Türkgün Ekonomi Türkiye 3 yıl içinde yüksek gelirli ülkeler sınıfında olabilecek

Türkiye 3 yıl içinde yüksek gelirli ülkeler sınıfında olabilecek

Yaklaşık 1 trilyon dolarlık milli gelirle dünyanın en büyük 20 ekonomisi içinde yer alan Türkiye, Orta Vadeli Program'a (OVP) göre, 2026'da kişi başına düşen milli gelirinin 14 bin 855 dolar olmasıyla Dünya Bankası'nın kriterlerine göre yüksek gelirli ülkeler grubuna girecek.

KAYNAK: AA

Türkiye, Dünya Bankası'na göre, 2006-2017'de iddialı reformlarla ekonomide yüksek büyüme oranları elde ederken, bu da ülkeyi üst-orta gelir statüsünde daha yüksek seviyelere taşıyarak yoksulluğu azalttı.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in Türkiye'nin 2026 itibarıyla Dünya Bankası'nın tanımıyla yüksek gelirli gelişmiş ülkeler sınıfında yer alacağını açıklamasının ardından Türkiye'nin mevcut dönemdeki gelir sınıfı ve gelecek dönem için işaret edilen yüksek gelirli ülke olma hedefi gündeme geldi.

Dünya Bankası, tüm dünyadaki ekonomileri sınıflandırarak 4 kategoriye ayırıyor. Buna göre,1.135 doların altında olan ülkeler "düşük gelirli", 1.136-4 bin 465 dolar arasında olanlar "düşük-orta", 4 bin 466-13.845 dolar arasında olanları "yüksek-orta", 13 bin 846 dolar ve daha yüksek olanlar da "yüksek" gelirli ülkeler olarak tanımlıyor.

TÜRKİYE, DÜNYA BANKASI TANIMIYLA YÜKSEK-ORTA GELİR ÜLKELER SINIFINDA

Sınıflandırmalar, dolar cinsinden kişi başına düşen milli gelir hesabına göre her yıl 1 Temmuz'da Dünya Bankası tarafından güncellenerek yayınlanıyor.

Dünya Bankası'nın gelir sınıflandırması, bir ülkenin gelişmişlik düzeyini yansıtmayı hedefliyor. Son yapılan güncellemeye göre, Türkiye, 2022'deki 10 bin 655 dolarlık kişi başına düşen milli geliri ile Banka'nın gelir sınıflandırmasında 2005'ten beri "yüksek-orta gelir" kategorisindeki yerini korudu.

Dünya Bankası'nın sınıflandırmalarındaki değişikliğin 2 nedenden kaynaklandığını biliniyor. Her ülkede ekonomik büyüme, enflasyon, döviz kurları ve nüfus artışı gibi faktörlerin kişi başına düşen milli geliri etkiliyor olması ülkelerin sınıflandırılmasını etkileyen en önemli faktör olurken, ikinci neden, Dünya Bankası'nın küresel enflasyona göre gelir sınıflandırma eşiklerinin enflasyona göre yıllık olarak düzeltilmesi. Bunun nedeni ise sınıflandırma eşiklerinin reel olarak korunabilmesi.

Uluslararası Para Fonu (IMF) verilerine göre, 2022'de "yüksek gelirli" ülkeler sınıfında 64 ülke yer alıyor. Bu listede Lüksemburg, Norveç ve İrlanda ilk 3 sırada bulunuyor. Ancak gelir sınıfının yanında gelişmişlik düzeyi de önemli yer tutuyor.

"TÜRKİYE, 2026'DA DÜNYA BANKASI'NIN TANIMIYLA YÜKSEK GELİRLİ GELİŞMİŞ ÜLKELER KATEGORİSİNE GİRMİŞ OLACAK"

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz tarafından 6 Eylül'de açıklanan OVP; yatırım çekmeyi, üretimi çeşitlendirmeyi ve iş gücüne katılımı artırmayı hedefliyor. OVP’de kişi başına düşen milli gelirin 2024'te 12 bin 875 dolar, 2025'te 13 bin 717 dolar, 2026'da 14 bin 855 dolar olması bekleniyor.

2026 hedefinin gerçekleşmesiyle Türkiye, Dünya Bankası'nın kriterlerine göre yüksek gelirli ülkeler sınıfına girerek 2005'ten beri bulunduğu yüksek-orta gelirli ülkeler sınıfının üstüne çıkmış olacak.

Ayrıca, Dünya Bankası'nın sınıflandırma eşiklerinde enflasyon oranları da önemli yer tutuyor. OVP'de açıklanan verilere göre, Türkiye'de enflasyonun 2024 için tahmini yüzde 33, 2025 için yüzde 15,2, 2026 için ise yüzde 8,5 olması hedefleniyor.

Geçen hafta Cumhurbaşkanlığı himayesinde gerçekleştirilen ve Türk diasporasının önemli isimlerini bir araya getiren Dünya Türk İş Konseyi 10. Kurultayı'nda katıldığı gala yemeğinde konuşan Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, "Bu program dönemi (açıklanan OVP) sonunda, yani 2026'da, Türkiye, 2026'da Dünya Bankası'nın tanımıyla yüksek gelirli gelişmiş ülkeler kategorisine girmiş olacak. Bu çok önemli bir eşik. İnanıyorum ki biz bunu başaracağız." ifadelerini kullandı.

"YATIRIM ORTAMINI İYİLEŞTİRECEK EKONOMİ VE EKONOMİ DIŞI HER POLİTİKA TÜRKİYE'NİN ORTA GELİR TUZAĞINI AŞMASINA BÜYÜK KATKI SAĞLAR"

Konuyu AA muhabirine değerlendiren Piri Reis Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu, sürdürülebilir ve güçlü büyümenin en önemli koşullarından birisinin düşük ve kalıcı enflasyon oranına sahip olmak olduğunu söyledi.

Aslanoğlu, "Yüksek enflasyonda faaliyet dışı gelirlere odaklanan işletmeler düşük enflasyon ortamında faaliyete, üretime ve yatırıma odaklanabilir. Üretim artışı gelire yansıyarak ortalama geliri de zaman içerisinde arttırır." dedi.

Türkiye'nin ekonomisinde tasarruf açığı bulunduğunu belirten Aslanoğlu, gelir ağırlıklı olarak ihracatın artması halinde içeride tasarrufların da artacağını söyledi.

Aslanoğlu, şunları kaydetti:

"Sürdürülebilir büyümenin ve gelir artışı önünde engel olabilen cari açık sorunu da çözülür. Fakat başlangıçta gelir artışı için tasarruf açığını azaltan dış sermaye girişine de ihtiyaç bulunuyor. Düşük enflasyon başta olmak üzere yatırım ortamını iyileştirecek ekonomi ve ekonomi dışı her politika Türkiye'nin toplam gelirini, kişi başına gelirini artırmasına ve orta gelir tuzağını aşmasına büyük katkı sağlar."

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Türkgün Siyaset 660 sayılı KHK'da değişiklik içeren teklif TBMM'de

660 sayılı KHK'da değişiklik içeren teklif TBMM'de

TBMM Genel Kurulu, bazı kanun ve KHK değişiklikleri üzerine görüşmelerini tamamladı.

KAYNAK: AA

TBMM Genel Kurulunda, Bazı Kanunlarda ve 660 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede (KHK) Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin birinci bölümünün tümü üzerindeki görüşmeler tamamlandı.

Teklifin birinci bölümü üzerinde Yeni Yol Partisi adına söz alan Ankara Milletvekili Mesut Doğan, AK Parti iktidarları dönemini eleştirdi.

AK Parti iktidarları döneminde 28 trilyon faiz ödendiğini ileri süren Doğan, "Ne demek bu? Türkiye'de 26 milyon ailenin, hanenin olduğunu kabul ettiğimizde her aile başına sadece millet olarak 1 milyon 100 bin lira faiz ödedik ve bu kadar dehşet bir faizin ödendiği ülkede insanlarımız karnını doyuramayacak bir hale geldikleri gibi yarına dair ciddi manada endişeler taşıyorlar." değerlendirmesini yaptı.

İYİ Parti Çanakkale Milletvekili Rıdvan Uz ise teklifi, "Anayasaya aykırılık torbası" olarak niteledi. Uz, "Teklifin içinde yüksek yargı kararlarının hiçe sayıldığı demokratik süreçlerin baypas edildiği, denetimin ortadan kaldırıldığı çeşitli düzenlemeler var." diye konuştu.

Teklifte, Diyanet İşleri Başkanlığının yurt dışı temsilcilikleriyle ilgili düzenlemenin yer aldığını aktaran Uz, "102 ülkede temsilciliği olan lakin liyakat ve denetimden ve verimlilikten söz edemediğimiz bir yapıyla yine karşı karşıyayız. Diyanetin önemli gelirlerinden biri olan özellikle Diyanet Vakfının da Sayıştay denetiminin dışına çıkarılması aklımıza başka başka soru işaretleri getirmektedir." ifadesini kullandı.

MHP Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı, Diyanet İşleri Başkanlığıyla ilgili teklifte yer alan düzenlemelere değinerek, teklifle Din İşleri Yüksek Kuruluna resmi kurumların talebi üzerine dini yayınları incelemek ve mütalaa vermek, namaz vakitleri ile dini gün ve geceleri tespit ve ilan etmek, Kur'an-ı Kerim meallerini incelemek ya da incelettirmek görevlerinin verildiğini anımsattı.

Diyanet İşleri Başkanlığında görev yapanlara ilişkin düzenlemelere de değinen Kalaycı, şunları kaydetti:

"Başkanlık müşaviri, Başkanlık müftüsü ve Başkanlık vaizi ünvanındaki personelin merkez veya taşra teşkilatında çalıştırılabilmesi ayrıca yurt dışı teşkilatın müşavirlik ve ataşeliklerden oluşacağı ve yurt dışında mahallinden sözleşmeli personel olarak çalışanlara ödenecek ücret düzenlenmektedir. Bunlarla birlikte, Diyanet İşleri Başkanlığında önemli görevleri ifa eden vaizlere eş değer kadroların ek ödeme oranlarının verilmesi, yine din hizmetleri sınıfında çalışan murakıpların statü ve özlük haklarının eş değer kadrolar dikkate alınarak belirlenmesi görüşündeyiz. Ayrıca, kadrolularla aynı işi yapmalarına rağmen birçok haktan yararlanamayan vekil imamlar ve fahri öğreticilerin kadroya alınması, camilerdeki ve kurslardaki ihtiyaç gözetilerek alımlarda kontenjanının artırılması gerekli görülmektedir"

DEM Parti Şanlıurfa Milletvekili Dilan Kunt Ayan, Diyanet İşleri Başkanlığının bütçesinin birçok bakanlığın bütçesinden fazla olduğunu söyledi. Ayan,"İşte, tam da Galeano'nun dediği gibi mutlu azınlığın doyması için yığınların açlıktan ölmesi gerek demek. Ülkenin en büyük bütçelerinden birine sahip Diyanetin yoksullara verdiği vaazlar bu tabloyu zaten gözler önüne seriyor." eleştirisinde bulundu.

CHP Antalya Milletvekili Cavit Arı, söz konusu teklifle, hac ve umre faaliyetleriyle ilgili olarak Diyanet Vakfınca açılacak hac ve umre hesabına ödemelerin yapılacağını ancak bu ödemelerin ve hesapların denetlenmesiyle ilgili yetkinin Cumhurbaşkanınca yetkilendirilmiş denetim elemanlarına bırakıldığına dair bir hükmün olduğunu söyledi. Arı, "Türkiye'deki hac ve umre faaliyetiyle ilgili Diyanet Vakfınca yapılacak hizmetler, Sayıştay'ın denetiminden uzaklaştırılmış durumda." diye konuştu.

CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, Anayasa Mahkemesi'nin rektör atamalarına ilişkin iptal kararını hatırlattı. Teklifte bu duruma ilişkin düzenlemelerin yer aldığını anımsatan Emir, "Beklemiş 70'e yakın rektör atamış son gün bize getiriyor 'Alelacele geçirin bunu' diyor bunun adı şantaj." sözlerini sarf etti.

AK Parti İstanbul Milletvekili Oğuz Üçüncü ise teklifin ilk 9 maddesinin Diyanet İşleri Başkanlığı ile ilgili düzenlemeleri içerdiğini söyledi.

Teklifin 7. maddesine işaret eden Üçüncü, söz konusu madde ile yurt dışında görev yapacak din görevlilerinin özlük haklarının iyileştirileceğini vurguladı. Üçüncü,"Söz konusu maddede öngörmüş olduğumuz iyileştirmeyle hem istihdamı kolaylaştıracağız, aynı zamanda insanlarımızın ana vatanıyla bağını inşallah daha da pekiştireceğiz." dedi.

Konuşmaların ardından teklifin birinci bölümünün tümü üzerindeki görüşmeler tamamlandı.

Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş, daha sonra birleşime ara verdi.

Aranın ardından komisyonun yerini almaması üzerine Kurtulmuş, birleşimi saat 14.00'te toplanmak üzere kapattı.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *