Üsküp Aziz Kiril ve Metodiy Üniversitesi Tıp Fakültesinde Epidemiyoloji Enstitüsü Başkanı olarak görev yapan Prof. Danilovski, AA muhabirine yaptığı yazılı açıklamada, Kovid-19 salgınına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Tüm Balkan ülkelerinde çocuk felci ve verem gibi bulaşıcı hastalıklara karşı zorunlu aşı uygulaması bulunduğunu anlatan Danilovski, bu aşıların genel olarak bağışıklık sistemini güçlendirdiğini, bunun da Balkan ülkelerinde Kovid-19 nedeniyle ölenlerin sayısının daha düşük kalmasında önemli bir etken oluşturduğunu ifade etti.
Danilovski, Balkan ülkelerindeki Kovid-19 vaka ve ölüm sayılarının düşük olmasının bir başka sebebinin de bu ülkelerin küçük bir nüfusa sahip olmaları ve kısıtlayıcı önlemlerin kolay uygulanması olduğunu vurguladı.
Bazı Avrupa ülkeleri, ABD ve Balkan ülkelerindeki Kovid-19 ölüm oranları arasında karşılaştırma yapan Danilovski, tüm Balkan ülkelerinde ölüm oranlarının çok daha düşük olduğunun açık bir şekilde görüldüğünü ifade etti.
Danilovski, nüfusun büyüklüğünün bu yönde ana faktör olamayacağı görüşünü paylaşarak İskandinav ülkelerinin neredeyse Balkan ülkeleriyle aynı nüfusa sahip olduklarını ancak o ülkelerdeki ölüm oranlarının en az 10 kat fazla olduğunu belirtti.
- "TÜRKİYE, SALGININ BAŞARILI BİR ŞEKİLDE YÖNETİLMESİNDE OLUMLU BİR ÖRNEKTİR"
Balkan ülkelerinin diğer Avrupa ülkelerinden çok daha fakir olmalarına rağmen salgını iyi bir şekilde yönettiklerini belirten Danilovski, "Ülkelerin gelişmiş olmasına bakmaksızın bu bir gerçek. ABD' de 1 milyonda 183 kişi hayatını kaybetti, fakir bir ülke olan Arnavutluk'ta ise 1 milyonda 10 kişi hayatını kaybetti. 330 milyon nüfusa sahip bir ülkeye (ABD) kıyasla 2 milyon nüfusa sahip bir ülke salgını daha kolay yönetebilir." ifadelerini kullandı.
Danilovski, Türkiye'nin de salgının başından itibaren etkili politikalar yürüttüğünü belirterek "Türkiye, büyük nüfusa sahip ülkeler kategorisinde salgının başarılı bir şekilde yönetilmesinde olumlu bir örnektir. 80 milyondan fazla nüfusa sahip bu ülkede 1 milyonda 37 kişi Kovid-19 nedeniyle hayatını kaybetti." değerlendirmesinde bulundu.
Bu virüsün mevsimsel olup olmadığının ve zaman içinde mutasyona uğrayıp uğramayacağının henüz bilinmediğini kaydeden Danilovski, toplumun kolektif bağışıklığa sahip olması için koronavirüse karşı en az bir veya iki yıl bağışıklık kazanması gerektiğini vurguladı.
- AŞI İÇİN EN AZ 1 YILA İHTİYAÇ VAR
Danilovski, bunun söz konusu olmaması durumunda, kolektif bağışıklık için en büyük umudun aşı olacağının altını çizdi.
Salgın dalgasının mayıs sonu veya haziran başında sona ereceği görüşünün paylaşıldığını hatırlatan Danilovski, şu anda aşı bulunması yönünde çalışmalar yapıldığını, güvenli bir aşının elde edilmesi için en az 1 yıla daha ihtiyaç duyulduğunu ifade etti.
Danilovski, önlemler kaldırılsa bile ağız ve burun bölgesinin maske ve atkı gibi şeylerle korunması gerektiğini hatırlatarak "Bu önlem uygulanmazsa, şimdiye kadar elde edilen başarı hızlı bir şekilde yok olacaktır." yorumunda bulundu.
- "TEKRAR İNSAN OLMAYI ÖĞRENDİK"
Salgının, insanlara, yeniden insan olmayı öğrettiğini kaydeden Danilovski, "Salgınla mücadelede elde edilen başarının, ülkelerin gelişmiş ve zengin olmasıyla hiç de bağlı olmadığını öğrendik. Ortak bir tehdit var olduğunda, siyasi, dini veya diğer farklılıklara bakmaksızın sadece birlik ve beraberliğe ihtiyaç duyduğumuzu öğrendik. Görünmez düşmanın kurbanı olmanın ne kadar kolay olduğunu öğrendik. Aramızda kimin maskeli egoist, kimin ise gerçek dost olduğunu öğrendik. Temiz hava ve fiziksel aktivitenin ne kadar önemli olduğunu öğrendik. Tekrar okumayı, tekrar aile ve insan olmayı öğrendik." ifadelerini kullandı.AA