Türkgün Ekonomi Türkiye, Türkmen gazının Avrupa yolunda kilit rota olacak

Türkiye, Türkmen gazının Avrupa yolunda kilit rota olacak

Türkiye, Türkmen gazının Avrupa'ya ulaştırılmasında Azerbaycan ve Gürcistan ile iş birliği yapıyor. Hedef: Hazar geçişli bir hat ile enerji merkezine dönüşmek.

Türkiye, Türkmen gazının Avrupa'ya ulaştırılmasında Azerbaycan ve Gürcistan ile iş birliği yapıyor. Hedef: Hazar geçişli bir hat ile enerji merkezine dönüşmek.

KAYNAK: AA

Rusya-Ukrayna Savaşı sonrası Avrupa’nın gaz krizine çözüm arayışları hız kazandı. Türkiye, Azerbaycan ve Türkmenistan, Türkmen gazının Avrupa’ya ulaşması için diplomasi adımları atıyor.

İLK ADIMLAR ATILDI

Mart ayında Türkiye ile Türkmenistan arasında doğal gaz iş birliği mutabakatı imzalandı. Ardından Türkiye-Azerbaycan arasında Türkmen gazının Azerbaycan ve Gürcistan üzerinden Türkiye’ye ulaştırılmasına dair anlaşma yapıldı.

TÜRKMEN GAZI İÇİN ÜÇ FARKLI ROTA

Enerji Bakanı Alparslan Bayraktar, Türkmen gazının Türkiye’ye gelmesi için İran ve İran-Azerbaycan üzerinden takas veya Hazar geçişli boru hattı gibi üç seçeneği değerlendirdiklerini belirtti.

BAŞLANGIÇTA 2 MİLYAR METREKÜP

İlk etapta 2 milyar metreküp Türkmen gazının Türkiye’ye taşınması planlanırken, gelecekte her yıl 15 milyar metreküp gaz hedefleniyor. Türkiye’nin enerji merkezi konumunu güçlendirme amacıyla atılan bu adımlar, Avrupa’ya enerji güvenliği sağlamayı hedefliyor.

STRATEJİK ÖNEMİ ARTIYOR

Oxford Enerji Çalışmaları Enstitüsü’nden Julian Bowden, Türkmen gazının Avrupa’ya ulaşmasında temel sorunun iletim ve ticari anlaşmalar olduğunu belirterek, Türkiye’nin enerji merkezi olma hedefine ulaşması için bu hamlenin önemine vurgu yaptı.

Julian Bowden, Türkmen gazının Avrupa’ya ulaştırılmasında en büyük zorluğun ticari anlaşmalar ve taşıma altyapısı olduğunu ifade etti. Bowden’a göre, Türkiye, enerji merkezi olma hedefine adım adım yaklaşırken, Türkmen gazının transferi bu hedefe büyük katkı sağlayacak.

Julian Bowden, Türkiye'nin gaz merkezi olma hedefini anımsatarak, "Ne kadar çok tedarik seçeneğine sahip olursa o kadar iyi. Hubların arz çeşitliliğine ihtiyacı vardır. Küçük miktarlarda da olsa Türkmenistan'dan gaz tedariki, bir hub kurma fikrinin hayata geçirilmesine yardımcı olacaktır. Ayrıca, İran ve Rusya gazına da alternatif olacaktır" dedi.

Türkmenistan'ın devasa gaz kaynaklarının atıl durumda olduğuna dikkati çeken Bowden, "Tek ihracat pazarı olan Çin'e son derece bağımlı durumda. Türkmenistan-Afganistan-Pakistan-Hindistan Doğal Gaz Boru Hattı (TAPI) projesi de gerçekleşmiyor. Ayrıca, Avrupa'nın kaybedilen Rus gazı yerine yeni gaz tedarikine ihtiyacı var" ifadesini kullandı.

Bowden, tüm bunlar dikkate alındığında olası bir ticarete ilişkin şunları kaydetti:

"Türkmenistan'ın ihracat pazarı olarak sadece Çin varken, Türkiye'nin tedariki iyi durumda. Muhtemelen Türkmenistan'ın Türkiye'ye ihtiyacı, Türkiye'nin Türkmenistan'a ihtiyacından daha fazladır. Asıl engel ulaşımın sağlanması. Yıllık 15 milyar metreküp çok büyük bir gaz hacmi. Bu bir takas anlaşması için çok fazla. Bu da Trans-Hazar boru hattı şeklinde yeni bir proje ve ardından Azerbaycan'dan Türkiye'ye uzanan Güney Gaz Koridoru'nun büyük ölçüde genişletilmesini gerektirecektir. Devamında ise Türkiye'den Avrupa'ya iletimi için Güney Doğu Avrupa'da yeni bir proje ya da TAP boru hattının yine büyük ölçüde genişletilmesi gerekecektir."

Bunun, planlandığı gibi ilk etapta daha küçük bir hacmin takas yoluyla iletimi, ardından bir Trans-Hazar boru hattına dönüştürülmesiyle gerçekleştirilmesi ihtimaline değinen Bowden, "Türkmenistan'dan batıya doğru büyük ölçekli bir ihracatın başlamasıyla Hazar, Trans-Kafkasya ve Güney Avrupa'daki doğal gaz görünümü değişecektir. İran üzerinden yıllık 1-2 milyar metreküplük küçük bir takasın Türkiye ya da Avrupa için çok az piyasa etkisi olacaktır ancak büyük bir sembolik etkisi olacaktır" değerlendirmesinde bulundu.

YENİ ALTYAPI İHTİYACI

Atlantik Konseyi Kıdemli Araştırmacısı John M. Roberts, Türkmenistan’dan Türkiye’ye gaz taşınması için mevcut altyapının yetersiz kalabileceğini ifade etti. Trans-Hazar boru hattı, Azerbaycan ve Güney Gaz Koridoru’nun genişletilmesi gündemde.

Roberts, Türkmen kıyılarından Türkiye'ye kadar yeni ve büyük ölçekli bir altyapı inşa etmenin ise mevcut koşullarda pratik olmadığını savundu.

Türkmenistan'ın doğal gazı için alternatif çıkış noktaları bulması gerektiğini kaydeden Roberts, "Halihazırda bir çıkış noktası var: Çin. Ancak gerektiği kadar hızlı büyümüyor. Pakistan ve Hindistan'a bir boru hattı çekmeye çalışıyor ve bunu 20 yıldır deniyor, ancak ilerleme kaydedemiyor. Bu noktada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın projeye verdiği emek, Türkiye'ye gaz getirmek için bir mutabakat zaptı imzalaması ve ardından Azerbaycan'ın transit ülke olarak hareket etmesini sağlamak için başka bir mutabakat zaptı denemesi var. İşte Türkmenistan'ın ilgileneceği hat bu" diye konuştu.

Roberts, Türkmen gazının Avrupa'ya gidip gitmediğine bakılmaksızın Türkiye'ye ulaşmasından tüm tarafların kazançlı çıkacağını belirterek, "Hazar üzerinden Türkmen gazının ihracatı projesini hayata geçirebilecek biri varsa o da Türk yetkililerdir. Türkmen gazının batıya iletilmesinde büyük bir gelişme söz konusu olacaksa bunu gerçekleştirecek oyuncu Türkiye olacaktır" dedi.

TÜRKİYE'NİN KRİTİK ROLÜ

Enerji uzmanı Danila Bochkarev, Türkmen gazının AB’ye ulaşmasının Türkiye’nin bölgesel enerji merkezi olma hedefine katkı sağlayacağını vurguladı.

Enerji Uzmanı Danila Bochkarev ise makul fiyatlı her yeni gaz kaynağının Türkiye'nin ekonomik kalkınması için önemli olduğunu, Türkmen gazının Türkiye'nin bölgesel bir gaz merkezi olarak konumunu güçlendireceğini söyledi.

Bochkarev, Türkmen gazı için planlanan Trans-Hazar boru hattının jeopolitik, finansal ve çevresel engeller nedeniyle kısa vadede tamamlanmasının mümkün görünmediğini vurgulayarak, gazın İran üzerinden Türkiye'ye ulaşabileceğini ancak İran'a uygulanabilecek yeni yaptırımların ve Irak ile rekabet gibi bazı zorluklarla karşılaşılabileceğini aktardı.

Temelde, Türkiye ile Türkmenistan arasındaki doğal gaz anlaşmasının Türkmen gazının Avrupa Birliği'ne ulaşmasını kolaylaştıracağını dile getiren Bochkarev, "Türkmenistan gazı teorik olarak Avrupa'da rekabetçi bir fiyata satılabilir. Ancak Çin'e yapılan teslimatlar veya gaz kaynaklarını paraya çevirmenin diğer yollarıyla karşılaştırıldığında Türkmengaz için fazla kar getirmeyecektir" görüşünü paylaştı.

Yorumlar
Aşağıdaki görselde işlemin sonucu kaçtır?
Captcha Image
Z
Ziyaretçi ömer gürbüz 4 ay önce
türkiye özerinden avrupaya tedarik edilecek tükmengazi avrupaya enerji bollugu sagliyacak nemutlu türküm diyene
BEĞENME
0
CEVAPLA
Türkgün Ekonomi Konut üretimi hızlandı, o endeks tarihi zirveyi gördü

Konut üretimi hızlandı, o endeks tarihi zirveyi gördü

Bina inşaat endeksi ocakta tüm zamanların en yüksek seviyesine çıkarken, sektör temsilcileri artan talep ve faiz indirim sinyallerinin ardından üreticilerin arz için harekete geçtiğini bildirdi.

Bina inşaat endeksi ocakta tüm zamanların en yüksek seviyesine çıkarken, sektör temsilcileri artan talep ve faiz indirim sinyallerinin ardından üreticilerin arz için harekete geçtiğini bildirdi.

KAYNAK: AA

Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) istatistiklerine göre, inşaat üretim endeksi, ocakta geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 15,5 artış gösterdi. Söz konusu artış, son 9 ayın en yüksek verisi olarak kayıtlara geçti. Söz konusu endeks Nisan 2024'te yüzde 17,9'a yükselmiş ve sonraki aylarda düşerek dalgalı bir seyir izlemişti.

Söz konusu veriyi oluşturan iki ana endeks arasında yer alan bina üretimindeki artışa işaret eden bina üretim endeksi ise ocakta rekor kırdı. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış bina inşaatı endeksi ocakta 152,1 puana yükselirken, verinin açıklanmaya başlandığı Ocak 2017'den bu yana en yüksek rakam görülmüş oldu.

Böylece mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış bina inşaatı endeksi 97 ayın en yükseğine çıktı. Bundan önceki en yüksek rakam 144,9 ile Aralık 2024'te ve 138 ile Ocak 2018'de görülmüştü.

Sektör temsilcileri, geçen yılın ikinci yarısında yükselişe geçen ve son 8 aydır sürekli artan konut satışlarının bu alandaki üretimi de artırdığını belirtirken, faiz indirimlerinin başlamasının ve yıl içinde devam edeceğine dair beklentilerin de üretimi destekleyen unsurlar arasında yer aldığını bildirdi.

Öte yandan inşaat maliyetlerindeki yıllık artışın ocakta yüzde 26,61'e gerilemesi ve son 49 ayın en düşük verisi olarak kayıtlara germesi de üretimi teşvik ettiği belirtildi.

“KONUT ARZININ ARTACAĞINA İLİŞKİN ÖNCÜ BİR GÖSTERGE”

İnşaatçılar ve Gayrimenkul Geliştiricileri Derneği (İNDER) Başkanı Engin Keçeli, bina inşaatı sektörü endeksinin tüm zamanların zirvesinde olmasının ve inşaat üretim endeksinin de son 9 ayın en yükseğine çıkmasının sektör adına "önemli ve sevindirici bir gelişme" olduğunu söyledi.

Keçeli, "Müteahhitler yeniden inşaat yapmaya başlıyor. Zaten üretimi artırmak zorundayız çünkü birkaç yıldır çok düşmüştü. Üretim olmazsa eylülden sonra satmaya daire bulamayacağız. Faizlerin düşmeye devam etmesiyle birlikte yılın ikinci yarısında konut satışlarının adeta coşacağını düşünüyoruz." dedi.

Konut üretiminin çok daha fazla artırılması gerektiğini, mevcut üretimin talebin oldukça altında kaldığını dile getiren Keçeli, "Talep var, bizim de arzı artırmamız gerekiyordu. Bu veri de o artışın öncü göstergesi. Hem üretim hem de satış artacak. Bütün üreticiler şu anda canlı olan ve daha da artacak talebe hazırlık yapıyor." ifadelerini kullandı.

“TALEBİN CANLILIĞI VE STOKLARIN ERİMESİ ÜRETİMİ TEŞVİK EDİYOR”

Gayrimenkul ve İnşaat Platformu Mustafa Ekiz de faizlerin düşme eğilimine girmesi nedeniyle fiyatların artacağı beklentisi sonrası konut satışlarındaki artışın devam ettiğini söyledi.

Geçen yılın ikinci yarısından itibaren konut satışlarının sürekli arttığını dile getiren Ekiz, "Bu artışta vatandaşlarımızın diğer yatırımlardan kar elde ederek birikimlerini konuta yönlendirmesinin etkisi büyük. Yatırımcılar altın, KKM, mevduat ve döviz gibi enstrümanlardaki birikimlerini son aylarda konuttaki fırsatlar için kullandı." dedi.

Ekiz, sadece son 8 ayda satılan konut adedinin 1 milyon 158 bine yaklaştığını kaydederek, "Artık mevcut stoklar tükenmiş durumda. Satışların 3'te ikisi zaten ikinci el. Bu nedenle yeni konut üretiminin artması gerekiyor ve bir hareketlenme söz konusu." diye konuştu.

Türkiye'de yılda 800 bin civarında konut üretilmesi gerektiğini ancak mevcuttaki üretimin bir süredir çok daha düşük rakamlarda seyrettiğini anlatan Ekiz, "Talebin bu denli canlı olması, stokların erimesi ve inşaat maliyetlerindeki artış hızının yavaşlaması üreticileri harekete geçmeye teşvik etti." açıklamasında bulundu.

Yorumlar
Aşağıdaki görselde işlemin sonucu kaçtır?
Captcha Image
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *