Birlik Gazetesi'nde yer alan habere göre, Emekli Koramiral Yiannis Egolfopulos, Yunan Devlet televizyonu ERT’ye yaptığı değerlendirmede, “Türklerin bilinen bir taktiği” olduğunu ileri sürdü. Emekli Koramiral şunları dile getirdi:
“Sondaj gemisi, Sevilla haritasından çıkan “potansiyel Türkiye MEB’i” içinde, yani uluslararası deniz hukuku tarafından belirlenen Yunanistan sınırlarında yer almaktadır.
Türkiye olumlu havayı bozmak isteseydi eğer sondaj gemisini başka yerlere gönderebilirdi. Kıbrıs’a gidebilirdi.
Ama gitmek istemiyor ve sınırlarının olduğunu söylemeden temelde kabul ediyor, ama ne yapıyor? BM Zirvesi’nden bir ay önce sahaya çıkarıyor.
Bunu, İsveç’in NATO’ya girişi konusunda Türk Parlamentosunda oylama sözü verdiği Ekim ayından önce ortaya koyuyor.
O zamana kadar Avrupalılarla, Yunanlılarla, Amerikalılarla F-16 vs her konuda sıkı pazarlıklar yapıyor. Ama aynı zamanda ne yapıyor?
Kıbrıs’ın (Güney) Navtex vermesini kabul etmiyor, ki bu belirli bölgede onu düzenlemekten sorumlu ve Navtex’i kendisi (Türkiye) veriyor.
Yani, “Avrupa ile müzakere etmek istiyorum ama Kıbrıs’ı kabul etmiyorum. Daha fazla kışkırtmıyorum. Sınırlarımın burada olduğunu zımnen kabul ediyorum ve daha ileri gitmiyorum.” Diyor.
Ancak bunların gerçekleşmesine neden olan sebepler var. Böyle birdenbire olmadı. Onu ilgilendiren başka şeyler olsaydı, bunu yapmazdı.” (Abdülhamid Han’ı sahaya çıkarmazdı).
Şimdi neyin peşinde? “Saygı duyuyorum” diyor. Şu anda bir sorun yaratmıyorum. Ama dikkat edin sınırdayım ve hakkıma ihtiyacım olursa onları da ararım” mesajı veriyor
Bunu kime söylüyor? Doğrudan bize söylemiyor. Bunu başka yere söylüyor, İsrail’e ve Mısır’a söylüyor.