Türkiye Özürlüler Eğitim ve Dayanışma Vakfı (ÖZEV) Öğrenme Güçlüğü Olan Öğrencilere Meslek Edindirme Merkezinin tanıtımı amacıyla Necip Fazıl Kısakürek Tiyatro Salonu'nda program düzenlendi.
Programa Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, bir dönem Milli Eğitim Bakanlığı da yapan eski TBMM Başkanı Köksal Toptan, ÖZEV Mütevelli Heyeti Başkanı Saime Toptan, AK Parti Ankara Milletvekili ve TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Başkanı Emrullah İşler, Keçiören Belediye Başkanı Turgut Altınok ve diğer davetliler katıldı.
Bakan Özer, buradaki konuşmasında, ülkelerin en değerli sermayesinin beşeri sermaye olduğunu belirtti. Ülkelerin, beşeri sermayesinin niteliğini artırmak ve eğitim çağı nüfusunun mümkün olduğu kadar eğitime tam katılımını sağlamak için devasa yatırımlar yaptığını söyleyen Özer, bu noktada "kapsayıcılık", "eğitimde fırsat eşitliği" ve "kalite"nin anahtar nitelikte olduğunu kaydetti.
"Öğretmen sayısı 500 binlerden 1 milyon 200 bine çıkarıldı"
Özer, son 20 yılda eğitimle ilgili çok önemli yatırımlar yapıldığını vurgulayarak, "İlk kez beşeri sermayemizi tam, kapsamlı bir şekilde, eğitimde fırsat eşitliğini kapsama alacak şekilde eğitimle buluşturma imkanımız oldu. Bunun için devasa seferberlik yapıldı. Bütün illerde, ilçelerde okullar yapıldı, derslik sayısı 300 binlerden 800 binlere çıkarıldı, öğretmen sayısı 500 binlerden 1 milyon 200 bine çıkarıldı." diye konuştu.
Bakan Özer, tüm imkanlar maksimum şekilde kullanılarak özel eğitim çocuklarının, gençlerinin eğitimle ilgili ihtiyaçlarının giderilmeye çalışıldığını belirtti.
Bu konuda ilk işaret fişeğinin Köksal Toptan'ın Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) döneminde atıldığını söyleyen Özer, "Özel eğitimle ilgili birimler kıymetli Bakanımızın zamanında başladı. Sonraki bakanlar, kıymetli Bakanımızın başlattığı, yakmış olduğu meşaleyi bütün kesimleri kapsayacak şekilde yaygınlaştırdı. Ben tüm özel eğitim ihtiyacı olan çocuklarımız ve onların aileleri adına kıymetli Bakanımıza şükranlarımı arz etmek isterim." ifadelerini kullandı.
"Hastanelerde yaklaşık 994 hasta yavrumuza eğitim hizmeti veriyoruz"
Özer, eğitim alanında mutlaka iyileştirilecek alanlar olduğunu belirterek, bakanlık olarak görevlerinin eksiklikleri iyileştirmek olduğunu söyledi. Özer, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Milli Eğitim Bakanlığımız şu anda hastanelerde yaklaşık 994 hasta yavrumuza eğitim hizmeti veriyor. Bu anlamda Türkiye, kıta Avrupası'na da örnek teşkil ediyor. Örneğin bir eksikliğimiz de özel eğitim anaokullarıydı. 2020 yılında 53 ilimizde özel eğitim anaokulu yoktu, şu anda tüm illerimizde var ve sayıyı da 145'e çıkardık. 2023'te, inşallah, sayıyı 350'ye çıkaracağız. Okul öncesi eğitim sadece özel eğitim için değil, tüm öğrenciler için en kritik eğitim kademesi. Yaşam boyu getirisi maksimum, yatırım maliyeti minimum olan eğitim politikası. Okul öncesi sadece bilişsel becerileri artırmıyor, bilişsel olmayan becerileri de artırıyor, psikososyal gelişimi destekliyor. Biz okul öncesi eğitime yatırım yaptığımız zaman çok daha müreffeh, barışçıl, birbirine saygılı bir toplum inşa etme yatırımı yapmış oluyoruz."
"2023'teki hedefimiz 922 ilçenin tamamına halk eğitim merkezleri açmak"
Bakan Özer, göreve başladığında Türkiye'de 2 bin 782 anaokulu olduğunu, 5 yaşında okullaşma oranının yüzde 65, 3 yaştaki okullaşma oranının yüzde 9,4 yaşındaki okullaşma oranının yüzde 16 düzeyinde bulunduğunu anlattı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın himayesinde 3 bin anaokulu yapmak için yola çıktıklarını belirten Özer, "Bir yandan 3 bin yeni anaokulu yaparak, bir taraftan da atıl kapasiteyi kullanarak okuldaki boş sınıfları ana sınıfı yaptık. Bir yılda 6 bin 4, yani hedefimizin iki katı anaokulu kapasitesi oluşturduk. 3 yaştaki okullaşma oranları yüzde 9'dan yüzde 16'ya, 4 yaştaki yüzde 16 olan okullaşma oranı yüzde 37'ye, 5 yaştaki yüzde 65 olan okullaşma oranı yüzde 99'a çıktı." diye konuştu.
Özer, bunun uzun vadede Türkiye'nin eğitim alanındaki en önemli yatırımlarından biri olduğunu vurgulayarak, "Özel eğitimle ilgili de bir taraftan özel eğitim anaokullarını yaygınlaştırmanın ötesinde özellikle 18 yaş üzeri ile ilgili Türkiye'de eğitim mekanizması yok. 30-40 yaşındaki özel eğitime ihtiyacı olan, evinde ailesiyle zorlu şekilde vakit geçirmek zorunda kalan ailelere destek mekanizması yoktu. İlk kez birincisini Kadıköy'de Emine Erdoğan Hanımefendi ile birlikte açtık. Hedefimiz 2022 sonuna kadar her ilde en az bir tane halk eğitim merkezi kurmaktı, ama şimdi 2023'teki hedefimiz 922 ilçenin tamamına kuracağız." diye konuştu.
"Okul öncesi eğitimde okullaşma oranında Sayın Bakanımızla birlikte sıçrama yapıldı"
Eski TBMM Başkanı Köksal Toptan ise MEB'in özel eğitime ihtiyacı olan bireylere yönelik çok kapsamlı çalışmalar yürüttüğünü anlattı ve özellikle okul öncesi alanda olağanüstü başarılar elde edildiğini vurguladı.
Bu alanda Türkiye'nin aldığı mesafeyi en iyi gözlemleyenlerden biri olduğunu belirten Toptan, "Sayın Bakanımızın konuya isteyerek, severek, aşkla sarılmasıyla kısa zamanda aldığımız mesafe bizi millet olarak, bu alana gönül vermiş insanlar olarak çok mutlu etmektedir." diye konuştu.
Toptan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ben bakan olduğum zaman okul öncesi eğitimde okullaşma oranı yüzde 2,5-3'tü. Şimdi Sayın Bakanımızla birlikte sıçrama yapıldı. Artık okul öncesi eğitim bir ihtiyaç olarak konuşulur olmaktan çıktı. Kapatılan, bayrağı indirilen okulları canlandırdı, yaşam merkezleri haline getirdi, şimdi oralarda da eğitime devam ediliyor. Emin ve müsterihim ki engellilerle ilgili eğitim ve istihdam başta olmak üzere her sorunlu alan, devletimiz tarafından çözüme kavuşturulmuş alanlardır. Çözümleri tek tek bulmakta, uygulamakta ve engeli olsun olmasın bütün çocuklarımızı geleceğe hazırlamaktadır. Eski bir Milli Eğitim Bakanı olarak yapılanlara, hayata geçirilenlere baktığımız zaman Sayın Bakanımıza olan sevgim ve saygım daha da artmaktadır."
ÖZEV Mütevelli Heyeti Başkanı Saime Toptan ise engellilerin yaşadıkları zorluklar için pek çok şey yapıldığını ama hala eksiklikler olduğunu belirterek, "Onlarla birlikte yaşamamız gerekiyor. Bu çocuklar, aileleriyle nerede oturuyorlarsa kendilerine en yakın okullarda birtakım tedbirler alınıp okumalarını sürdürmelidir. O zaman sorunlar daha kolay çözülecektir, buna inanıyoruz." dedi.