Kacır, Güney Kore'nin başkenti Seul'de düzenlenen, dünyanın en büyük teknoloji şirketlerinin bir araya geldiği 24. Dünya Bilgi Forumu'nda, yabancı yatırımcıların Türkiye ekonomisine duyduğu güven ve güçlü yatırım ortamı sayesinde Türkiye'nin, otomotiv sektöründe önemli bir üretim üssü haline geldiğini ifade etti.
Sektörün geçen yıl 1,3 milyondan fazla otomobil ürettiğini ve bunların 970 bininin ihraç edildiğini belirten Kacır, otomotiv ihracatının 31,5 milyar dolara ulaşarak ülkenin en büyük ihracat kategorisi olma konumunu koruduğunu bildirdi.
Kacır, otomotiv sektörünün Türkiye ekonomisinde oynadığı önemli rolü göz önünde bulundurarak sektördeki son eğilimleri yakından takip ettiklerini dile getirdi.
Otomotiv sektörünün son zamanlarda büyük bir dönüşüm geçirdiğine işaret eden Kacır, değişen kar havuzlarının da bu dönüşümü yansıttığını söyledi.
Kacır, paylaşımlı mobilite ve dijital hizmetler gibi kar getiren yeni alanların genişlediğini, araç satışı, satış sonrası hizmetler ve sigorta hizmetleri gibi geleneksel kar getiren alanların ise kar paylarında azalma olduğunu ifade etti.
Araçların artık diğer araçlarla ve çevreleriyle iletişim kurmasının daha mümkün hale geldiğini ve mobilite devrimini bir fırsat olarak gördüklerini söyleyen Kacır, şöyle devam etti:
"Hedefimiz, Türkiye'nin yeni mobilite ekosisteminde daha güçlü bir şekilde yer almasıdır. Bunun için gerekli altyapı Türkiye'de fazlasıyla mevcut. Son 20 yılda atılan uzun vadeli adımlarla ülkemiz güçlü bir teknoloji ekosistemi inşa etti. Sayıları 100'ü bulan teknoparklarda 9 bin 500 şirket faaliyet gösteriyor. 1600'den fazla AR-GE ve tasarım merkezi, AR-GE ve inovasyon projeleri yürütüyor. Türkiye'nin teknoloji ekosisteminin kalbinde 220 bini aşkın AR-GE personeli yer alıyor."
- "GÜÇLÜ BİR ELEKTRİKLİ OTOBÜS ÜRETİM EKOSİSTEMİNE SAHİBİZ"
Kacır, yeni yaklaşımlarının en önemli meyvesinin Türkiye'nin yerli ve milli elektrikli otomobili Togg olduğunu belirterek, kuruluşundan 4 yıl sonra Ekim 2022'de ilk elektrikli ve otonom akıllı aracı piyasaya sürdüklerini ve bugün Türkiye yollarında 2 binden fazla Togg'un bulunduğunu ifade etti.
Böyle bir elektrikli araç projesinin rekabetçi maliyet tabanını korumak için batarya tedarikinin önemine işaret eden Kacır, Togg ve FARASİS'in batarya üretimi için Gemlik'te ortak bir yatırıma giriştiğini anlattı.
Kacır, mobilite sektörünün rekabetçiliğini koruması için yeni batarya yatırımlarının Türkiye'ye kazandırılması için de çalışmaları sürdürdüklerini dile getirdi.
Bu noktada Güney Koreli akü yatırımcılarının Türkiye'deki yatırım planlarından dolayı büyük memnuniyet duyduğunu söyleyen Kacır, şunları ifade etti:
"Bu yatırımlar, yatırımcıların ülkemize duyduğu güveni kanıtladığı gibi mobilite alanındaki vizyonumuzun küresel oyuncular tarafından benimsendiğinin de en açık göstergesidir. Elektrikli otomobillerin yanı sıra her zaman vurguladığımız bir başarı hikayesi de elektrikli otobüslerdir. Ülke olarak ihracat başarılarıyla güçlü bir elektrikli otobüs üretim ekosistemine sahibiz. Bu ekosistemin tedarikçileriyle birlikte genişlemesini ve güçlenmesini öncelikli görüyoruz."
Kacır, Mobilite Araç ve Teknolojileri Stratejisi Yol Haritası'nda kara, hava, deniz ve raylı sistemler gibi tüm mobilite modlarını bir arada ele aldıklarını ve bu doğrultuda hayata geçirecekleri projelerle elektrikli araç kullanımını ve satın alınmasını teşvik ettiklerini dile getirdi.
- "2030'A KADAR ELEKTRİKLİ ARAÇLARDA YERLİLİK ORANIMIZI YÜZDE 75'E ÇIKARIYORUZ"
Bakan Kacır, Türkiye'de 2030'a kadar elektrikli araç pazar payını yüzde 35'e ulaştırmayı ve toplam elektrikli araç stokunu 2,5 milyona çıkarmayı hedefleyerek daha çevreci bir mobilite ekosistemini hızla inşa ettiklerini söyledi.
Halka açık şarj prizi sayısının 251 bine ulaşmasını öngördüklerini belirten Kacır, şöyle dedi:
"Elektrikli araç sayısındaki artışla birlikte elektrikli araçların en önemli maliyet bileşenleri olan batarya modül ve paketlerinin üretim ve test altyapısını güçlendiriyoruz. Bunu yaparken ülkemizi bölgesel bir batarya üretim merkezi haline getirmeyi hedefliyoruz. Bataryalarda yerlilik oranının artması, ülkemizde üretilen araçların yerlilik oranlarına da olumlu yansıyacaktır. Ülkemizde batarya alanında artan üretim ve test altyapısı ile 2030'a kadar elektrikli araçlarda yerlilik oranımızı yüzde 75'e çıkarıyoruz."
- "GELİN BİRLİKTE ÇALIŞALIM VE KAZANALIM"
Kacır, bağlantılı ve otonom araçların yakın gelecekte sürüş güvenliği ve konfor için vazgeçilmez hale geleceğini belirterek, bağlantılı ve otonom araçların geliştirilmesi ve test edilmesi için gerekli altyapıyı kurduklarını bildirdi.
Bu test kapasitesinin akıllı araçlar ve yol sistemleri geliştirme merkezi, araç iletişim sistemleri, akıllı ulaşım sistemleri ve otonom araç sistemleri ve otoyol koridorlarını içereceğini anlatan Kacır, şu ifadeleri kullandı:
"Bu merkez, akıllı otomobiller ve diğer akıllı ulaşım sistemleri arasındaki iletişimi sağlayacak ve Türkiye'de gerçek yaşam koşullarında gerçek zamanlı testlere olanak tanıyacak. Merkez, tasarım aşamasından kullanıma kadar akıllı yol ve akıllı çevre imkanları ve hizmetleri sunacak. Laboratuvar ve kampüste model, yazılım, donanım ve sürücü simülasyon sistemleri yerli ve yabancı geliştiricilerin kullanımına sunulacak. Merkezler, mobilite sistemleri için inovasyon merkezimiz olan Bilişim Vadisi'nde yer alacak."
Kacır, Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı'nda ülkenin cari açığının azaltılmasının hedeflendiğini, program kapsamındaki projelerin AR-GE'den seri üretime kadar tüm aşamalarda desteklendiğini söyledi.
Toplam büyüklüğü 661 milyon dolar olan 41 projenin, katma değeri yüksek ve teknoloji odaklı yatırımlar anlamında Türkiye'ye katkı sağlayacağını belirten Kacır, sözlerini şöyle tamamladı:
"Türkiye, sağlam finansal altyapısı, elverişli makroekonomik koşulları ve geniş mobilite ekosistemi sayesinde en güvenli ve en karlı destinasyonlardan biri olmaya devam ediyor. Türkiye'ye yatırım yapan herkes kazandı ve kazanmaya devam edecek, bundan emin olabilirsiniz. İhtiyacınız olan desteği size sağlamak için durmaksızın çalışıyoruz. Gelin birlikte çalışalım ve kazanalım." AA