Türkgün Dünya Ortalık karışacak! Eski CIA ajanından tarihi itiraf

Ortalık karışacak! Eski CIA ajanından tarihi itiraf

Eski CIA çalışanı Jerry Chun Shing Lee, Çinli istihbarat yetkilileri ile para karşılığında "gizli" kategorisindeki bilgileri sağlamak konusunda iş birliği yaptığını itiraf etti.

ABD Merkezi Haberalma Teşkilatının (CIA) eski bir ajanı, Çin ile ABD'ye ait ulusal savunma bilgilerini aktarmak üzere anlaşma yaptığına ilişkin suçlamaları kabul etti.

CIA'den 2007'de ayrılan ve geçen yıl ABD'de gözaltına alınan Jerry Chun Shing Lee, çıkarıldığı mahkemede, Çinli istihbarat yetkilileri ile para karşılığında "gizli" kategorisindeki bilgileri sağlamak konusunda iş birliği yaptığını itiraf etti.

"Çin ile gizlice anlaştım"
Çin için casusluk yapmakla suçlanan Lee, Virginia eyaletine bağlı Alexandria şehrindeki Bölge Mahkemesinde, "Gizli bilgileri toplamak ve göndermek konusunda Çin ile gizlice anlaştım." dedi.

Diğer yandan Lee'nin, Çin’e herhangi bir istihbarat sağlama konusunda başarılı olup olmadığı ise henüz bilinmiyor.

Washington Post'un haberine göre, ABD hükümetinin avukatlarından G. Zachary Terwilliger, yaptığı açıklamada, "Lee ülkesini sattı, yabancı bir hükümetin casusu olmak için anlaşma yaptı ve ardından defalarca müfettişlere yalan söyledi." dedi.

1994-2007 yıllarında CIA'ye hizmet eden 54 yaşındaki Jerry Chun Shing Lee, 2018 başında, teşkilatın varlıklarının ve çalışanların numaralarıyla isimlerinin yazılı olduğu gizli belgeleri yasa dışı alıkoymaktan gözaltına alınmıştı.

Odasındaki aramalarda iki küçük kitap ele geçirilmişti
CIA'de vaka istihbarat görevlisi olan Lee'nin, çeşitli denizaşırı bürolarda çalıştığı, teşkilatın varlıklarının takibi ve gizli materyalin idaresi gibi konularda eğitim gördüğü ifade edilmişti.

Mahkeme belgelerinde, 2012 yılında ailesiyle Hong Kong'dan ABD'ye seyahat eden Lee'nin bagajı ve otel odasının Federal Soruşturma Bürosu (FBI) tarafından arandığı ve aramada, gizli CIA çalışanlarının ve tesislerinin isimlerini ve numaralarını içeren iki küçük kitap ele geçirildiği bildirilmişti.

New York Times'ın haberine göre, Lee’nin Çinli istihbaratçılarla irtibatı, CIA'in Çin'deki iletişim ağının çöktüğü ifade edilen 2010 yılında başladı.

30 CIA muhbirinin infaz edildiği iddiası
ABD menşeli dış politika dergisi Foreign Policy'de geçen yıl ağustos ayında yer alan haberde, bazıları eski bazıları da halihazırda görevde olduğu ifade edilen 5 CIA yetkilisinin açıklamalarına yer verilmişti.

Buna göre, CIA'in Çin'de 2010 yılına kadar sorunsuz çalışan muhbir ağının çöktüğü bildirilmişti.

Dergiye konuşan kaynaklar, geçen yıl New York Times gazetesinin Çin'de 2010-2012 yıllarında tespit edilen CIA'ye çalışan 12 kişinin infaz edilmesi haberinde sayının eksik olduğunu savunarak 30 kişinin öldürüldüğünü iddia etmişti.

Çin'den yüz binlerce dolar
CIA'in Çin'de özel iletişim sistemi kullandığını ve 2010 yılının sonlarına doğru sistemin bozulmaya başlamasıyla Federal Soruşturma Bürosu (FBI)tarafından konuyla ilgili soruşturma başlatıldığını belirten kaynaklar, bunun en büyük nedeni CIA içine sızmış Çin'e bilgi taşıyan bir köstebeğin bulunması olarak göstermişti.

Öte yandan, bu köstebeğin eski CIA çalışanı Jerry Chun Shing Lee olduğu iddia edilmiş ve ABD'nin Lee hakkında açtığı davada, Çin hükümetinin Lee'ye yüz binlerce dolar ödediği ileri sürülmüştü.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Türkgün Başyazı Saldırının perdesi aralanmalı

Saldırının perdesi aralanmalı

Kaynak: Yıldıray Çiçek

Özgür Özel, sicili oldukça bozuk bir kişi tarafından saldırıya uğrayarak büyük bir tehlike atlattı. Kendi öz evlatlarını öldürmüş ve daha pek çok suça karışmış birinin böyle bir eylemi gerçekleştirmesi, olayın ciddiyetini daha da artırmaktadır. Bu nedenle, saldırının hangi saiklerle yapıldığı ve arkasında başka kişi ya da grupların olup olmadığı en ince ayrıntısına kadar aydınlatılmalıdır. Saldırgan, ilk ifadesinde, “Daha önce yemek kartı için Cumhuriyet Halk Partisi’ne başvurdum, ancak partili olmadığım için bana yardım edilmedi. Bu nedenle uzun zamandır öfkeliydim,” şeklinde bir açıklama yaptı. Ancak, İstanbul’da geceliği 1500 TL olan bir otelde dört aydır konakladığı ortaya çıktı.

Saldırı anından hemen sonra, CHP’li Sezgin Tanrıkulu’nun saldırgana “Sen kimsin oğlum?” diye sorduğu, saldırganın ise “Osmanlı çocuğuyum,” yanıtını verdiği basına yansıdı. Ancak, saldırganın öz abisi ve Zafer Partili olan Davut Tengioğlu, Halk TV’ye yaptığı açıklamada, “Kardeşim koyu bir Atatürkçüdür ve Osmanlı düşüncesine yakın değildir,” diyerek bu iddiayı yalanladı.

Bu kadar kirli bir sicile sahip bir kişiyi bile “Osmanlı çocuğu” ya da “Atatürkçü” etiketleriyle pazarlayarak halkı kamplaştırmaya çalışıyorlar ve bunda hızla başarılı oldular. Saldırganın “Osmanlı çocuğuyum” dediğini duyan bazı kesimler, sosyal medyada hemen kin ve nefret kusmaya başladı. Ardından, saldırganın abisinin “Kardeşim koyu bir Atatürkçüdür” açıklamasından sonra bu öfke diğer tarafa yöneldi. Oysa iki öz evladını öldürmüş bir katilin “Osmanlı çocuğu” ya da “Atatürkçü” olup olmaması bir yana, böyle bir suçlunun toplum tarafından nasıl kabul görebileceği sorgulanmalıdır. Böylesine ağır suçlar işleyen birinin öldüğünde toprak tarafından bile kabul edilmeyeceği düşünülmelidir.

Sırrı Süreyya Önder’in cenaze programında gerçekleşen bu saldırı, ilk anda, saldırganın görünümünden yola çıkarak, CHP içindeki kongre sonrası parti içi hesaplaşmaların bir sonucu olabileceği izlenimi uyandırdı. Zira kongreyi kaybeden bazı CHP’liler, olaya “sırtımızdan hançerlendik” gözüyle bakıyor. 

 

Şu an için saldırının hangi gerekçeyle gerçekleştiğine dair somut bir bilgi ortaya çıkmadığından, herkes sebep-sonuç ilişkisine dair spekülasyonlar üretiyor. CHP’nin temel bir sıkıntısı var. O da toplumsal dinamikleri anlayamaması ve gelişen olayları kavrayamamasıdır. Ekrem İmamoğlu’nun emanetçisi görüntüsünden bir türlü çıkamayan CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in kalabalıkları görüp, onları kavgaya, yakmaya, yıkmaya davet edercesine konuşmalar yapması, aynı zamanda kendine yönelecek provokasyonlara da zemin hazırlamaktadır. Özgür Özel’in Saraçhane önünde topladığı kalabalıkların İBB binasına saldırması ve oraya toplanan kalabalık içindekilerle Özgür Özel’in ağız dalaşına girmesi buna bir örnektir. Polislerimize asitli, baltalı saldırılar ise olayın en vahim halidir. Ne demişler : Kontrol edemediğin güç güç değildir.

Özgür Özel’de ne kalabalıkları kontrol edecek bir tecrübe ne de onlara yön verecek ideolojik bir vizyon bulunuyor. Böyle birinin mikrofon tutkusuna kapılarak “asmalı-kesmeli” konuşmalar yapması, yalnızca provokatörleri harekete geçirmektedir. Yarattığı bu atmosfer, görüldüğü gibi dönüp kendisini vurmaktadır.
Kemal Kılıçdaroğlu da benzer bir hataya düşmüştü. “YPG terör örgütü değil, vatanını koruyan bir oluşum” dedikten sonra,  terör örgütü YPG’nin şehit ettiği askerimizin cenaze törenine katılması, doğal olarak her türlü provokasyona davetiye çıkarmıştı. Ya ilkini ya sonuncusunu yapmayacaksın. CHP Genel Başkanlarının öğrenemediği maalesef budur. Siyasi menfaat ve gizli ajandalar için ülkede provokasyonlara davetiye çıkarmamak lazımdır. Birileri gündem değiştirmek için bu tür tezgâhlar mı deniyor? Kuklalar, figüranlar üzerinden oynanan oyunlara dikkat etmek lazımdır. Ne de olsa CHP’nin hali kendi mahallesinden sanatçının dediği gibi değil mi: Ne yapsın işte böyle
Oyna demiş birileri
Bir ileri iki geri
Birilerinin elinde ipleri 

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *