Türkgün Ekonomi Türk-İş Başkanı Atalay: Seçimden önce bitirmek istiyoruz

Türk-İş Başkanı Atalay: Seçimden önce bitirmek istiyoruz

TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, 700 binden fazla kamu işçisinin mali ve sosyal haklarının belirleneceği Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü'ne ilişkin, 'Arzumuz seçim arifesinde bitirebilirsek bitiririz ama arzu ettiğimiz rakam olursa bitiririz. İlla seçime kadar bitireceğiz diye bir şey yok.' dedi.

Atalay, konfederasyon genel merkezinde 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü programı ile 2023 Yılı Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü görüşmelerine ilişkin basın toplantısı düzenledi.

Kamu toplu iş sözleşmesiyle ilgili Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin ile yaptıkları görüşmeler hakkında bilgi veren Atalay, ücret artışının yanı sıra idari maddelerde de anlaşmazlıklar bulunduğunu söyledi.

Farklı alanlarda örgütlü sendikalara mensup işçilerin sorunlarını dile getiren Atalay, şöyle devam etti:

"Hem parasal hem de idari maddelerde sıkıntılarımız var. Bizim açımızdan ücret kadar önemli olan, kamuda, özellikle taşerondan kadroya geçenlerde ikramiyesi 30 gün, 40 gün olan var. Ama kamuda eski işçilerin ikramiyesi 60 gün. Bunu 60 güne tamamlamayla ilgili bir talebimiz var. Önemli taleplerimizden biri. Bu da yaklaşık 200 bin arkadaşımızı ilgilendiriyor.

Hizmet zammı, mevcut 7 lira. Bununla ilgili de bir talebimiz var. Sosyal yardımlarla ilgili, ek ödeme şu anda 2 bin 353 lira. Bununla ilgili talebimiz var. Bize teklif ettikleri; ilk önce 11 bin 500, geçen hafta 12 bin lira ifade ettiler. Dün akşam Sayın Bakan da 12 bin, 12 bin 500 lira gibi bir rakam ifade etti. Bunun dışında taşeronla ilgili bizim bir talebimiz var. Taşeron meselesinin depremden dolayı çözülmediğini ifade ettiler. Dün akşam da Sayın Bakan, 'Bu konuyla ilgili problem bitti, hemen çözeceğiz.' diye ifade etti. Bu da bizim için önemli meselelerden biriydi. Arzumuz 1 Mayıs'tan evvel bitirmekti. Şu anda gördüğüm, yetişmesi mümkün değil."

- "BİZİM ZAMANIMIZ VAR"
Toplu iş sözleşmesinin ana gündemleri olduğunu aktaran Atalay, düşük ücrete 15 bin lira teklif ettiklerini, şu anda rakamın 12 bin lira olduğunu, pazarlık sürecinin devam ettiğini söyledi.

Daha yüksek ücrete ise yüzde 45 zam ve iyileştirme teklifinde bulunduklarını hatırlatan Atalay, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şu anda yüzde 40 noktasındayız. Bunu kabul etmediğimizi ifade ettik. Bununla ilgili toplumun beklentisi var. Bizim zamanımız da var. İlk defa ocak ayında başladık. Ondan evvel biz temmuz, ağustos aylarında sözleşmeyi bitiriyorduk. Arzumuz seçim arifesinde bitirebilirsek bitiririz ama arzu ettiğimiz rakam olursa bitiririz. İlla seçime kadar bitireceğiz diye bir şey yok. Arzu ettiğimiz rakamı bulursak problem yok. Ama olmazsa biz bu işin içinde olmayız. Onu da ifade etmek istiyorum. Arzu ettiğimiz rakamı görmezsek niye bitirelim. Tablo bu."

Grev kararına ilişkin taleplere de değinen Atalay, bunun kanuna bağlı olduğunu ve yasal süreler bulunduğunu belirtti. Atalay, "Grev kararını en erken Yol-İş Sendikası 17 Mayıs'ta alabiliyor. 60 günlük süre var. Temmuz'u buluyor. Bize 'Erken kullan.' diyorlar. Öyle bir yetkimiz yok. Öyle bir imkan olsa anında alırız bu kararları. Ama sürelerimiz var, o süreye gelmedik daha." diye konuştu.

14 Mayıs seçimlerine değinen Atalay, işçinin Meclis'te temsil edilmesini istediklerini söyledi. Atalay, "15 gün sonra seçim var. 5-6 işçinin oraya gireceğini sanmıyorum. Meclis'te işçi yoksa kim anlatacak benim derdimi, kim söyleyecek? Biz bu ülkenin yüzde 65'iyiz." dedi.

- 1 MAYIS MİTİNGİ ADANA'DA
1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nü Adana'da kutlayacaklarını belirten Atalay, mitingin ardından depremden etkilenen illere tırlarla yardım malzemesi gönderileceğini ifade etti.

Etkinlikte arama kurtarma çalışmalarına katılan madencilerin de bulunacağını dile getiren Atalay, "Madencilerimiz en önde olacak. Onlar da miting bitiminde deprem bölgelerine gidecekler. Kurtarma ekibi nerede çalışmışsa, buraları ziyaret edecekler." dedi.

"İşveren tarafıyla tekrar görüşeceksiniz. Onların ilk teklifi 11 bin 500 taban ücret ve yüzde 30 zam şeklinde olmuştu. Onlarla yeni bir rakam konuşulacak mı?" sorusuna Ergün Atalay, "Bizim talebimiz 15 bin. Bu bir pazarlık. Biz 15 dedik, onlar şu anda 12 verdiler. Yukarısını yüzde 45 artı refah payı olarak söyledik, orada da 30'du, 40 verdiler. Biz kendilerine rakamların talebimizi karşılamadığını ifade ettik. Sayın Bakan, çağırıp konuşuruz diye ifade etti." yanıtını verdi.

"Masada şu rakam olursa otururuz diyeceğiniz rakamı açıklar mısınız?" sorusu üzerine Atalay, kafalarında bir rakam bulunduğunu, bunu da tekliflerinde ifade ettiklerini söyledi. AA

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Türkgün Gündem Ömer Çelik: Pakistan'a yapılan saldırıyı kınıyoruz

Ömer Çelik: Pakistan'a yapılan saldırıyı kınıyoruz

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Hindistan'ın yaptığı saldırı sorumsuzca, tansiyonu yükselten, kışkırtıcı bir saldırıdır ve bu bizim tarafımızdan tabii ki şiddetle kınanmaktadır" dedi.

AK Parti Sözcüsü Çelik, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, AK Parti Genel Merkezi'nde milletvekilleriyle kahvaltıda bir araya gelmesinin ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu.

Çelik,  iç ve dış politikayla ilgili, milletvekillerinin illeriyle ilgili değerlendirmeler yapıldığını belirterek, "Soru cevap şeklinde çok sayıda milletvekilimizin gündeme getirdiği konu ve soru oldu. Cumhurbaşkanımız, Genel Başkanımız bunları yanıtladı ve ilgili bakan arkadaşlarımıza yönlendirerek daha detaylandırılmasını, takip edilmesini temin edecek şekilde talimatlandırdılar." ifadelerini kullandı.

Çelik, şöyle devam etti;

Genel Başkanımızın, Cumhurbaşkanımızın toplantının açılışında yaptığı bir konuşma var. Bu konuşma çerçevesinde Cumhur İttifakı'nın büyük bir inisiyatifle sahip çıktığı ve öncülük ettiği terörsüz Türkiye sürecinin başarıya ulaşması için gereken hassasiyetin gösterilmesini, bütün grubumuzun bu hassasiyet çerçevesine, hassasiyet çerçevesinde gerekli inceliklere dikkat ederek terörsüz Türkiye süreci konusundaki süreci yakından takip etmesini ve bütün illerimizde, bütün teşkilatlarımızla birlikte bu sürece destek verilmesini ifade ettiler.

"Terörsüz Türkiye süreci bir devlet politikasıdır "

Ben Cumhurbaşkanımızın iç cephenin güçlendirilmesi çağrısından sonra Sayın Devlet Bahçeli'nin yaptığı stratejik ve tarihi çağrı ve Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu iradeyle ortaya çıkan ve netice itibariyle bugün Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından da bir devlet politikası olarak adlandırılan süreç, bütün yönleriyle takip ediliyor. Gelinen noktada terörsüz Türkiye süreci bir devlet politikasıdır ve bu çerçevede bütün bu hassasiyetler tüm boyutlarıyla takip edilmektedir.

Burada terör örgütünün bütün unsurlarıyla, bütün şubeleriyle ve bütün uzantılarıyla birlikte silah bırakması ve feshini ilan etmesi gerekmektedir. Terör örgütünün feshini ilan etmesiyle ve silah bırakmasıyla birlikte ortaya çıkacak süreç tabii ki yeni bir, çok önemli bir aşamaya işaret edecektir. Bu aşamadan sonra hem bölgede terör örgütlerini, vekalet savaşlarının parçası olarak kullananların, emperyalist denklemlerinin bozulmasına dönük yepyeni bir sayfa açılmış olacaktır ve bu bölge için büyük bir ilham kaynağı olacaktır. Bölgemizdeki kaynamanın, birtakım çatışmaların, fay hatlarının tetiklenmesine dönük bütün kötücül projelerin engellenmesi açısından son derece stratejik olacaktır.

Tabii terörün yıllar içerisinde gerek siyasi sistemimiz üzerinde gerek demokrasimiz üzerinde yarattığı bir yüksek tansiyon var. Terör örgütünün kendini feshetmesi ve silahlarını bırakmasıyla birlikte bu tansiyonun da ortadan kalkması, demokrasimizin daha güçlü bir siyasi enerjiyle donanmasına imkan verecek ve bu çerçevede terörün sona ermesine dönük, terör örgütünün kendisini feshetmesine ve silahları bırakmasına dönük attığı her somut adım, yeni olumlu karşılıkları, yeni olumlu adımları beraberinde getirecektir. Bu çerçevede terör örgütünün kendisini feshetmesi ve silah bırakmasıyla ilgili kararın en kısa zamanda bir an evvel açıklanması son derece önemlidir.

Bu sürecin somut olarak gerçekleşmesi gerekiyor. Sözde kalmaması gerekiyor. Bunun açıklanmasıyla birlikte, bunun somut olarak nasıl hayata geçeceği konusunu devlet kurumlarımız sahada takip edecektir. Sahada bunu organize edecektir. Bunun sahada teyit edilmesi, devlet politikasının gereği olarak da devletin başı olarak Sayın Cumhurbaşkanımıza tabii ki arz edilecektir, rapor edilecektir.

"Hindistan'ın yaptığı saldırı hiçbir şekilde kabul edilemez"

Dün akşam, gece geç saatlerde biliyorsunuz Hindistan'la Pakistan arasında bir gerilim ortaya çıktı. Hindistan'ın Pakistan'a yaptığı füzelerle ve savaş uçaklarıyla bir saldırı söz konusu oldu. Tabii biz Pakistan'a yapılan bu saldırıyı şiddetle kınıyoruz ve reddediyoruz. Hindistan tarafı bunu daha önceki terör saldırılarına bir karşılık olarak ifade ediyor. Fakat Pakistan tarafı bildiğiniz gibi terörün araştırılmasıyla ilgili kapsamlı bir komisyon kurulmasını ve araştırılmasını istemişti. Doğru olan da buydu. Bunun araştırılmasıyla ilgili mekanizmanın hayata geçmesi ve kapsamlı bir şekilde araştırılması ve soruşturulması gerekiyordu.

Bunun yapılması yerine sivil hedefleri hedefleyecek şekilde, sivil alanları ve sivil yapıları, sivil kişileri hedefleyecek şekilde füzelerle ve savaş uçaklarıyla Hindistan'ın Pakistan'a yaptığı saldırı hiçbir şekilde kabul edilemez. Bunu şiddetle kınadığımızı ifade ediyoruz. Tansiyonun daha fazla yükselmemesi için gereken adımların atılması gerekir. Burada Hindistan'ın yaptığı saldırı sorumsuzca, tansiyonu yükselten, kışkırtıcı bir saldırıdır ve bu bizim tarafımızdan tabii ki şiddetle kınanmaktadır. Bundan sonrasında daha bölgede bir savaşı tetikleyecek bir tablonun ortaya çıkmamasını temenni ediyoruz.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *