Türk Eğitim Sen olarak, baştan itibaren, özel program ve proje uygulayan okullarımıza özel statü verilmesinin makul olduğunu, ancak mevcut keşmekeşin giderilmesi için proje okullarının sayısının azaltılması gerektiğini dile getirdiklerini bildiren Geylan, bu bakımdan, Bakanlığın, bir kısım okulları proje kapsamından çıkaracak olması kararının olumlu olduğunu söyledi.
Ancak bir takım sıkıntılı durumları da görmek gerektiğine vurgu yapan Geylan, “Öncelikle, söz konusu okullar için yönetici başvuruları alındıktan ve hatta atamanın ilan edileceği gün böyle bir kararın duyurulması büyük bir kaosa meydan vermiştir. Oysa ki, uzun yıllar problemin görmezden gelinmeden ve ötelenmeden bu adımın çok önceden atılması gerekiyordu. Proje kapsamından çıkarılacak okulların, hangi kriterlere göre belirlendiği eğitim kamuoyu ile şeffaf bir şekilde paylaşılmalıdır. Çünkü bir kısım haber sitelerine yansıdığına göre, %2’lik %3’lük dilimdeki köklü Anadolu ve fen liseleri proje okulu kapsamından çıkarılırken, özellikle belli tür okulların büyük çoğunlukla değerlendirilmediği ifade edilmektedir. Eğer bu durumun gerçekliği var ise büyük bir vahametle karşı karşıyayız” diye konuştu.
Milli Eğitim Bakanlığı’ndaki her birimin, Bakanlığın ortaya koyduğu iradeye mütenasip bir tasarrufu sergilemesinin tartışılmaz bir zorunluluk olduğuna dikkat çeken Geylan, proje kapsamından çıkarılacak okullarımızdaki yöneticilerden, yeniden görevlendirme kapsamında başka okulları tercih etmeyenlerin mağdur olmaması için, yeniden görevlendirme takviminin uzatılarak olası mağduriyetlere engel olunmasını istedi.
Genel Başkan sözlerini şöyle sürdürdü: “Dün kamuoyuna yansıyan bilgilere göre, proje kapsamından çıkarılacak okulların yönetici görevlendirilmeleri valiliklere devredilecektir. Yıllardır süregelen keyfiliklere meydan verilmemesi için, bu görevlendirmelerde liyakat ve ehliyet esasına göre usul ve esasların belirlenmesi şarttır. Proje kapsamından çıkarılacak fakat sınavla öğrenci alan bu okullarımızda, öğrenci alımı ve öğretmen ataması konusunda bundan sonraki sürecin nasıl işleyeceği hususunda da kafa karışıklığına meydan vermeyecek tedbirler hızlı ve açık şekilde kamuoyuna açıklanmalıdır.”