. Bunu durdurup durduramayacağımızı görmek istiyoruz. İsrail’le de konuşuyoruz ve tüm bunları mümkün olduğunca çabuk durdurup durduramayacağımızı görmek istiyoruz” diyerek aynı oyalama stratejisini sürdürüyor. Görünen o ki, İsrail Gazze’de neredeyse canlı bırakmayana kadar bu “cambaza bak” oyunu devam edecek.

Gazze’de bugün, çağımızın en büyük vahşetlerinden biri yaşanıyor. Sivil yerleşimlerin kasten hedef alındığı, çocukların ve kadınların bilerek öldürüldüğü bu ortamda, uluslararası toplumun sessizliği kadar, bu vahşete doğrudan ya da dolaylı destek veren ülkelerin tutumu da insanlık vicdanında derin yaralar açıyor. İsrail’in Siyonist tüm sapkınları “Bebeklere kadar öldürelim” diyor ve dediklerini yapıyorlar. Dünya kör, sağır olmuş izliyor.

Bu çağda böyle bir vahşet ne görüldü, ne duyuldu.
Ancak ABD ve İsrail, el ele vererek dünyanın en büyük vahşetini adeta canlı yayında insanlığa izletiyor.
Bu zulmü durdurmaya çalışanları ya da durdurma potansiyeli olanları tehdit ederek sindirmeye çalışıyorlar.
Kendi çapında İsrail’e füze atan Yemen’i de zaman zaman bombalayarak “terbiye” ediyorlar.

Gazze’de:
Bebekler ölüyor…
Çocuklar ölüyor…
Gençler ölüyor…
Kadınlar ölüyor…
Yaşlılar ölüyor…
Hayvanlar ölüyor…
Ağaçlar ölüyor…
Velhasıl, bu vahşet ortamında nefes alan her canlı sistematik olarak yok ediliyor.

Gazze’de bu vahşeti onaylayan bir ABD’nin, Rusya-Ukrayna arasındaki savaşta ateşkes istemesinin sebebi ne olabilir?
İnsanlık ya da dünya barışı adına olmadığı açık.
Olsa olsa, Ukrayna’yla yapılan maden anlaşmaları sekteye uğramasın diye Rusya’nın olası bir işgalini “ateşkes” adı altında frenlemek istiyor olabilirler.

Trump’un insan hayatına ne kadar değer verdiğini Gazze’deki vahşete onay verirken tüm dünya gördü.
On binlerce çocuk ve masum ölürken, vicdanında zerre kadar insanlık emaresi göstermeyen biri, şimdi kalkıp “barış” çağrısı yapıyorsa bu olsa olsa timsah gözyaşıdır.

Bir mücahit tarafından kafasının koparılmasını sabırsızlıkla beklediğimiz yaratık Netanyahu, hem öldürüyor hem de aç bıraktığı Gazzelilerle alçakça dalga geçiyor: 'Gazze’de kıtlık yok, çünkü binlerce sivili tutukladık, onları çıplak halde görüntüledik ve üzerlerinde açlık izine rastlamadık; hatta spor bile yapmıyorlar.' 

Ne diyelim yaratık Netanyahu; İnşallah bir gün masumlarla dalga geçen o iğrenç dilini eline verirler!

Bu çağda, Gazze’de hayatta kalan insanlar açlıktan ölüyorsa,
Yere batsın sizin süper gücünüz!
Yere batsın küresel nutuklarınız!

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *