Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Araştırma Üniversiteleri Toplantısı, YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar başkanlığında, Fırat Üniversitesi ev sahipliğinde yapıldı.
Toplantıya, araştırma üniversitesi olarak belirlenen 20'si devlet, 3'ü vakıf olmak üzere 23 üniversite rektörü katıldı.
YÖK Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Naci Gündoğan, toplantıda "Araştırma Üniversiteleri Destek Programı (ADEP)" isimli sunum yaptı ve araştırma üniversitelerinin "araştırma kapasitesi", "araştırma kalitesi" ve "etkileşim ve iş birliği" alanlarında 32 gösterge ile belirlenen 2022 yılı performans sıralamasını açıkladı.
Buna göre, 23 araştırma üniversitesi arasında ODTÜ birinci, Koç Üniversitesi ikinci ve Sabancı Üniversitesi üçüncü sırada yer aldı.
"Destekler, performans grubuna göre farklılaşıyor"
YÖK Başkanı Prof. Dr. Özvar, toplantının açılışındaki konuşmasında, araştırma üniversitelerinin ülkelerin ulusal çıkarlarına hizmet eden, bölgesel ve ulusal kalkınmada kritik rol oynayan önemli kurumlar olduğunu vurguladı.
ABD'de 6 bin yükseköğretim kurumu arasında 150 civarında araştırma üniversitesinin bulunduğunu, 3 bin dolayında yükseköğretim kurumuna sahip Çin Halk Cumhuriyeti'nin ise uluslararası rekabeti güçlendirmek için 147 üniversiteye ilave destekler sağladığını anlatan Özvar, YÖK olarak Türkiye'de yükseköğretim alanında son 20 yılda yaşanan genişlemeyi, üniversitelerin misyon odaklı farklılaşmalarıyla sürdürmelerini istediklerini ifade etti.
Araştırma Odaklı Misyon Farklılaşması ve İhtisaslaşma Programı'nda, 2021 aralık ayında önemli değişiklikler yaptıklarını hatırlatan Özvar, programın hedeflerini netleştirdiklerini ve içeriğini güçlendirdiklerini söyledi.
Programa dahil edilen 3 vakıf üniversitesi ile 2022 yılı itibarıyla 20'si devlet ve 3'ü vakıf olmak üzere toplamda 23 araştırma üniversitesi sayısına ulaştıklarını dile getiren Özvar, "Araştırma üniversiteleri performanslarına göre A1, A2 ve A3 olmak üzere 3 performans grubuna ayrılmıştır. Araştırma üniversitelerine sağlanması planlanan tüm destekler, yer aldıkları performans grubuna göre farklılaşmaktadır" bilgisini verdi.
"Araştırma üniversitelerine en büyük fonu başlattık"
Erol Özvar, YÖK olarak bugüne kadar araştırma odaklı üniversitelere sağlanan en büyük fonu, bu yılın mart ayında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın büyük desteğiyle başlattıklarını bildirdi.
YÖK ve Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı arasında Araştırma Üniversiteleri Destek Programı (ADEP) kapsamında desteklenecek projeler için protokol yapıldığını belirten Özvar, ADEP sayesinde araştırma üniversitelerinin sağlık, sosyal bilimler ve fen/mühendislik gibi eşleşme alanlarındaki projelerini desteklemek amacıyla Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından kaynak aktarımı sağlandığını ifade etti.
"Uluslararası alanı takip eden rota çizmeleri önemli"
Özvar, üniversitelerden her yıl talep edilen raporlar ile üniversitelerin performanslarının 32 gösterge kapsamında değerlendirildiğini ve bunlara göre bir sıralama yapıldığını belirterek, bu yılın haziran ayında 20 araştırma üniversitesine, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından 100 milyon liralık bütçenin dağılımının "Araştırma Üniversiteleri Yıllık Performans Sıralaması" üzerinden yapıldığını kaydetti.
"2023 yılına ilişkin bütçe aktarımı da 2022 performans sıralaması çerçevesinde yapılacak" diyen Özvar, araştırma üniversitelerinden beklentilerine ilişkin şunları söyledi:
"Araştırma üniversitelerinden öncelikli beklentimiz hem ulusal hem de uluslararası düzeyde yüksek katma değerli akademik üretime öncülük etmeleri ve Türkiye'nin doktoralı insan kaynağı kapasitesini güçlendirmeleridir. Bu minvalde toplumun ve sektörlerin ihtiyaçlarının farkında olarak ulusal ihtiyaçları da gözeterek uluslararası alanı takip eden bir rota çizmeleri oldukça önemlidir. Özellikle 2006 sonrası yükseköğretim sistemimizde yaşanan genişlemeyle birlikte, tüm yükseköğretim kurumlarımızın yaşadığı fiili farklılaşmayı daha sistematik hale getirmeleri ve kaynakların verimli kullanılması adına misyon farklılaşmasını özümsemelerini ve bu doğrultuda faaliyet göstermelerini özellikle önemsiyoruz. "
Genel çerçeveden bakıldığında üniversiteler arası katı bir gruplama taraftarı olmadıklarının altını çizen Özvar, "Esas gayemiz, sınırlı ulusal kaynaklarımızı daha verimli kullanarak gerek ulusal gerekse de uluslararası rekabeti artırmaktır" dedi.
Dolayısıyla başta araştırma üniversiteleri ve bölgesel kalkınma odaklı misyon farklılaşması programları olmak üzere misyon farklılaşması adına hem bugün hem de gelecekte izleyecekleri tüm politikaların, amaçlarına hizmet ettiği ölçüde destek bulacağına vurgu yapan Özvar, "Bu nedenle üniversitelerimiz, daima dinamik ve hedeflerini gerçekleştirdikleri doğrultuda YÖK olarak bizlerin desteğini görecektir. Rekabet hiçbir zaman statik bir yapı muhteva etmez" diye konuştu.
Özvar, üniversitelerin en temel misyonu olan eğitim, öğretim ve araştırma alanlarında uluslararası arenada rekabet edebilir düzeye gelmelerini istediklerini söyledi.
"Fırsat eşitliğini ve akademik kaliteyi artırmayı hedeflemekteyiz"
Erol Özvar, araştırma üniversitelerinin 2021-2022 akademik yılı itibarıyla doktoralı insan kaynağı yetiştirme yükünün yaklaşık yarısını üstlendiklerini, bunun önemli bir oran olduğunu ancak toplam 185 yükseköğretim kurumu arasında tatlı bir rekabetin bulunduğunu ve sistem içerisindeki payların arttığını ifade etti.
Bu doğrultuda 2006 ve sonrasında kurulan yükseköğretim kurumları arasında da belirli programlarda güçlü bir akademik kadroya sahip ve uluslararası düzeyde iyi bir performans gösteren birimlerin sayısının her geçen gün arttığını vurgulayan Özvar, araştırma üniversitelerine, "Yükseköğretim Kurulu olarak sizlerin çalışmalarında yardımcı olmak ve koordinasyonu sağlamak ve yapılan çalışmaları takip etmekle yükümlüyüz. Ancak sizlere düşen rol, araştırma üniversitesini bir unvan veya daimi bir etiket olarak görmenin ötesine geçmenizdir. Nitekim bu desteğin sürdürülmesi, sizlerin araştırma kapasiteleri ve performansları ile doğrudan ilişkilidir" diye seslendi.
Araştırma üniversitelerinin toplam uluslararası öğrenci sayısının, Türkiye'deki toplam uluslararası öğrenci sayısının yüzde 19'unu oluşturduğunu bildiren Özvar, bu oranın artırılmasını istedi.
Özvar, "Elimizdeki sınırlı kaynakları rasyonel bir şekilde değerlendirerek ülkemizin dört bir yanındaki üniversiteleri geliştirmeyi, fırsat eşitliğini ve akademik kaliteyi artırmayı hedeflemekteyiz. Yurt sathındaki yükseköğretim kurumlarımız tarafından sunulan örgün ve yaygın eğitim programlarını, değişen koşulları gözeterek çeşitlendirmeye ve güçlendirmeye devam ediyoruz" diye konuştu.
YÖK'ün yeni projeleri
Doktorasını tamamlamış genç araştırmacılara yurt dışında doktora sonrası bir süre çalışma olanağı sağladıklarını, ayrıca yurt dışı akademik izin sisteminin bulunduğunu dile getiren Özvar, sözlerini şöyle sürdürdü:
"2023'ten itibaren bilim diplomasisi kapsamında gelişmiş ülkelerde yetişen ve Türkiye üzerine çalışan uluslararası genç akademisyenler, Türkiye'de bir proje ya da bilimsel çalışmayı yürütmesi için tarafımızdan desteklenecektir. 2023'te yani Cumhuriyetin 100. yılında Türkiye yükseköğretim sistemindeki rekabeti artıracak ve farklı paydaşların taleplerine daha iyi cevaplar üretebilecek olan 100 Mükemmeliyet Projesi'ni hayata geçireceğiz.
Bu projelerle hem farklı paydaş beklentilerine hızlı ve etkin cevap vermeyi hem de Türkiye'nin uluslararası arenada rekabet gücünü artıracak çalışmaları yürüten birimleri desteklemeyi hedefliyoruz."
YÖK Akademik Hareketlilik Projesi'ne katılacak öğretim üyelerine teşvik
Özvar, konuşmasında 2022-2023 eğitim ve öğretim yılı bahar döneminden itibaren başlatılacak YÖK Akademik Hareketlilik Projesi'ne ilişkin de detaylar verdi.
Gönüllülük esasına öncelik verilmek suretiyle gerçekleştirilecek olan öğretim üyesi görevlendirmelerinin an itibarıyla yapıldığını aktaran Özvar, bahar döneminde öğretim üyesi hareketliliğine başlanacağını bildirdi.
Özvar, sisteme katılacak öğretim üyelerine teşvik verileceğini de ifade ederek, projeye, araştırma üniversitelerindeki çalışan hocaların da destek vermesini beklediklerini sözlerine ekledi.