Türkgün Ekonomi Bakan Şimşek'ten kira gelirini beyan etmeyenlere 'pişmanlık' çağrısı

Bakan Şimşek'ten kira gelirini beyan etmeyenlere 'pişmanlık' çağrısı

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, kira, ücret ve değer artışı kazancı kaynaklı gelir elde etmesine rağmen beyanname vermeyen mükelleflerin tespit edildiğini belirterek, "Beyanname doldurmayanlar, vergi dairelerinden yazı gelmeden pişmanlık hükümlerinden yararlanarak beyanname verebiliyor. Pişmanlıkla beyanname verildiğinde ceza kesilmiyor." dedi.

KAYNAK: AA

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, kira gelirlerine ilişkin beyan döneminin sona ermesinin ardından yapılan çalışmalara ilişkin değerlendirmede bulundu.

Gelir İdaresi Başkanlığı'nın, mükelleflerin vergide gönüllü uyumunu artıran uygulamaları hayata geçirdiğini anımsatan Şimşek, bu yılın başından itibaren, kira geliri elde edip beyanname vermesi gereken mükelleflerin tespitine ve bilgilendirilmesine yönelik birçok çalışma gerçekleştirildiğini söyledi.

Şimşek, bu kapsamda ilk olarak bankalar, sigorta şirketleri, tapu ve nüfus idareleri başta olmak üzere çok sayıda kurumdan elde edilen bilgiler kullanılarak yapılan analizler neticesinde, kiraya verildiği tespit edilen yaklaşık 1,5 milyon konut nezdinde fiili denetim çalışması başlatıldığını bildirdi.

Vergi dairesi çalışanları tarafından tek tek ziyaret edilen konutlarda, evin sahibine, kiracıya ve kira tutarına ilişkin bilgilerin kayıt altına alındığını aktaran Şimşek, bu kapsamda 400 binden fazla adreste fiili kontrol yapıldığını ifade etti.

"BEYANNAME SAYISI YÜZDE 27 ARTTI"

Şimşek, ayrıca Dijital Vergi Dairesine eklenen "Kira Bildirim Formu" üzerinden de kiracıların kiraladıkları konut ve iş yerlerine ilişkin bilgileri hızlı ve kolay şekilde Başkanlığa iletmelerine imkan tanındığını anımsatarak, şunları kaydetti:

"Başkanlık, beyan döneminin başlangıcı olan 1 Mart'tan önce beyanname vermesi gereken ile beyan dönemi içinde beyanname vermeyen 1 milyondan fazla mükellefe bilgilendirme ve hatırlatma SMS'leri gönderdi. Beyan dönemi boyunca vergi dairelerinin yanı sıra alışveriş merkezlerinde kurulan stantlar aracılığıyla da mükelleflerin beyannamelerini kolayca verebilmeleri sağlandı."

Beyanname döneminin sonuçlarına ilişkin de bilgi veren Şimşek, "5 Nisan Cuma günü sona eren beyan dönemi içinde kira, ücret, menkul sermaye iradı ile diğer kazanç ve iratlardan gelir elde eden 1 milyon 811 bin mükellef beyanname verdi. Söz konusu mükellefler tarafından verilen beyannameler ile 399,2 milyar lira matrah ve 126,9 milyar lira vergi beyan edildi." ifadelerini kullandı.

Şimşek, geçen yılın mart ayında 1 milyon 423 bin mükellefin 192,4 milyar lira matrah ve 63,2 milyar lira vergi beyan ettiğini anımsatarak, geçen yıla oranla beyanname sayısında yüzde 27, matrahta yüzde 107 ve hesaplanan vergide yüzde 101 artış gerçekleştiğini dile getirdi.

Bu yıl beyanname sayısı ile beyan edilen matrah ve vergi tutarlarının, Hazır Beyan Sistemi'nin hayata geçirildiği 2016 yılından bugüne kadarki en yüksek sayı ve tutar olduğunu vurgulayan Şimşek, şu değerlendirmede bulundu:

"Gelir İdaresi Başkanlığı beyan döneminin sona ermesinin ardından kira, ücret ve değer artışı kazancı kaynaklı gelir elde etmesine rağmen beyanname vermeyen mükellefleri tespit etti. Bu mükellefler, haklarında cezalı işlem yapılmak üzere en kısa süre içinde vergi dairelerine gönderilecek.

