Türkgün Ekonomi Depremin tarım sektörüne zararı 24,2 milyar lirayı buldu

Depremin tarım sektörüne zararı 24,2 milyar lirayı buldu

Kahramanmaraş merkezli deprem, ilk tespitlere göre tarım sektöründe 24,2 milyar liralık hasara neden oldu. Stateji ve Bütçe Başkanlığı, sektördeki sorunların çözümüne yönelik yol haritası niteliğinde önerilerde bulundu.

Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığınca Kahramanmaraş ve Hatay merkezli depremler sonrası hazırlanan raporda, ilk tespitlere göre 24,2 milyar liralık hasar meydana gelen tarım sektöründe sorunların çözümüne yönelik yol haritası niteliğinde önerilere yer verildi.

Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı'nın "Kahramanmaraş ve Hatay Depremleri Raporu"na göre, bitkisel üretim ve hayvancılık sektörlerinin deprem öncesi durumuna kısa sürede ulaştırılarak sürdürülebilir üretim ortamının sağlanması amacıyla çalışmalar hız kesmeden devam ediyor.

İSTİHDAM VE ÜRETİM İÇİN GEREKLİ TEDBİRLER ALINACAK

Bu kapsamda depremden etkilenen illerde zarar gören tarımsal altyapının rehabilite edilmesi veya yeniden inşası, canlı hayvan kayıplarının yerine konulmak suretiyle karşılanması, tarımsal pazarlama konusunda kamunun etkinliğinin artırılması, bölgeden göçün tarımsal üretim üzerine olabilecek olumsuz etkisinin azaltılması için tarım işçisi istihdamının teşvik edilmesi ve çiftçilerin üretimden vazgeçmelerinin önlenmesini sağlamak üzere gerekli tedbirlerin alınması hedefleniyor.

Su ürünleri sektöründe uzun dönemde yetiştiricilik üretiminin artırılmasına yönelik tarımsal desteklerden alınan payın artırılması ile sektörün büyümesi ve yöre halkına alternatif iş imkanlarının oluşturulması, bölgenin yeniden rehabilitasyonu kapsamında barajlarda yetiştiricilik kullanım sahalarının küçük ölçekli işletmelere tahsisinin artırılması, yetiştiricilik tesislerinin tam kapasite çalışması ile istihdamın artırılması, aynı zamanda yeni tesis kurulumuna finansman desteği sağlanması önemli görülüyor.

Binalarda depreme dayanıklı ahşap kullanımının yaygınlaştırılması, sıfır atık ve sıfır emisyon çerçevesinde ahşabın yaygın kullanıldığı örnek köyler oluşturulmasının göçün önlenmesine ve tarımsal üretimin sürdürülmesine katkı sağlaması bakımından önem taşıdığının altı çiziliyor.

Sulama sektöründe uzun dönemde ise tesislerin onarımının sağlanarak bölgede tarımsal ekonomi ve istihdam açısından önemli olan sulama hizmetlerinin devamının sağlanması ve tarımsal desteklerin artırılması yoluyla bölgeden göçün önlenmesi önem taşıyor.

YETİŞTİRİCİLER 602,5 MİLYON LİRA KAYBA UĞRADI

Hayvancılık sektöründe toplam hayvan varlığındaki hasarın tespitine yönelik çalışmalar sürdürülürken, mevcut durumda 8 bin 241 büyükbaş, 64 bin 260 küçükbaş, 42 bin baş kanatlı hayvanın telef olduğu belirlendi. Ayrıca Adıyaman'da 533 bin, Malatya'da ise 168 bin civciv telef oldu. Bu kapsamda, hayvan ölümleri nedeniyle yetiştiricilerin 602,5 milyon lira kayba uğradığı tahmin edildi.

Deprem bölgesinde bulunan 233 bin 230 ağıl ve ahırın 13 bin 284'ü yıkıldı.

Bölgede bulunan yaklaşık 1,6 milyon arı kovanından 5 bin 756'sının zarar gördüğü belirlendi. Bunların yeniden temin edilmesinin maliyetinin 8,6 milyon lira olduğu öngörüldü.

Adana, Diyarbakır, Gaziantep, Kahramanmaraş ve Hatay'da bulunan özel sektöre ait 12 ürün deposunda hasarların toplam maliyetinin 221 milyon lira olduğu saptandı.

Deprem bölgesinde yer alan özel sektöre ait bazı iç su yetiştiriciliği tesislerinde meydana gelen hasar nedeniyle 101 ton balık ve 37,4 milyon yavru balık öldüğü ve toplam maliyetin 63,2 milyon lira olduğu hesaplandı.

Gıda sektöründe ise Hatay Gıda Kontrol Laboratuvarında yer alan makine-teçhizatta depremde çıkan yangına bağlı olarak yaklaşık 50 milyon liralık, Türkiye Şeker Fabrikaları AŞ’ye bağlı Malatya ve Elazığ Şeker Fabrikalarında ise yaklaşık 1,3 milyon lira tutarında hasar tespiti yapıldı.

en fazla hasar sulama sektöründe

Orman Genel Müdürlüğüne (OGM) ait bina ve ekipmanlardaki hasarın toplamının yaklaşık 3 milyar lira olduğu öngörüldü. DSİ tarafından ilk etapta hesaplanan sulama sektörü tahmini hasar tutarı 19,5 milyar lirayı buldu.

Toprak Mahsulleri Ofisine (TMO) ait 18 depoda toplam hasarın 81,6 milyon lira ve Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğünün (TİGEM) tesislerinde tespit edilen hasarın ise toplam maliyetinin 134,1 milyon lira olduğu tahmin edildi.

Bu kapsamda tarım sektöründe meydana gelen hasarların toplamının ilk tespitlere göre 24,2 milyar lira düzeyinde olduğu belirlendi.

Depremden zarar gören hayvanların telafisi için ise tarımsal destekleme bütçesine 580,3 milyon lira ödenek tahsis edilmesine ihtiyaç duyuluyor. Hayvan yetiştiricilerine dağıtılmak üzere yem için 1 milyar lira ödenek ihtiyacı bulunuyor.

ÖNCELİKLE BESİCİ VE ÇİFTÇİNİN İHTİYAÇLARININ KARŞILANMASI ÖNERİLİYOR

Söz konusu rapora göre, kısa vadede alınması gereken politika önerileri arasında hasar gören ahır ve ağılların onarımı, yıkılanların yeniden inşa edilmesi, yıkılan ahır ve ağıllar nedeniyle barınma sorunu bulunan hayvanlar için hayvan çadırı tedarik edilmesi ile hayvan yetiştiricilerine kaba ve kesif yem, ilaç ve aşı tedarik edilmesi yer alıyor.

Ayrıca depo, işleme tesisi ve silo gibi yapıların onarımı ve yeniden yapılması, hayvan kayıpları nedeniyle oluşan zararın, yetiştiricilerin yeniden hayvan alımını sağlayacak şekilde tazmin edilmesi, ilkbahar ekilişlerinin yapılmasının temini amacıyla üreticilere tohum ve gübre desteği verilmesi, bölgede yeterince mevsimlik tarım işçisinin istihdamı için tedbirlerin alınması da kısa vadeli politika önerileri kapsamında bulunuyor.

Öncelikle yapılması gerekenler arasında, traktör başta olmak üzere tarım makinelerinde gerçekleşen hasarın tespiti ve bunların çalışır hale getirilmesi, yıkılan şehirlerin mimarisi yeniden tasarlanırken kent ekolojisi için büyük öneme sahip olan şehir yaşamı ile ormanın bir arada olduğu kent ormancılığı anlayışıyla hareket edilmesi de öneriliyor.

Bölgedeki sulama tesislerinin borçlarının yapılandırılması, Tarım ve Orman Bakanlığınca söz konusu hasarların telafi edilmesine başlanması, bölgedeki yeraltı sularının sulamada kullanımının yeniden değerlendirilmesi de kısa vadeli politika önerileri arasında bulunuyor.

ORTA VE UZUN VADELİ POLİTİKA ÖNERİLERİ

Orta vadeli politika önerileri arasında TMO tarafından ürün alım işlemlerinin daha etkinleştirilmesi için geçici alım merkezlerinin sayısının artırılması, göç nedeniyle ekilmeyecek arazilerin belirlenerek Tarım ve Orman Bakanlığı aracılığı ile kiralanmasının sağlanması yer aldı.

Diğer orta vadede öneriler ise "yangın, deprem, sel, çığ gibi afetlere müdahale edebilecek kamu kurum ve kuruluşlarının kaynak envanterinin oluşturularak afet öncesi ve esnasında koordinatör kuruma bilgi akışı sağlayan bir program geliştirilmesi, orman yangılarıyla mücadelede kullanılan hava ve kara taşıtlarının sayısının artırılması ve bunların afetlerle mücadele kapasitesinin geliştirilmesi ve depolama tesislerinin güvenliğinin belirlenmesi ve sürdürülebilmesi amacıyla AR-GE faaliyetlerine kaynak ayrılması" şeklinde sıralandı.

Uzun vadede ise uygulanması önerilen politikalar arasında ise şöyle özetlendi:

- Tarım sektöründen çıkışların önlenmesi için deprem bölgesine yönelik destekleme programlarının uygulanması,

- Barajlarda depremler sırasında maruz kalınan sismik aktiviteyi kaydeden deprem kayıt cihazlarının kurulması, barajların depremlerdeki davranışına yönelik bilgi ve tecrübenin artırılması için gözleme dayalı bilgi edinilmesi,

- Deprem bölgesindeki barajlara rezervuar/kuyruk suyu seviyesi izleme, akış göstergeleri ve hava durumu ölçümleri dahil olmak üzere çeşitli sensör türlerini içeren erken uyarı sistemlerinin kurulması.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Türkgün Ekonomi 2024’te rüzgar ve güneşte tarihi kapasite artışı! Bakan Bayraktar duyurdu

2024’te rüzgar ve güneşte tarihi kapasite artışı! Bakan Bayraktar duyurdu

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, "Bununla bir rekor kırıyoruz. Bu yıl inşallah bu rakamın üzerine çıkacak, yeni bir 'rekor kurulu gücü' devreye alacağız." dedi.

KAYNAK: AA

Bayraktar, "2024 Yılı Yenilenebilir Enerji Yatırımları Toplu Açılış Töreni"ndeki konuşmasında, Türkiye Yüzyılı'nda, enerji arz güvenliği sağlanırken dışa bağımlılığı da azaltacak adımlar attıklarını söyledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından iklim değişikliği ile ilgili ortaya konulan Türkiye'nin 2053 net sıfır emisyon hedefine yönelik birçok iddialı projenin hayata geçirildiğini belirten Bayraktar, yenilenebilir enerji alanında önemli adımlar atıldığını bildirdi.

Bayraktar, Türkiye'nin başta güneş ve rüzgar olmak üzere yenilenebilir enerjide büyük bir potansiyele sahip olduğunu anımsatarak, "Rüzgar ve güneş kurulu gücümüzü son 23 yılda sıfırdan 35 bin megavatın üzerine çıkarttık. Rüzgar ve güneş enerjisi üretimimizle ülkemizdeki tüm hanelerin yıllık elektrik ihtiyacını karşılar hale geldik. Yenilenebilir enerji, artık sistemimizin istisnai bir kaynağı değil temel taşlarından biri oldu." diye konuştu.

Bakan Bayraktar, Milli Enerji ve Maden Politikası ile bir taraftan yakıt anlamında dışa bağımlılığın azaltıldığını bir taraftan da bu santrallerin kurulumunda kullanılan ekipmanların Türkiye'de üretilmesinin sağlandığını anlattı.

"Güneş ve rüzgarda hedef 120 bin megavat"

Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanı (YEKA) modeliyle güneş ve rüzgarda yatırımcılara kapasite tahsisi ile birlikte yerli ekipman, yerli panel ve türbin kullanma zarureti getirdiklerini anımsatan Bayraktar, "Böylelikle rüzgar santrallerindeki türbinleri, kuleleri, kanatları, güneş santrallerindeki panelleri yerlileştirerek bu alandaki cari açığı da düşürmeye gayret ediyoruz. Sayın Cumhurbaşkanım, geçtiğimiz yıl Bakü'de düzenlenen Birleşmiş Milletler 29. Taraflar Konferansı'nda rüzgar ve güneş kurulu gücümüzü 2035 yılında 120 bin megavata çıkarma hedefimizi tüm dünyaya ilan ettiniz. Bizler de ortaya koyduğunuz bu hedef doğrultusunda çalışmalarımıza hız verdik." değerlendirmesinde bulundu.

Bayraktar, geçen yıl rüzgar ve güneş enerjisinde rekor seviyede kurulu gücün devreye alındığını belirterek, "Açılışını gerçekleştireceğimiz, rüzgar ve güneş santrallerinin, toplam kurulu gücü olan 6 bin 818 megavat ile bir rekor kırıyoruz. Bu yıl inşallah bu rakamın üzerine çıkacak, yeni bir 'rekor kurulu gücü' devreye alacağız. 2035 yılına kadar, her yıl en az 2 bin megavatlık YEKA yarışmalarıyla özellikle sanayicilerimiz, ticarethaneler, turizm tesislerinin kendi ihtiyaçları için kuracağı santrallerle, depolamalı güneş, rüzgar ve çatı GES uygulamaları ve deniz üstü offshore rüzgar projeleri ile 120 bin megavatlık kurulu güç hedefine ulaşacağız." ifadelerini kullandı.

YEKA ile 3 yıl içinde 2 milyar dolarlık yatırım yapılacak

Bayraktar, bu yıl yeniden tasarlanan YEKA modeliyle ocak ve şubat aylarında 11 bölgede toplam 2 bin megavatlık kurulu güce sahip proje için yarışma düzenlediklerini vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Bu yarışmalara, yerli yatırımcılarımızın yanı sıra Uzak Doğu'dan, Orta Doğu'dan ve Avrupa'dan şirketler yoğun bir ilgi gösterdi ve bu sayede, büyük bir rekabet içinde geçen yarışmalarda teklifler, taban fiyata indikten sonra, lisans bedeli olarak 2 bin megavat için 220 milyon dolarlık katkı bedeli, kazanan firmalar tarafından peşin olarak ödendi. Bu projeler için önümüzdeki 3 yıl içinde, 2 milyar dolarlık bir yatırım yapılacak. Böylece yaklaşık 2 milyon 300 bin hanenin elektrik ihtiyacını bu santrallerden karşılamış ve yıllık 540 milyon dolarlık doğal gaz ithalatını önlemiş olacağız. Bu yıl bitmeden ekimde güneş, kasımda da rüzgar projelerinden oluşan toplamda 2 bin megavatlık yeni bir YEKA yarışması düzenlemeyi hedefliyoruz."

"Komşularla yeşil enerji koridoru oluşturulacak"

Kıta Avrupası'nda geçen hafta yaşanan ve yaklaşık 60 milyon insanı etkileyen elektrik kesintilerinin dengeli bir üretim portföyünün önemini bir kez daha ortaya koyduğunu belirten Bayraktar, şunları kaydetti:

"Kesintili yenilenebilir enerji kaynaklarını, mutlaka, kömür, doğal gaz, özellikle nükleer ve hidrolikten oluşan, baz yük santralleri ile desteklemeliyiz. Ayrıca komşu ülkelerle iletim bağlantı kapasitesi yüksek, siber saldırılara hazırlıklı, dirençli ve dinamik bir elektrik şebekesi, ekonomimiz ve günlük hayatın olağan akışı için çok kritik bir öneme sahip. Bu doğrultuda ülkemizi doğudan batıya, güneyden kuzeye kuşatacak, bir yeşil enerji koridoru oluşturacak ve böylece elektrik şebekemizi, çok daha güçlü hale getireceğiz."

Bayraktar, gelecek 10 yılda, 28 milyar dolarlık yatırımla, 14 bin 700 kilometre uzunluğunda, 40 gigavat kapasiteli HVDC hat, 15 bin kilometre ilave AC iletim şebekesi inşa edileceği bilgisini paylaştı.

75 bin kilometrelik elektrik otobanının 10 yıl içinde 105 bin kilometreye çıkarılacağına işaret eden Bayraktar, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bu sayede ülkemizin dört bir yanında büyük bir inşa ve istihdam hamlesi başlatmış olacağız. Elbette bugüne kadar tahsis ettiğimiz yaklaşık 70 bin megavatlık kapasiteyi hızlı bir şekilde devreye almamız gerekiyor. Yatırımcılarımızın, ağırlıklı öz tüketim amaçlı ve depolamalı projeleri hayata geçirerek kurulu gücümüze katkı sağlaması büyük önem taşıyor. Sayın Cumhurbaşkanım, sizlerin liderliğinde Türkiye Yüzyılı'nı temiz enerjide yatırım yüzyılı yapmakta kararlıyız."

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *