Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), bugünkü toplantısında politika faizini 325 baz puan düşürerek 16,50'ye çekti. Böylece son iki toplantıda 750 baz puanlık indirim yapılan politika faizinin yıl sonunda yüzde 14-15 seviyelerinde gerçekleşebileceği tahmin ediliyor.
Merkez Bankası'nın faiz kararını değerlendiren SETA Ekonomi Araştırmacısı- İstanbul Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mevlüt Tatlıyer "Geçen sene enflasyon yüzde 25’lere çıktıktan sonra Merkez Bankası politika faizini yüzde 24’lere kadar çıkardı. Daha sonra enflasyon Haziran ayı itibarıyla yüzde 15,7 ‘ye kadar düştü ama Merkez Bankası faizleri o arada hiç düşürmedi ve böylece reel faiz çok yüksek seviyelere çıktı. Temmuz ayındaki toplatında Merkez Bankası 425 baz puan faiz indirimine gitti. Bu ayda da enflasyon biraz daha gevşedikten sonra 325 baz puanlık bir indirime daha gitti ve 16,50’ye kadar geldi. Enflasyonda şuanda yüzde 15 seviyesinde. Merkez Bankası’nın indirim adımını olumlu karşılıyorum. Piyasaların bu indirime negetif bir tepki vermesini beklemiyorduk ki öyle de oldu. Karar sonrası dolarda bir düşüş söz konusu." dedi.
YENİ İNDİRİM GELECEK Mİ?
Önümüzdeki ay enflasyonun tek hanelere inebileceğini, belki yüzde 8’leri bile görebileceği tahmininde bulunan Tatliyer, "Ekim ayında daha da inecek fakat Kasım ayında yüzde 11-12 seviyelerine kadar geri çıkacak. Yılsonu beklenti 13-14 seviyelerinde, benim beklentim ise 11-12 seviyesinde. Yılsonu enflasyon yüzde 13-14 bile olsa Merkez Bankası’nın şu anki yüzde 16,50’lik politika faiz oranı hatırı sayılır bir düzeyde reel faiz anlamına geliyor. Çünkü dünyada birçok ülkede reel faizler negatif. Şuanda Türkiye’de 1,5 puanlık dönem başı reel faiz, pozitif olması hasebiyle olumlu bir reel faiz. Türkiye gibi bir ülke için şuanda 1 puan ya da yarım puanlık reel faiz bile düşünebilir. Gelecek aylarda enflasyonda bir düşüş trendi göreceğiz. Bu çerçevede de Merkez Bankası’nın politika faiz oranında indirim devam edeceğini söyleyebiliriz. Enflasyon tek hanelere düştüğünde Merkez Bankası’nın yeni bir hareket alanı oluşacak. Böyle bir durumda Merkez Bankası faiz oranlarını 12-14 seviyelerine kadar bile düşürebilir." ifadelerini kullandı.
KREDİ FAİZLERİ NE ZAMAN DÜŞER?
Merkez Bankası’nın politika faiz oranının bankaları yönlendirmek için belirlendiğinin altını çizen Tatlıyer "Fakat bu yönlendirme biraz zaman alıyor. Merkez Bankası, bankaların maliyetini direk olarak etkiyor ama dediğim gibi zaman alan bir şey. Bankaların kendi risk algıları var. Bankalar krediyi verdiği zaman uzun vadede veriyor. Enflasyondaki ve politika faizindeki düşüsün kalıcı olduğuna dair kendilerini ikna etmeleri gerekiyor. O yüzden aradan 2-3 ay gibi bir süre sonra kredi faizlerinde hissedilir bir şekilde görebiliyoruz. Bu bağlamda da Temmuz’daki faiz indiriminin etkisini bu zamanlarda, bugün yapılan faiz indirimin etkisini de 2-3 ay sonra indirim olarak göreceğiz. Hal böyleyken kredi faizlerindeki gerçek düşüsün 2020 yılının ortalarına doğru olmasını bekliyoruz. Bu konuda özel bankalar aşırı tutucu ve kendilerini koruyucu davranıyorlar. Reel ekonomi bu kadar tutuculuğu kaldırmıyor. Özel bankaların bu yaptığı ekonomiye zarar veriyor. O yüzden kamu bankaları inisiyatif alarak indirim adımlarını atıyor." dedi.
SETA Ekonomi Müdürü Nurullah Gür ise faiz indirimin piyasaları beklediği bir karar olduğunu vurgulayarak "Yılsonu enflasyon yüzde 13,9 olarak tahmin ediliyor. Şu anki beklenti bunun da altında, yıl sonunda 13’lere yaklaşan bir beklenti söz konusu. Gerek Fed’in gerek Avrupa Merkez Bankası’nın parasal genişlemeye dair attığı adımlar, bizim gibi gelişmekte olan ülkeler için hem faiz hem de kur cephesinde hareket alanı oluşturuyor. Bu açıdan baktığımızda küresel konjektörde Merkez Bankası’nın faizleri indirmesi konusunda olumlu bir fırsat sundu." dedi.
İNDİRİMLER SÜRECEK
"İndirimin sürüp sürmeyeceği ile ilgili reel faizlere değinmek gerekiyor. Reel faizler, bizim ligimizdeki gelişmekte olan ülkelere yakın seviyede. Dolayısıyla bundan sonraki iki toplantı indirim gelebilir. Ama faiz indiriminin ne kadar geleceği enflasyon beklentisi ile ilgili olacaktır. Eğer Merkez yıl sonu enflasyonunun daha da aşağı ineceğini düşünürse, reel faizleri daha makul bir seviyede tutmak adına faizleri biraz daha aşağı çekebilir. Ama bu indirim temmuz ve bu ay yapılan indirim gibi agresif olmaz."
KONUT KREDİLERİNDE DÜŞÜŞ OLACAK MI?
"Özel bankaların konut kredisinde kamu bankaları gibi cömert davranacağını düşünmüyorum. Kamu bankalarının sunmuş olduğu faizler oldukça makul seviyelerde. Baktığımız zaman bu oran piyasayı canlandırdı. Ama ticari kredilere bakacak olursak, özel bankalar bu alanda biraz daha iştahlı olacaktır. Çünkü hem Merkez Bankası’nın faiz indirimi hem de zorunlu karşılıklarda yapılan düzenleme bunu sağlayacaktır. Ekim ve Kasım aylarında özel bankaların, kamu bankaları kadar olmasa da bir indirim yapmasını bekliyorum. Merkez’in bugün verdiği faiz kararından sonra kamu bankalarının konut kredilerinde yeni bir indirim beklemiyorum ancak reel sektör tarafında olacaktır."
BUNDAN SONRA DAHA DİKKATLİ ADIMLAR ATILACAK
Faiz kararı ve gelecek döneme ilişkin değerlendirmelerde bulunan ekonomist Haluk Bürümcekçi, TCMB'nin faiz indiriminin piyasadaki en yüksek beklentiye yakın gerçekleştiğini, swap piyasasının ise zaten daha yüksek indirimi fiyatladığını söyledi.
TCMB'nin yıl sonu enflasyonunu, son tahmininden de düşük beklediğini ancak para politikası duruşunu artık belirgin gevşetmeyeceği sinyalini de verdiğini belirten Bürümcekçi, "Bankanın 'Gelinen noktada, mevcut para politikası duruşunun hedeflenen dezenflasyon patikasıyla büyük ölçüde uyumlu olduğu değerlendirilmektedir.' cümlesini kullanması bundan sonraki dönemde daha dikkatli adım atılacağı anlamına gelmektedir." ifadelerini kullandı.
Bürümcekçi, Merkez Bankasının önden yüklemeli faiz indirimlerini tamamladığını ve sonraki adımlarının daha dikkatli olması gerektiğini söyledi.
Merkez Bankasının bu indirimle beraber politika faizini toplam 750 baz puan düşürdüğünü dile getiren Bürümcekçi, "Politika faizinin düşürülmesi ile önümüzdeki dönemde ortalama fonlama maliyeti haftalık repo faizi ile yakın seyredecek, para ve repo piyasasında gecelik faiz ise ortalama olarak piyasa yapıcı oranına daha yakın olmak üzere yüzde 15,50-16,50 aralığında bankaların likidite durumuna bağlı olarak dar bir alanda dalgalanacaktır. Faiz koridoru da gecelik borç alma faizi yüzde 15, haftalık repo faizi yüzde 16,50, gecelik borç verme faizi yüzde 18, piyasa yapıcı fonlama oranı yüzde 15,50 ve GLP faizi yüzde 19,50 şeklinde oluşacaktır." diye konuştu.
"YIL SONU POLİTİKA FAİZİ BEKLENTİSİ YÜZDE 15-16"
Haluk Bürümcekçi, Türkiye'nin beklenen enflasyona göre hesaplanan reel faizinin, bu faiz indirimi sonrası yüzde 3,8 seviyesine inerek Meksika’nın altına gerilediğini ve emsal gelişmekte olan ülkeler ortalamasının da üst sınırına doğru yaklaştığını söyledi.
Bana göre gelişen ülkelerin ortalamasının altında uygulanacak bir reel faizin, Türkiye'nin yüksek kredi riski primi de dikkate alındığında uygun olmayacağını ifade eden Bürümcekçi, "Bu ise, bu indirimden sonraki faiz kararlarının, enflasyon eğilimi ve gelecek enflasyon beklentileri gelişmelerine bağlı olacağını düşündürmektedir." dedi.
Bürümcekçi, enflasyonun baz etkisiyle eylül-ekim aylarında yüzde 10 seviyesine kadar düşecek olmakla birlikte, bu seviyelerin kalıcı olmayacağını ve yine baz etkisiyle sonraki dönemde yüzde 13-14 seviyelerine tekrar yükseleceğini dile getirdi.
Enflasyon eğiliminin TCMB tarafından da yüzde 10-13 aralığında hesaplandığını gösteren çalışmaların da bulunduğuna işaret eden Bürümcekçi, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bu yüzden en iyi ihtimalle kısa vadede göreceğimiz yüzde 12-13 civarındaki ana enflasyon eğilimiyle ve yüzde 3-4 aralığındaki bir reel faizle uyumlu olabilecek politika faizi seviyesinin yıl sonu için yüzde 15-16 aralığına işaret ettiğini düşünüyorum. TCMB'nin son Beklenti Anketi'nde politika faizinde üç ay içinde (bu toplantı dahil) 400 baz puan indirim beklendiğine işaret ederken, 6 ay ve 12 ay sonrası beklentisi yüzde 14,9 ve yüzde 13,7 ile sürecin toplamında 475-575 baz puan aralığında düşüş beklentisini yansıtmıştı."
"AGRESİF FAİZ İNDİRİMİ BEKLEMİYORUZ"
Deniz Yatırım Stratejisti Orkun Gödek de 325 baz puanlık faiz indirimi hamlesinin 225 baz puan düzeyinde olacağını düşündükleri Deniz Yatırım Araştırma ve 275 baz puan seviyesinde oluşan anket medyanlarının üzerinde, 300 baz puan civarında oluşan swap piyasası fiyatlamalarına ise paralel olduğunu söyledi.
YIL SONUNA KADAR YENİ İNDİRİMLER GELEBİLİR
TCMB'ye dair bekledikleri yıl sonu politika faizi oranı seviyesini yüzde 15,50'den yüzde 15'e revize ettiklerini ifade eden Gödek, "Yeni faiz patikamız, ekim ayında 100 baz puan ve aralıkta ise 50 baz puanlık indirim hamlelerinin gelmesi olarak şekillenmekte." dedi.
Gödek, enflasyonda beklentilerinden daha iyimser bir resmin oluşması, global faiz ortamındaki destekleyici koşullar ve Türk lirasının oynaklık azalışı destekli nispeten stabil seyir içerisinde olması nedeniyle beklentilerini revize etme ihtiyacı duyduklarını dile getirdi.
PPK metninde yer alan "Gelinen noktada, mevcut para politikası duruşunun hedeflenen dezenflasyon patikasıyla büyük ölçüde uyumlu olduğu değerlendirilmektedir." ifadesinden en azından mevcut iç ve dış koşulların değişmediği-sınırlı düzeyde iyileştiği varsayımıyla "agresif" faiz indirimi hamlelerinin gelmeyeceği çıkarımını yaptıklarını söyleyen Gödek, alınan para politikası kararlarını yerel varlıklar nezdinde pozitif okuduklarını ve dış fiyatlama koşullarına paralel seyrin devam edeceğini sözlerine ekledi.
"TL VARLIKLAR ADINA OLUMLU KARAR"
İntegral Yatırım Araştırma Uzmanı Eda Karadağ ise Merkez Bankasının net bir şekilde enflasyon konusunda iyimser olduğunu söyledi.
Bugünkü karar metninde, yıl sonunda enflasyonun yüzde 13,9'un da altında kalabileceğinin ifade edildiğini belirten Karadağ, Merkez Bankasının enflasyon konusunda elinin her geçen ay daha da rahatlamasını beklediklerini dile getirdi.
Karadağ, aralık ayında aylık bazda negatif enflasyon ile karşı karşıya bile kalınabileceğini ve bu doğrultuda enflasyon hedefleri doğrultusunda ilerlediğinde, TCMB'den kademeli şekilde faiz indirimine devam etmesini beklediklerini kaydetti.
Bu yıl sonuna kadar TCMB'den toplamda 150-200 baz puan aralığında ilave bir indirim olmasını öngördüklerini söyleyen Karadağ, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Merkez Bankası bundan sonraki süreçte de başta Fed olmak üzere diğer merkez bankalarını da yakından izlemeye devam edecektir. Gelecek hafta 18 Eylül'de Fed toplantısı bulunuyor. Fed'den 25 baz puanlık bir faiz indirimi bekleniyor. Bu durum, gelişmekte olan ülkeler açısından olumlu olabileceği gibi Türkiye tarafından da pozitif karşılanabilir. TCMB'nin bu kararının ardından dolar/TL'de baskı kalktı ve kur aşağı yönde tepki vererek daha da rahatlamış oldu. Net bir şekilde yönünü aşağı çevirdi demek zor. Ancak bu ortam kurun yükselişini bir süre daha zorlaştıracak gibi duruyor. Kısacası, TL varlıklar adına olumlu bir karar geldi."
EMRE ALKİN: MERKEZ DOĞRU TERCİH YAPTI
Ekonomist Emre Alkin Merkez Bankası’nın faizlerde yaptığı 325 baz puanlık indirimini değerlendirerek, “Yani 2020 başında reel sektör yüzde 20’nin altında faizle tanışabilir” yorumunda bulundu.
Merkez Bankası’nın 325 baz puanlık faiz indirimini değerlendiren Ekonomist Emre Alkin, kararın sürpriz olmadığını belirterek, “200-300 baz puanlık bir indirim fiyatlara zaten yedirilmişti. Merkez Bankası, gelecek ay baz etkisiyle düşecek olan enflasyonu da göz önünde bulundurarak büyümeyi baz alan bir karar verdi ve doğru tercih yaptı” dedi.
Bazı çevrelerde 500 baz puanlık bir indirim beklentisinin oluştuğunu, bunun kendisini endişelendirdiğini belirten Altınbaş Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Emre Alkin, “200 baz puanın altı ve 400 baz puanın üzeri piyasayı korkutacaktı. Bu açıdan yapılan indirim piyasanın beklentisine uygun. Benim beklentim de bu yöndeydi” diye konuştu.
Prof. Dr. Emre Alkin, bundan sonra hangi adımları atılacağını belirlemek için enflasyon ve büyüme oranlarını yakından izlemek gerektiğini belirterek, “Sanayi üretimi, kapasite kullanım oranı gibi veriler Merkez Bankası’nın adımlarını belirleyecektir. Merkez Bankası eğer attığı adımlara karşılık görüyorsa bundan sonra da faiz kararlarında cesaretli davranacaktır” değerlendirmesi yaptı.
Merkez Bankası’nın ekim ve aralıktaki toplantılarında da faiz indirimlerini sürdüreceği öngörüsünde bulunan Prof. Dr. Emre Alkin, “Ocak ayındaki toplantıda yüzde 13-14 politika faizi ile tanışabiliriz” dedi.
“BANKALAR KREDİ VERİRKEN DİKKATLİ DAVRANACAK”
Kredi faizlerindeki düşüşe rağmen bankaların kredi verirken dikkatli davranmaya devam edeceğini vurgulayan Prof. Dr. Emre Alkin, “Bankalar hikayesi, nakit akışı düzgün şirketlere kredi verecek. O nedenle şirketlerin kendine çeki düzen vermesi lazım” uyarısı yaptı.
Merkez Bankası ve BDDK’nın önümüzdeki dönemde kredi hacmini artıran bankaları destekleyici yeni kararlar alacağı öngörüsünde de bulunan Prof. Dr. Emre Alkin,
“Biliyorsunuz Merkez Bankası kredi hacmini yüzde 10 ila 20 arasında artıran bankaların zorunlu karşılıklarını düşürmüştü. Şimdi bu bankalara yönelik yeni teşviklerin devreye sokulacağını tahmin ediyorum” dedi. Prof. Dr. Emre Alkin, BDDK’nın da “Tier 2” olarak adlandırılan, tahsili gecikmiş alacağa dönme potansiyeli bulunan kredilerle ilgili daha önce kolaylaştırıcı adımlar attığını da hatırlatarak, “BDDK’nın bu konuda önümüzdeki dönemde biraz daha esneklik tanıyan yeni adımlar atacağını düşünüyorum” diye konuştu.
ATO: MOTİVASYONU YÜKSELTEN BİR KARAR
Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) faiz indirimine ilişkin, "Faiz indirimi, reel sektörün moral ve motivasyonunu yükselten bir karar oldu." ifadesini kullandı.
Baran, yazılı açıklamasında, TCMB'nin politika faizinde yaptığı 3,25 puanlık indirimi değerlendirdi.
Merkez Bankasının temmuz ayındaki güçlü faiz indiriminin ardından bugün de politika faizinde 3,25 puanlık indiriminin piyasaları rahatlatacak bir gelişme olduğunu vurgulayan Baran, "Faiz indiriminin devamı, enflasyon ve diğer göstergelerdeki iyimserliği yansıtması nedeniyle reel sektörün moral ve motivasyonunu yükselten bir karar oldu." değerlendirmesinde bulundu.
Baran, özel bankalardan da faiz indirimi beklediklerinin altını çizerek, şunları kaydetti:
"Yüksek faiz dinamik ve üreten bir ekonominin önündeki en önemli engellerden biriydi. Faizde indirime gidilmesi ve bunun kredi faizlerine yansımasını reel sektör olarak olumlu buluyoruz. Bu gidişata özel sektör bankalarının da destek vererek faiz indirimi gerçekleştirmelerini bekliyoruz. Reel sektörün bankalara, bankaların da reel sektöre ihtiyacı var. Biri olmadan diğerinin sağlıklı işlemesi mümkün değil. Bu ilişkinin dengeli devam etmesi ülke ekonomisine daha da pozitif yansıyacaktır. Bu ülke hepimizin, taşın altında herkesin elini görmek istiyoruz."
NAİL OLPAK: “FAİZ İNDİRİMİ PİYASALARIN BEKLENTİSİNİ KARŞILADI”
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak, Merkez Bankası’nın faiz indirim kararı ile ilgili yazılı bir değerlendirme yaptı.
Olpak değerlendirmesinde şunları kaydetti:
“Türk Lirasındaki pozitif ve istikrarlı görünüm ile birlikte enflasyon beklentilerindeki iyileşme neticesinde, piyasaların ortalama 300 baz puan faiz indirimi beklentisi bulunuyordu. Özellikle çekirdek enflasyon göstergelerindeki düşüş neticesinde, Merkez Bankası politika faizini 325 baz puan indirerek yüzde 19.75'ten yüzde 16.50'ye indirdi. Temmuz ayındaki faiz indiriminin ardından, TCMB’nin, proaktif tutumunu sürdürerek almış olduğu faiz indirimi kararının Türk özel sektörü ve finans piyasalarının beklentilerini karşıladığını görüyoruz. Para Politikası Kurulu’nun çizdiği perspektifi değerlendirdiğimizde, önümüzdeki dönemde enflasyonun gerilemesini sürdüreceğini öngörüyoruz.
Enflasyondaki düşüş süreci, ülke risk priminin gerilemesi, faiz oranlarının aşağı gelmesi ile birlikte ekonomideki dengelenme sürecinin istikrarlı bir şekilde sürdüğünü görüyoruz. Küresel para piyasalarında gevşeme sürecinin yaşanması, Türkiye açısından pozitif bir görüntü oluştururken, alınan faiz indirimi kararı ülkemizin büyüme sürecine önemli ölçüde katkı sağlayacaktır. Bu noktada, finans kuruluşlarının da TCMB’yi takip ederek piyasa faizlerini hızla aşağı çekmelerinin ve piyasanın ihtiyacı olan ucuz finansmanı özel sektöre kaynak olarak sunmasının gerekliliğine inanıyoruz.
İş dünyası olarak, Merkez Bankası’nın piyasalara güven veren ve küresel dinamiklerle örtüşen kararlarının devam edeceğini umuyoruz. Faiz maliyetlerinin de düşmesiyle birlikte, son dönemde gerileme yaşayan yatırımların tekrar artışa geçeceğine, artan yatırımlarla birlikte üretimin ve istihdamın artacağına inanıyoruz. Bununla birlikte, önümüzdeki süreci geçmiş dönemde yaşadığımız kayıpların telafi edilme zamanı ve ülkemizin güçlü büyüme performansını tekrar yakalayacağı bir dönem olarak görüyoruz.”
ASKON: “FAİZLERİN DÜŞMESİ PİYASALARA MORAL OLUYOR ’’
Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) Genel Başkanı Orhan Aydın, Para Politikası Kurulu'nun Ağustos ayı toplantısında politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını 325 baz puan indirim ile yüzde 16,50 seviyesine çekmesini değerlendirdi. Başkan Aydın, ‘AB ve ABD gibi dünyanın büyük ekonomileri de aynı gerekçelerle faizleri düşürürken biz kayıtsız kalamazdık. Piyasaların genişlemesi için alınmış olan bu karar piyasalara çok büyük moral oluyor’’ dedi. Başkan Aydın ayrıca, Merkez Bankası yeni yönetimi piyasaların nabzını iyi okuyor. Tüm kötü senaryolara rağmen gerçekleri görerek, faiz konusunda doğru kararlar vermeye devam ediyor. Faizlerin düşmesi piyasalara moral oluyor. Unutmayalım ki, ekonomileri ayakta tutan ana argümanlardan biri de moraldir. Piyasalardaki canlanmayı bizler de hissetmeye başladık. İnşallah 2020 Şubat ayı sonrası bunu daha da canlı hissedeceğiz.’ Diyerek ileriye yönelik görüşlerini açıkladı.
ASKON Genel Başkanı Orhan Aydın konuya ilişkin şunları söyledi;
İhracatımız yerinde gidiyor. Büyümeye etkisini hep birlikte görüyoruz. Daha da iyiye gidecek. Çekirdek enflasyonda düşüşü gördük, bu konuda kademeli bir şekilde toparlanma yaşanıyor. Cari işlemler dengesindeki iyileşme rayında sürüyor, sürmeye de devam edecek.
Küresel iktisadi faaliyetlerin zayıflamasına rağmen Avrupa ve Amerika merkez bankaları enflasyonda aşağı yönlü risklerin belirginleşmesiyle para politikalarını genişletebilmek adına faiz indirimlerine gittiler. Bizde de aynı gerekçeler varken faizlerin aynı oranlarda tutulması doğru bir karar olmayacaktı. Merkez Bankası yeni yönetimi piyasaların nabzını iyi okuyor. Tüm kötü senaryolara rağmen gerçekleri görerek, faiz konusunda doğru kararlar vermeye devam ediyor. Faizlerin düşmesi piyasalara moral oluyor. Unutmayalım ki, ekonomileri ayakta tutan ana argümanlardan biri de moraldir. Piyasalardaki canlanmayı bizler de hissetmeye başladık. İnşallah 2020 Şubat ayı sonrası bunu daha da canlı hissedeceğiz.
ASRİAD: DENGELİ DÜŞÜŞ
Asrın İşadamları Derneği ASRİAD Genel Başkanı Adnan Danışman, Merkez Bankası’nın aldığı faiz kararı üzerine yaptığı değerlendirmede, TCMB’nin verdiği kararın çok yönlü dinamiklerin hesaba katılarak yeni bir sarsıntıya sebebiyet vermeden faizlerin ciddi oranda düşmesi sağladığını ifade etti. Danışman “Buna kısaca Dengeli Düşüş diyebiliriz” dedi.
ASRİAD Genel Başkanı Adnan Danışman açıklamasında şunları söyledi:
“Üzerinde ciddi ön değerlendirmelerin olduğu bir konu olan TCMB’nin faiz kararı, artık ortaya çıkmıştır. PPK toplanmış ve politika faizlerini 3.25 puan indirerek faizleri 16.5 seviyesine düşürmüştür.
Eğer sağlıksız bir karar olsaydı ilk tepkiler döviz cephesinden gelecekti. Dövizde de düşme yönünde hareketlenme oldu. Bu sonuç doğru karar verildiğinin işaretlerinden birisidir.
13 ay önce içine girmiş olduğumuz döviz kaynaklı stres ülkemiz ekonomisine çok ciddi bir gerilim yaşatmıştır. Dövizlerin fırlaması ardından faizler yükselmiş bunlara bağlı olarak da enflasyon tırmanmıştır. Bütün bu gelişmelerin sonucu olarak ekonomiye yansıyan önemli kırılmalar yaşanmıştır.
2019 6. Ayından itibaren artık ekonominin değişik departmanlarından düzelme seyri devreye girmiştir. Önceki kararda ortaya çıkan faiz indirimleri de piyasalar tarafından kabullenilmiş ve bugünkü şartların hazırlanmasına imkan verilmişti. Şimdiki kararın da ekonomide önemli bir kısım değişiklikleri olumlu olarak tetikleyeceği beklenmektedir. Bu konuda en önemli etki piyasa faizlerinde beklenmektedir. Bu alanda ortaya çıkacak yatırım yapılabilir bir kredi maliyet oranı ekonominin yeniden hareketlenmesine imkan verecektir. Bu da beklenen bir gelişmedir.”
Danışman: “Merkez Bankasının cesur davranmasını takdirle karşılıyorum”
Yılsonu enflasyon hedeflerinin yüzde 12’ler seviyesinde beklendiği bu süreçte, dövizi hareketlendirmeden faizlerin de bu civarlara inmesinin ekonominin yeniden önemli oranda rayına gireceğinin göstergesi olacağını dile getiren Danışman açıklamasının sonunda şunları söyledi.
“Ülkemizde mevduatların ciddi oranda arttığı görülmektedir. Faizlerin yüksekliği paranın piyasalardan bankalara kaynamasını sağlamış ve ekonomisi fevkalade soğutmuştur. Sürecin tersine dönmesi durumunda yeniden yatırımlar ve piyasalar hareketlenecek ve işler daha iyi konuma yükselecektir.
Merkez Bankasının cesur davranmasını takdirle karşılıyor, yeni dönemin hayırlar getirmesini diliyorum.” AA/Haber7