Gelir elde etmesine rağmen beyanname doldurmayanlar, vergi dairesinden yazı gelmeden Vergi Usul Kanunu'nun pişmanlık hükümlerinden yararlanarak beyanname verebiliyor. Pişmanlıkla beyanname verildiğinde ceza kesilmiyor.

Beyanname, Hazır Beyan Sistemi ile internetin olduğu her yerden verilebiliyor ve vergi de yine bu sistem üzerinden banka kartı ya da kredi kartı ile çevrim içi ödenebiliyor."

"VERGİ KAÇAĞINA SEBEP OLANLARIN ÜZERİNE KARARLILIKLA GİDİLECEK"

Bakan Şimşek, kayıt dışılığı azaltmak, rekabet ortamını iyileştirmek için adım atmaya devam edeceklerini belirterek, şöyle devam etti:

"Kayıt dışı ekonomiyle mücadele kapsamında bu yıl yapılacak çalışmaların bir parçası olan kira denetimleri kapsamlı ve tüm ülke çapında yürütülüyor. Adil rekabet ve mali disiplin için kayıt dışılıkla mücadeleyi güçlendiriyoruz.

Vergi kayıp ve kaçağına sebebiyet vererek haksız kazanç sağlayanların her zaman olduğu gibi şimdi de takipçisi olacağız. Elde edilen kazançların beyan döneminde doğru şekilde beyan edilmesi, vergi adaletinin sağlanması açısından da önem taşıyor. Vergi kayıp ve kaçağının önüne geçilmesi için çalışmalarımız kararlılıkla sürecek, vergi kaçağına sebep olanların üzerine kararlılıkla gidilecek."

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Türkgün Siyaset Bakan Tunç'tan yargıya güven mesajı: Dünyanın en şeffaf yargı sistemi Türkiye'de

Bakan Tunç'tan yargıya güven mesajı: Dünyanın en şeffaf yargı sistemi Türkiye'de

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Türkiye'nin en şeffaf yargı sistemine sahip olduğunu vurguladı. Samsun'da yeni adli binaların açılışını gerçekleştiren Tunç, yargının teknolojik yeniliklerle güçlendirileceğini ve anayasa reformlarıyla adaletin daha da güçlendirileceğini belirtti.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Dünyanın en şeffaf yargı sistemi Türkiye’dedir. Bu bir abartı değil, hakikattir. Geçmişte vesayetçi yargının suskun kaldığı dönemleri yaşadık ama bugün yargı, darbecilere karşı milletin ve hukukun yanında yer almıştır. Birkaç karar üzerinden 25 bin hakim ve savcımızın emeğini karalamaya çalışanlara izin vermeyiz. Eksikler olabilir ama bu sistem kendi içinde hataları düzeltme gücüne sahiptir” dedi.

Bir dizi açılış ve temel atma törenlerine katılmak üzere Samsun’a giden Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, ilk olarak Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan’ın makamında ziyaret etti. Bakan Tunç, daha sonra Samsun Adli Tıp Grup Başkanlığı Hizmet Binası’nın açılışı ve Samsun Bölge Adliye Mahkemesi, Bölge İdare Mahkemesi, İdare ve Vergi Mahkemeleri Hizmet Binası’nın temel atma törenine katıldı. Açılış ve temel atma törenlerine ayrıca Samsun Valisi Orhan Tavlı, Samsun Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Sabri Kılıç, Adli Tıp Kurumu Başkanı Hızır Aslıyüksek, Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan, AK Parti Samsun milletvekilleri Mehmet Muş, Orhan Kırcalı ve Erhan Aksu, Adalet Komisyonu Başkanı Nihat Köseoğlu, ilçe belediye başkanları, kamu kurum ve kuruluş temsilcileri, hakimler, savcılar ve avukatlar katıldı.

İlk olarak İlkadım ilçesinde yapımı tamamlanan Samsun Adli Tıp Grup Başkanlığı Hizmet Binası’nın açılışını yapan Bakan Tunç burada yaptığı konuşmada, “Adalet insan onurunu korumaktır. Adalet herkese hakkı olanı vermektir. Haksızın şirret çığlıkları arasında haklının sesini duyabilmektir adalet. Yargı mensuplarımız bu kutsal görevi gerçekleştiriyorlar ve bu kutsal görevi gerçekleştirirken onların o adaletin tecellisini gerçekleştirdikleri mekanların da adaletin vakarına uygun olması lazım. Tabii adaletin tecellisi için sadece mekanlar elbette ki yetmez. Biz bu açılışları gerçekleştirirken adalet binalarının temellerini atarken açılışlarını yaparken tabii birileri ‘Binalarla olmaz, bu taş yapılarının içerisinde adalet olmadıktan sonra neye yarar’ şeklinde eleştirilerde bulunanlar da var. Biz adaletin hem fiziki, teknolojik imkanlarını artırıyoruz. Hem de o binaların içerisinde adaletin hakkıyla tecelli edebilmesi için başta toplumun ihtiyacına cevap veren mevzuatın iyileştirilmesi, çağın gereklerine uygun hale getirilmesi için 23 yıldan bu yana Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Meclisimizle beraber büyük gayret gösteriyoruz” diye konuştu.

‘DEMOKRATİK VE SİVİL BİR ANAYASA TÜRKİYE’NİN HAKKIDIR’

Mevcut anayasanın darbe döneminin izlerini taşıdığını belirten Bakan Tunç, "Anayasamızda gerçekleştirdiğimiz o büyük reformlarla da gerçekten vesayetçi anlayışı tarihe gömen reformlara adım adım milletimizin desteğiyle imza atmayı başardık. Elbette ki anayasada gerçekleştirilen hak arama yollarının artırılması, kadın haklarından çocuk haklarına varıncaya kadar temel hak ve özgürlüklerin güçlendirilmesi yine hukuk devletini tahkim eden, darbeci vesayetçi anlayışı tarihe gömen, Hakimler Savcılar Kurumu'nun yapısından tutun da Anayasa Mahkemesi'nin yapısına Yüksek Askeri Şura'nın yapısından tutun Milli Güvenlik Kurumu'nun yapısına varıncaya kadar demokratik hukuk devleti ilkesine uygun hale getirildi. 

Anayasamızda o vesayetçi ruhu ne kadar azaltmaya çalışmışsak da neticede darbeciler tarafından yazdırılmış bir anayasa. 1982'den bu yana madde sayısı kadar neredeyse değişikliğe uğrayan bir anayasa. O nedenle bizim hedefimiz Türkiye Yüzyılına adım attığımız bu anlamlı dönemde anayasamızı tamamen vesayetçi ruhtan arınmış, milletin temsilcileri tarafından yazılmış, darbeciler tarafından değil demokratik, sivil herkesin kendi içinde bulduğu ve temel hak ve özgürlükleri öne alan katılımcı toplum sözleşmesi bir anayasayı da yaptığımız zaman milletimize olan borcumuzu da ödemiş oluruz. İnşallah bunu da gerçekleştiririz” dedi.

‘YAPAY ZEKA DESTEKLİ ADALET DÖNEMİ BAŞLIYOR’

Yargı hizmetlerinin hızlandırılması ve verimliliğin artırılması amacıyla yapay zeka destekli yerli ve milli yazılımların devreye alınacağının altını çizen Bakan Tunç, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Teknolojinin imkanlarını yargımızın hizmetine sunmak için de büyük bir gayret gösteriyoruz. UYAP sistemimiz dünya çapında bir proje ve o yapıyı sürekli geliştiriyoruz. Şimdi yapay zeka ile de destekleyerek yargıda yargı hizmetlerinin görülmesinde, özellikle yargı personelimiz ile adalet personelimizin işini kolaylaştırılacak yerli ve milli yazılımlarla yapay zeka ile işimizi daha da kolaylaştıracak projeleri önümüzdeki günlerde milletimizle paylaşacağız ve bunun çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Yargıda insan unsuru çok önemli, kürsüde vicdana göre, kanuna ve anayasaya göre karar verecek olan yargı mensuplarımız elbette ki her olayı değerlendirecekler. 

Ancak onun özellikle teknolojinin imkanlarından yararlanması ve yapay zekadan yararlanmasını da sağlayarak işin nasıl kolaylaştığını, nasıl hızlandırdığını da önümüzdeki günlerde hep beraber göreceğiz. Elektronik duruşmasından, elektronik tebligatına varıncaya kadar yargı mensuplarımız yapılan bu çalışmaları yakından takip ediyorlar. Diğer yandan tabii ki insan unsuru hem nitelik hem nicelik açısından önemli. 2002’de 9 bin 349 hakim ve savcımız vardı. Bugün 25 bin 695’e yükseltmiş durumdayız. Avrupa Konseyi ülkeleri arasında tam orta sıralardayız. İhtiyacımız vardı ve son 2 yılda da 3 bin 369 hakim ve savcımızı yargı teşkilatımıza kazandırdık."

‘NİTELİKLİ YARGI İÇİN EĞİTİMDE YENİ DÖNEM’

Hukuk mesleklerine girişte kaliteyi artırmak amacıyla hem hukuk fakültelerine giriş barajının yükseltildiğini hem de yeni bir hakim- savcı yardımcılığı sisteminin devreye alındığını ifade eden Bakan Tunç, “Hakim ve savcılarımızın yetiştiği okullar hukuk fakülteleri. Samsun'da da var Hukuk Fakültemiz Ali Fuat Başgil’in ismini taşıyor. Hukuk fakültelerimizin eğitim kalitesini artırmaya yönelik çalışmalarımız var. Yüksek Öğretim Kurulu başkanımızla yaptığımız görüşmeler ve hukuk fakültelerine girişte başarı sıralamasını önümüzdeki sınavdan itibaren yükseltmiş bulunuyoruz. İlk 100 bine girme şartını getirdik. Bundan sonra hukuk fakültesine girecek gençlerimiz Türkiye'nin en başarılı gençleri olarak hukuk fakültelerini kazanmış olacaklar. Bu da başarıyı yükseltecek. Mezun olduktan sonra da bir baraj getirdik. 

Geçen sene uygulamaya başladık. Hukuk mesleklerine giriş sınavı. Avukat olmak isteyenler avukatlık stajına başlayabilmek için bu sınavı kazanmak durumundalar ve hakim, savcı yardımcılığı sistemini de başlattık. Artık 2 yıl adaylık süresi yok. Bundan sonra 3 yıl süren hakim- savcı yardımcılığı sistemi var. Yani 1 yıl Adalet Akademisi'nde 2 yılı da tecrübeli hakimlerin yanında usta çırak ilişkisi içerisinde uygulamayı özümseyecekler ve mesleğe kabul edildiklerinde kürsüye daha donanımlı bir şekilde çıkmış olacaklar. Bu kapsamda da son 2 yılda 2 bin 76 hakim ve savcı yardımcısını sistemimize kazandırdık. Önceki sistemden 1550 hakim ve savcı adayımız eylülde de onların kurallarını çekerek sayı olarak da nicelik olarak da nitelik olarak da yargı teşkilatımızı güçlendirmiş olacağız. Daha da güçlendirmiş olacağız” dedi.

‘DÜNYANIN EN ŞEFFAF YARGI SİSTEMİ, YARGI TEŞKİLATI TÜRKİYE’DE VAR’

Türkiye’nin yargı teşkilatının geçmişteki vesayetçi uygulamalardan arındığını belirten Bakan Tunç, “Dünyanın en şeffaf yargı sistemi, yargı teşkilatı Türkiye'de var. Bunu açıklıkla söyleyebiliriz. Bakın bu bir abartı falan değil. Birileri televizyonlara çıkıp açık oturumlarda ahkam kesebilir. Türkiye'nin hukuk devleti olmadığını söyleyenler bile var. O söyleyenler özellikle o geçmiş dönemden de hatırladığımız o yazar çizer dediğimiz kişiler duayen olarak tanınan o kişiler bugün ‘Türkiye'de yargı bağımsız değil tarafsız değil’ diyen o kişiler 28 Şubat'ta o darbeci vesayetçi anlayışın önüne adeta cübbelerini seren yargı mensuplarına bağımsız ve tarafsız diyebiliyordu. 

27 Mayıs yargısını yaşadı bu ülke. Bu ülkenin seçilmiş başbakanını, bakanlarını idama gönderen yargı, yargı mıydı? 12 Eylül'de bir sağdan bir soldan diyerek, yaşlarını büyüterek o gençleri darağacına gönderen yargı, yargı mıydı? 28 Şubat'ta o kızlarımız, üniversite 1’inci sınıf kızlarımız, yaka paça kürsülerden indirildiğinde o yöneticilerle ilgili bir tek soruşturma açılabilmiş miydi? Yargı mıydı? İşte bugün geldiğimiz noktada 15 Temmuz hain kalkışmasında millet meydanlara koşarken, darbecilerle mücadele ederken bugünün yargısı Cumhuriyet savcıları, hakimleri evlerinde oturmadılar, adliyelere koştular ve darbecilere gözaltı yaptılar, yakaladılar, millet huzurunda hesap vermelerini sağladılar. Milletin yanında oldular, milli iradenin yanında oldular, hukukun üstünlüğünün yanında oldular. 

O nedenle bugün birkaç karardan, soruşturmadan yola çıkarak 25 bin hakim ve savcımızın çalıştığı, gece- gündüzünü verdiği, yılda 13 milyon kararın verildiği bir yargı teşkilatını böyle karalayarak ne olduğu belli olmayan herhangi bir kritere dayanmayan endekslerle demokrasi bile olmayan ülkelerin gerisinde göstermeye çalışanlar Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yargısına, savcısına, Cumhuriyet savcısına, hakimine, avukatına ve personeline haksızlık ediyor. Buna müsaade edemeyiz ve elbette ki eksiklikler olabilir. Her kurumda, her teşkilatta olabilir. Yargıda da hatalı kararlar olabilir ama yargıda kendi kararlarını kendi içerisinde itirazla, istinafla temyiziyle düzeltme imkanı var. Dolayısıyla ilk dereceden bir çıkan kararla siz tüm yargı teşkilatını kararlayarak özellikle Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve onun yargısı hakkında kara propaganda yapanlara fırsat vermeye çalışırsanız biz onlara müsaade etmeyiz” dedi.

Basın güven endekslerindeki Türkiye- İsrail karşılaştırmalarına yönelik eleştirilere yanıt veren Bakan Tunç, “Basın güven endeksi basın özgürlüğünde Türkiye'nin İsrail'den daha geride olduğunu söyleyebilenler var. İsrail son 1,5 yılda 220 gazeteciyi şehit etti. Ne basın özgürlüğü? Gazetecinin yaşam hakkı olmayan bir ülkeyi siz Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde daha üste gösterebiliyorsanız bu endişelerin hiçbir geçerliği olamaz. Bizim için bir çöptür. Biz milletimizin yargı hizmetlerinden en güzel hizmet alabilmesi için milletimiz için yargı teşkilatımızın yüksek yargısıyla ilk derecesiyle kararlı bir şekilde çalışmamızı sürdürmenin gayreti içerisinde çalışmalarımıza devam edeceğiz” diye konuştu.

Konuşmaların ardından Bakan Tunç ve beraberindekiler Samsun Adli Tıp Grup Başkanlığı Hizmet Binası’nın açılışını yaptı. Proje kapsamında; 13 bin 634 metrekare kapalı alana sahip olan binada, morg ihtisas dairesi ve kimya ihtisas dairesi gibi önemli birimler yer alıyor. Bodrum, zemin ve 2 kattan oluşan yapı, modern adli tıp hizmetlerinin yürütülmesine olanak sağlayacak. Bakan Tunç daha sonra Atakum ilçesi Çobanözü Mahallesi’nde inşa edilecek olan toplam 43 bin 333 metrekare kapalı alana sahip, 1 başsavcı, 56 başkan, 194 hakim ve 28 savcı için toplam 222 oda, 23 duruşma salonu, 250 kişilik toplantı salonu ile birlikte 478 araçlık otopark yeri olacak olan Samsun Bölge Adliye Mahkemesi, Bölge İdare Mahkemesi, İdare ve Vergi Mahkemeleri Hizmet Binası’nın temel atma törenine katıldı.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *